13 Temmuz 2017 Perşembe

Bir Karşılaşma


-Beyefendi,

-‘Sizin bir siyasi görüşü savunuyor olmanız, sohbetimizin bölünmesine asla sebep olamaz’.

-İyi-kötü, olur-olmaz, eksik-fazla… Bizim de bir görüşümüz var.

-Eğer bunları dinlemezseniz,

Konuşmaya, dertleşmeye, fikirleşmeye yer kalmayacak!.

-Ama efendim, ben şöyle söylemiştim;

-Efendim, söylediklerinizi dinlemekle müftehirim ve istifade ettim, bir itiraz diyemeyeceğim amma, şunu söylemeliyim; bizim söylediklerimizi asla dinlemiyorsunuz. Bu itibarla, anlaşıyoruz dediklerimiz ancak, bizim kabul ettiklerimizden ibaret oluyor. Yani, anlattıklarımızı dinlemezseniz, ne diye anlaşıyoruz diyorsunuz?

-Efendim. Efendim.. ne demek,, ne demek, can kulağıyla dinliyor ve sizden istifade ediyoruz. Ve bu güne kadar sizinle nasıl tanışmadığımıza, nasıl konuşmadığımıza bir anlam veremiyorum. Demek bu dünyada sizin gibi insanlar da varmış. Biz ne büyük fırsatlar kaçırmışız şimdi anlıyorum.

Takiye böylece devam eder gider.

Ve hayatımızda bu kirli senaryodan başka bir gördüğümüz de yoktur.

Esas olan hizmettir. Hizmet, karşıya yapılan iyi, hoş, güzel işlerdir. Yardımdır. Ve bunların tümüne birden ibadet denir.

Şimdi biliyorum bu sözlere karşı itirazlar yükselecek. Kabul etmek zordur lakin hakikatin de bir anlatımı olmalıdır. Sonuç; ister kabul et ister ret, gerçekler kendini anlatmaktan imtina etmez.

Oku, üzerinde düşün, bir karara var. Sonuçta itiraz hakkın vardır. Ama üzerinde düşünmeden ilk aklına gelen fikirle itiraz edersen ilerleyemezsin. Hedefe varmak için, yol almak lazımdır. Yol bitmez deme. Evet, yol bitmez ama işaretlediğin hedef sınırlıdır. Hiç olmazsa o sınıra kadar gitmelisin.

Anlatılanı dinlemeden ve üzerinde çalışmadan cevap verme. Her sözü çıktığı ağızdan değil, sahibinden bil. Her sözün bir öğüt olduğunu anlaman için daha nasıl söylenmeli?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...