2 Kasım 2011 Çarşamba

İki Beyit Düştü Kalemden


İkisi de gecenin yarısında net sayfalarına bir bakayım dedikten sonra gelişti.

Sayfama uzaklardan gelen bir dost sesi, dost sevgisi idi.

Nazım Meherremov;  nasıl da hastaya sunulan şifa ilaçları gibi geldi anlatamam.

“Ey nigarim könlumu caldin fusunxan olma gel
Sen meni lal eyledin besdir zebandan olma gel
İzn ver ta bir zaman seyr eyleyim gul husnunu
Sanma ki ogruyam artiq nigahban olma gel”


Bir daha, bir daha okudum. Bu tadına doyulmaz ses şu beyti döktürdü kalemden:

Unutma ki mihrabın gönül olsa kim
Birdir Aşk namerde zebun olma gel


***

Dostumuz Yağmur Tunalı’nın sayfasının müdavimiyimdir. Arkadaşları Türk Müziğinin en güzel, en büyük bestelerinin seslendirildiği ve bulunması çok çok zor olan şarkılar, ilahiler, ayinler, saz eserleri, taksimler… Yüklüyorlar, dinlemek ayrı apayrı bir zevk hele gece yarılarında. İşte böyle bir gecenin anında “Itrî’nin bestelerinden farkı yok açıklamasıyla Hâfız Rıfat Çelebi’nin Nikriz makamındaki bir eserini koymuşlar, koro okuyor.

“Erbâb-ı sûz eylese de hande bir zamân
Mânend-i şem olur yine sûzende bir zamân
Âlem-nümâlık eyledirsen çün âyîne
Dursun elinde sâgar rahşende bir zamân”


Dinledim. Dinledim. Bir daha dinledim.

Kalemden şu beyit döküldü bu kere.

Uyusam da yâr
Alma bade-i aşkı elimden bir zaman
Kim bilir bir gelen olur
Çalar kapım halaskâr olur bir zaman


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...