Yazının başlığı
gülümsemelere sebep oldu biliyorum.
Gördüğüm şudur, Fenerbahçe
gönüllerde şampiyon olmuştur. Kupasız şampiyonluk. Bazı kabullere göre de bu
daha önemlidir. Kendini kabul ettirmek, kupayı kaldırmaktan daha kıymetlidir
ki, Fenerbahçe bunu başarmıştır.
Yöneticileri ve Başkan Aziz
Yıldırım hakkındaki (tutuklamalı) soruşturma, hem takım ve hem de taraftarların
moralini hayli yıktı. Mali durumu sarsıntı geçirdi. Bu rağmen birbirlerine
kilitlenen oyuncular ve hocaları Aykut Kocaman, yükü sonuna kadar sırtladılar
ve başardılar da. Bu görünüm içerisinde final oynamak az mı başarıdır?
Galatasaray’ın
şampiyonluğunu kutluyorum. Doğrusu bendeniz de onlara yakıştırmıştım
şampiyonluğu. Kim şampiyon olur sorusuna, Fenerlilerin “tabiî ki Fener”
yorumlarına katılmadığımı bildirdiğimden rahatım.
Başbakan Tayyip Erdoğan,
Rize de bulunuyordu final oynanırken ve sonrasında. Avni Aker Stadyumunda düzenlenen “Gençlik
Şöleninde” şu konuşmayı yapar; “Tribünlere terörü hâkim kılmak isteyen
zihniyeti lanetliyoruz. Sonuca katlanamayacaksan bu işi yapma. Futbolun üç
neticesi vardır, sonuca katlanmak zorundasınız.”
Hiç kimsenin karşı çıkması mümkün olmayan laflar bunlar. Bu sözlerde Fenerbahçe
taraftarına gönderme var. Maçtan sonra çıkan olayların Fenerbahçe taraftarının
çıkardığını alenen ve tespit ederek söylüyor. Araştırma ve inceleme sonucu elde
edilen bilgiler mi? Sanmıyorum. Hazır Trabzon da, Trabzonsporlularında
bulunduğu ortamda ve hazır, Trabzon taraftarlarının Fenerbahçe aleyhine
koşullandırıldığı bir ortamda söylenirse, etkisi büyük olacaktır.
Ertuğrul Özkök’ün (Pop
Sosyolog olarak yaptığı yorumda) şu satırlarını okuyalım:
“-Olaylar Fenerbahçe’nin, en
fanatik taraftarının bulunduğu kale arkasında değil, daha çok liseli ve üniversiteli
taraftarın oturduğu bölümde başladı.
-Benim kanaatim, polis aşırı
tepki göstermeseydi, orayla sınırlı kalabilirdi. Ancak polis şiddetle girince,
olay bir anda tribünün öteki bölümlerine de yayıldı. ÖTEKİ TRİBÜNLER dikkat
ettim, yirmi dakikaya yakın süre, öteki üç tribünde de hiçbir hareketlenme
olmadı. İşte tam bu sırda polis bana göre taktik bir hata yaptı ve gerilemeye
başladı. Öyle sanıyorum ki, o andan itibaren polis de ‘psikolojik kontrolü’
kaybetti.
-Taraftarın Gülen hareketi
aleyhine attığı sloganlar, tepkinin Galatasaray’a değil, Gülen’in görüşlerine
yakın polislere olduğudur.”
Stadyum içinden bir yazarın
görüşleridir. Gördüklerini kayıtlara geçirmesidir.
Yılmaz Karahan Hoca; Öfkeli
taraftarların yapacakları sıradan gösterilerinin olduğunu, bunun dünyanın her
tarafında bütün takımların taraftarlarınca yapılabildiğini, vurguladıktan
sonra; “Polis araçlarını devirip yakmak, mağaza vitrinlerini kırmak,
benzinliği uçurmaya çalışmak, polislere taş, Molotof, ateşli fişekler atmak… Bu
tepki taraftar tepkisine benziyor mu? Bu tepkiyi gösterenler fener forması
giymiş PKK sempatizanlarıdır. Lütfen FB taraftarlarını terör çıkartıcı bir
zihniyetle suçlamayalım.”
Karahan Hoca’nın teşhisi,
Ertuğrul Özkök’ün stadyumda gördüklerini tanımlayarak anlattığı satırlar
birlikte değerlendirildiğinde, doğru sonuca ulaşılmaktadır.
Yazık ki, Başbakan acul
davranarak Fenerbahçe taraftarlarını suçlamıştır.
Mutad olduğu üzere, belki
bir düzeltme gelecektir.
Galatasaray’ın
şampiyonluğunu, Fenerbahçe’nin ise gönüller şampiyonluğunu kutluyorum.
2011-2012 yılı futbol açısından bir kabus yılı oldu. Türk futbolunu kararsızlıklarıyla mı, ayak oyunlarıyla mı, play of aldatmacasıyla mı tartışma masasına yatıralım? Yoksa, siyasilerin futbol sahasına inen yüzleriyle mi günyüzüne çıkartalım?
YanıtlaSilEsas olan, Beşiktaş'ın bu kargaşada Yıldırım Demirören'den kurtulduğu,Galatasaray'ın istikrarıyla, Fenerbahçe'nin direnciyle play of'un Galatasaray'ın Şampiyonluğuyla bittiği. Ümit ederim ki bir kez daha play of aldatmacasıyla karşılaşmayız, bu kadar yazar ülkenin binbir sorunu varken köşesinde futbol aldatmacasına vaktini ayırmaz.
