27 Şubat 2017 Pazartesi

Facebook Mesajlarından…


Sosyal medyada yayınlanan mesajlardan seçmeler yayınlanma tarihleriyle aşağıya alınmıştır:

04 Ocak 2016
Başkanlık (saltanat-hanedan) hevesine kapılan Tayyip Erdoğan’ın Mekke’de ihrama girmesi ve Kâbe’nin ziyareti sırasında ihramlı haliyle resimlerinin, videolarının medyaya salınması ve gazeteci bozuntusunun cenazesinde eline mikrofon verilerek Kur’an’ı Kerim okuması ve medya sayfalarında binlerce paylaşılması…

Kıyıda kenarda kalmış ve kendini muhafazakâr olarak tanımlayan kişileri avlamak içindir. Ayrıca şunu da belirtmeliyim ki, muhalif cephe Trilyon Lira harcasa bu görüntülerin tesirinin Milyonda birini sağlayamazlar.

Dini ve dini kelime, kavram, giysilerin kullanarak halka şirin ve sözde Müslüman görünmek telaşı, pek yakında beklenen Başkanlık oylaması için ön çalışmalardır.

Buna nasıl tedbir alınır?

Ben bilmiyorum. Siyaset bir çözüm bulmalı ve CB’nin konuşması ve TV’lerden görünmesi kesin olarak sonlandırılmalıdır.

Aksi mi?

Yıkıma gidiyoruz…

***

11 Ocak 2016
Cumhurbaşkanı Ahmet N. Sezer’in Başkanlığında yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında önemli büyüklükteki krizin fitili ateşlenmişti. Anayasa kitapçığının fırlatılması fitili ateşleyen tetikleme olarak hatırlarımızdadır.

Şimdi bu krizi üretenin ‘SİSTEM’ olduğunu söylemek, altın oyuncaklarıyla oynayan çocuğu, üç kuruşluk bir şeker parçasıyla kandırıp, altını şekerle değiştirmeye benzer.

Sistem bazı parçalarından arıza yapabilir. Bu mümkündür ve hep karşılaşılan bir sonuçtur. Ancak, tamiratı çok kolay olup, bozulan parçanın değiştirilmesi günümüz mühendisliğinde basit bir eylemdir.

Yüzlerce Üniversite açmak değil iş; iş odur ki, makinenin (sistemin) arızalı parçasının tespiti ve tamiri için gerekli önerilerin yapılmasıdır. Kitapsız, hocasız üniversitelerin bolluğunda, her okul amaan diğeri yapsın bana ne, ağrımaz başım diyebilmektedir.

Evet,

Suç sistemde değil, sistemi olduğu gibi, ilmi ve Hakkani verilerle çalıştırılmamaktadır.

Ancak;

Mahallenin çocukları gibi, altından yapılı oyuncağını, üç kuruşluk şeker parçasına değiştirmek isteyen heveslileri gördükçe,

Neden demokrasimizin ilerlemediğinin sebeplerinin, muhalefet yapılanmasında olduğu anlaşılmaktadır.

Sistem gözden geçirilmelidir, doğrudur.

Lakin sistemi toplan değiştirmek, lüzumsuzluktur.

Deriz, vesselam.

***

10 Ocak 2016
“Bütün toplumsal kesimlerin, siyaset kurumundan yeni bir anayasa beklediği”ni, anayasanın değiştirilmesini isteyenler yüksek sesle anlatıyorlar.

Söyleyelim, palavradır:

Kimsenin umurunda filan değil Anayasa değişimi. Millet, huzur, aş, iş, eğitim, can güvenliği, mal emniyeti peşinde. Adam gibi yaşamak derdinde.

Tekrar söyleyelim:

Değişim isteyenlerin kuyruğuna takılarak, anayasanın değiştirilmesi gerektiğini söylemek, emperyalizmin hizmetine girmek demek olur. Anayasa yapmak başka iştir, memleketin bölünmesi, milletin parçalanması, değerlerin tarumar edilmesini istemek başka bir iştir.

Aklınızı başınıza alınız.

Bunlarla değil anayasa değiştirmek, kır bahçesinde bir bardak çay bile içilmez. Harami ile haram yolunda oynaşmak, eğlenmek, vakit geçirmek… haramdır….

(NOT: İlgilisi anlar.)

***

06 Mart 2016
"Referandum söz konusu olursa MHP…”

Şeklinde bir açıklama yaparsa siyasi lider,

Bunun manası,

Mutlaka referanduma gidilmelidir. Demektir.

Bendeniz aksini düşünüyorum.

Mevcut meclis yapısı anayasa yapmaya elverişli değildir. Bu yapıdan milli bir anayasa çıkamaz.

Hem, ne demişti C.B.; “Önceden hazırladığımız anayasa taslağı vardır. O gündeme getirilir. Referanduma sunulur. Halkımızın iradesi ne söylerse eyvallah deriz.”

Bu taslak, bilindiği gibi ABD’ye götürülüp onaylattırılmıştır. Bugüne kadar da söz konusu taslak millete açıklanmamıştır. Her şey kapalı kapılar ardında gizlice yapılmıştır.

Bu anayasa taslağına evet oyu vermek veya bu anayasa taslağının referanduma götürülmesi için katkı yapmak hangi akla hizmet eder?...

***

02 Şubat 2017
Hazırlanan anayasa metninde her ne kadar ‘Başkanlık’ kavramı yerine, ‘Cumhurbaşkanlığı’ kavramı kullanılmışsa da, bunun özellikle ‘ÜLKÜCÜLERİ’ kandırmaya yönelik olduğunu defalarca belirtmiştik.

Hala, Cumhurbaşkanlığı sistemi diyenlere, Sayın C.B. dün cevap vermiş;

Kızının derneğinin otobüsüne! Çıkarak orada bulunan gençlere:

“Yakında Başkanlığa geçeceğiz, çok çalışın”

Demiş.

Biz söylemiyoruz, seçilmiş cumhurbaşkanı söylüyor.

Hala mı, Cumhurbaşkanlığı sistemi diyecekseniz?

Kandırmayalım, doğruları söylemek zor da olsa, korkmayın, söyleyin.

Bir gün gelir, kazanırsınız.

***

15 Şubat 2017
Mevcut anayasamız  Madde 89 –“ Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen kanunları onbeş gün içinde yayımlar.”

Değiştirilen kanun maddesinde ise şöyle geçiyor:

“Kanunları yayımlar.” 

Süre belirtilmemiş. İster yayınlar, ister bekletir anlamı var.

Ki, bu madde. Tek adamlığı anlatır.

Meclis nasıl bir kanun çıkartırsa çıkartsın, C.B. (Yani Başkan) bu maddeyi sümen altı ederek, meclis iradesini yok sayabilecektir.

Buyurunuz…

***
19 Ocak 2016
Önündeki çukuru göremiyorsan, var bir göz doktoruna danış.

Bir güzel muayene etsin, aksaklığı anlatsın sana.

Kim bilir, basit bir ilaç tavsiyesi ile görmeye başlarsın.

Bu kafa gözünün halidir.

Bir de iç göz ile görebilmek var.

Göz önündeki isi, kiri, pası temizlemelisin.

Aynanın yüzündeki tozu sildikten sonra, âlemin parıldadığı gibi…

Hak aşikâr olanda,

Gam da gider, kasavette.

Şemseddin Sivasî (KS) şu beyti tam bu sıraya göredir:

“Sür çıkar ağyârı dilden tâ tecellî ede Hakk
Pâdişâh konmaz saraya, hâne mamûr olmadan”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...