Yazının başlığı İngiltere’nin
büyük futbol kulübü Liverpool’un sloganı. Üzerine hikâyeler, şiirler, şarkılar
yazılmış slogan.
Küçücük bir odadayım. Bu
küçük odanın bir köşesine minicik televizyon sıkıştırılmış. Karlı bir görüntüsü
olsa da izledim.
Meğer aylar öncesinde bir
yarışma düzenlenmiş, Liverpool ve TRT tarafından. Türkiye’de futbol oynayan
lise çağındaki talebelerden yapılacak seçimle, futbolun prensi seçilecek ve
birinci olan da Liverpool takımına transfer edilecek. Neyse, sonunda Emin
isimli bir çocuğumuz birinci seçildi ve Liverpool formasını giymeye hakk
kazandı.
Biz çocuğumuza şunu
tembihleyelim.
Yolunda yapayalnızsın.
Yalnız yürüyeceksin.
Etrafında inanların varsa,
çevrende destekleyicilerin varsa… Elbette yalnız yürümeyeceksin.
Yazının başlığındaki söz,
bir ekip çalışmasına atıfta bulunur.
Ekip (takım) çalışmasında
sen – ben yoktur. Ekip olarak -biz- vardır. Futbolda bir tane iyi futbolcu bir
hiçtir. Verilen taktiği sahada oyuna yansıtmak, tek iyi oyuncunun işi değildir.
Görevliler, plana, projeye, hedefe kilitlenmeli, hep birlikte muhteşem orkestra
elemanları gibi ‘şef’e riayet etmelidir. Aksi halde, yanlış sese basılması,
akortsuz sahneye çıkılması gibi sonuçlarda konser bekleneni veremez, seyirciler
perişan olur.
Liverpool sloganı ekip
çalışmasını ve önemini anlatır.
Görevler paylaşılır ve
herkes hissesine düşen görevi bihakkın yapar. Herhangi bir aksama,
başarısızlığa götürür. (bunun örnekleri bizatihi yaşayarak ve gözleyerek
tecrübe edilmiştir.)
***
Konumuz yalnız yürümek.
Ekip kaybolur. Makine
bozulur. Yol kırılır. Ev yıkılır.
Yapayalnızsındır.
Bu şartlar içinde, tek bir
görevin vardır.
Ayağa kalkmak, kırık dökük
aletlerle makineyi tamir etmek, ekibi toplamak, yolu yapmak, evi kurmak…
İşte, yol görünmüyor.
Yalnızsın. Tek başınasın.
Yürüyeceksin.
Çünkü,
Hedefe daha var. Yürümek
mecburiyet.
Ve yapabilirsin.
Başarabilirsin.
Çünkü, sen insansın.
Ormanda keyifle başlayan ve süren keşif yürüyüşü, akşam karanlığının bastırması ile birlikte tam bir kabusa dönmüştü. Yollarını ve yönlerini kaybetmişlerdi. Şafak vaktini beklemek zorundalardı. Ekibin morali bozuktu. Aç ve susuzlardı. Rehber ekibe dönerek "Tek bir çıkış yolu var, arkadaşlar, o da yürümek, daha önce yürünmüş patikalar bulursak, ne ala!" Ahlananlara sızlananlara rağmen sadece yürüdüler ve aydınlığa çıktılar.
YanıtlaSilYalnız olsan da yürümek... Ne muazzam bir güç!
reyyan .........
YanıtlaSilyürümek ........... durmamaktır.......
her dağın ardında bir ova vardır......
yoksa öbür dağın ardındadır..... mutlaka
vardır...........