İbrahim Kutluay :
YanıtlaSilAğabey bizim tek sevincimiz var. Geçen yıl için herkes şike diyordu. Biz defansın ve hücumun temel adamlarını kaybettik bu yüzden. Buna rağmen yerimiz değişmedi. Şike diye kendini yırtıp kupa isteyen takıma bak. Kaç puan ekside kaldı. Üstelik gol kralı çıkarmasına rağmen.
Yönetim onu yaptı şu bu ben anlamam. İlk günde söyledim. Eğer şike varsa küme düşürsünler hemde derhal.
Ama onca maçta güya o kadar delil toplanırken soruşturma için seçimlerin üzerinden geçmesini bekleyenler bizleri balık hafızalı sanmasın.
Sahadaki olayların sebepleri gayet açık. Devletin polisi nasıl oluyorda "gene döveceğiz" diye tweet atabiliyor. Kadının birinden tokat yerken ceketlerini ilikleyenler neden burada birdenbire cesaretleniyorlar.
Normal maçlarda bileti olmayanlar stad çevresine alınmazken nasıl olduda bu maç izin verildi ?
Ekrem Yüksek:
YanıtlaSilAkıllı ve mantıklı bir yorum ve yaklaşım. Kutlarım...
Mehmetvelit Yurt:
YanıtlaSilBu olay 1 mayısta polisin müdahele etmediği gurubun çıkardığı olayla birebir örtüşüyor.ben FB.üzerindeki operasyonun devam ettiği kanaatindeyim.ez azından seyircinin bilerek bu yönde tahrik edildiğini düşünüyorum.
Filiz Çelik :
YanıtlaSil
Mahmut Emin Hocam; yeni sezonda hakem forması giymiş bir RTE görürsem yeşil sahalarda inanın şaşırmayacağım. Kaldı ki, Zat-ı Muhteşem bile ''Bu bir terördür'' dediyse mutlak surette o bir terördür. Ama Yılmaz Karahan'ın benzetmesine katılmıyorum, Ertuğrul Özkök tanımlamayı tam olarak yapmış zaten. Bu bir fethullah teröristleri profilidir ve Şampiyon kim olursa olsun, mağlup olan takımın formalarıyla aynı rezillikler sporun taraftarı adı altında yine yaşanacaktı... Her şeye rağmen Fenerbahçe'yi yaşadıkları onca badirelere rağmen, finale kadar gidebilmelerinden çok, BİRLİK ve BÜTÜNLÜKLERİNİ HİÇ BOZMADIKLARI, BU BİRLİK ve BÜTÜNLÜKLE ZİRVEYE KADAR ÇIKABİLMİŞ OLMALARINI KUTLUYORUM... FENERBAHÇENİN EN BÜYÜK ZAFERİ DE BUDUR. BİR GALATASARAY TARAFTARI OLARAK BU ÖRNEK BİRLİK-BERABERLİKLERİ İÇİN KUTLUYORUM...
Mahmut Hocam;
YanıtlaSilFiliz Çelik doğru söylüyor, bak; Sayın Çelik'in yazdığı yazının mürekkebi kurumadan gazetelerde ne yeraldı?
Kendisi (Eski) bir Bakan olan Kürşat Tüzmen, Fenerbahçe'yi de küme düşüreceğini, Fenerbahçeli olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu yüzden kendisinin Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olmasını istemediğini ve bu yüzden de adaylıktan çekildiğini iddia etmiş. Samanyolu Haber TV'de katıldığı bir canlı yayında bu sözleri sarfeden Kürşat Tüzmen, TFF Başkan adaylığından neden çekildiğini de açıklamış.
Sorular Şunlardan ibaret:
1. Bir Bakan (eski) seçime katılma, seçimden çekilme konusunda neden özgür iradesini koyamıyor!
2. Bir Bakan (eski) ne zaman özgür iradesiyle konuşuyor!
3. Futbol siyasete mi bulaşmıştır, siyaset futbola mı bulaşmıştır? Bu bulaşma kaç yıldır devam etmektedir?
4. Kurulların seçimleri -tabii ki Türkiye Futbol Federasyonu- seçilmişlerin seçilmeleri şeklinde mi olmaktadır?
5. Kurullar/Kurumlar karar verdikten kaç gün sonra topluma duyurulmaktadır? Ben vatandaş olarak kaçıncı basamakta öğrenmekteyim?
6. Aynı oyunu (!) oynayanlarla aynı oyunu (!) seyredenler var olduğu sürece hiçbir şey değişmez.
7. Play Off ile ne oldu? Galatasaray Türkiye Lig Şampiyonu, Fenerbahçe Türkiye Kupa Şampiyonu oldu?
Galatasaray sahasında hiçbir takımı yenemedi. Fenerbahçe sadece Beşiktaş'a yenildi. Bursaspor güzel oyununu Kupa ile süsleyemedi. Geçen sene kümede kalmak için uğraş veren Akhisarspor bu sene Süper Lige çıktı.
Futbol şike ve ayak oyunlarıyla çalkalandı. Kişiler kurullar kararları zamana yaydı.
İşin özeti, bu bir yıllık seyirden sonra kaç kişi Lig TV'ye abone olacak, kaç kişi stada gidip maçları izleyecek, seçimlerde (TFF, milletvekili, belediye başkanlığı gibi..) oyunu nasıl kullanacak, yani sandığa ne yansıyacak?
Teşekkürler, Zafer Bey.
SilUfkumuzu açtınız.
Sayfalarımızda yorumlarınızı daima bekleriz.
Tekrar teşekkürler.