Öncelikle, yeniden
tartışmanın ve ‘Türk’ü değersizleştirmenin bir aracı olarak, “Andımız” konusunu
koca koca ağızlardan, sayısız televizyon ekranları ve gazete köşelerinden,
hoyratça tartıştırdılar. Muhafazakâr, fıkıh hocası bildiğimiz bir kişi bile katıldı
bu saldırılara…
Sonra, AKP milletvekili
başkanlığında bir heyet Almanya’ya gönderildi, sözde Almanya’nın eyalet
sistemini incelemişler..
Hemen peşinden, önceki
açılım safhasında ‘akiller heyetinde’ bulunan bir grup, yine Oslo’da!, müzakere
görüşmeleri yapmak üzere toplandılar, pek matah bir şeymiş, evvelce denenmemiş
gibi boy boy fotoğraflarını da yayınlayarak, bilgilendirdiler!
AKP Genel Başkan Vekili
Numan kurtulmuş da Kasım ayı başında yaptığı açıklamada “her ilin anayasası diyebileceğimiz
hazırlıkları yapıyoruz” demişti.
Bunlar tesadüfen oluşan
hadiseler değil. Planlanmış, programlanmış, tarih sırasına konulmuş ve sırası
geldikçe yavaş yavaş, ‘hazmettire
hazmettire!’ uygulamaya geçiliyor ve hoyratça
açıklamalar yapılarak, gerçekten milletin hazmı sağlanıyor.
“İstanbul’u nasıl kurtarırız?” başlığı ile bir
yazı kaleme alan Kemal Öztürk’ün şu satırlarını okuyalım:
“Şehrin ve başkanın statüsü değişmeli, bu kadar büyük, bu kadar
kalabalık ve bu kadar önemli bir şehrin statüsü farklı olmalı zorunda. Tabi bakanın
da. Eminim diğer büyük şehir belediye başkanları da buna hak verecektir. İstanbul’la
diğer belediyeleri aynı kanunla ve sistemle yönetmek imkansız.
Başta Washington, Paris ve Londra olmak üzere, dünyada bunun bir çok
örneği var. neden biz de olmasın? Bu özel düzenlemeyi, özerk yapı, bölüme
tartışmasına çekmek isteyenler olabilir.”
Bu satırlar, PKK yanlısı ya
da HDP’li bir ağızdan filan çıkmış değil, doğrudan AKP yandaşı bir yazarın
satırlarıdır. Özel statü lafı, HDP’nin öteden beri söyledikleri değil mi? Ee
onlara neden saldırıyorsunuz? Aynı şeyleri söylemek aynı hedefe yürümek değilse
ya nedir?
Böylece, hazırlıklar
tamamlanmış olmalı ki, artık köşe yazarları bile bu fikri savunmaya başladılar.
Peki, bir süredir AKP ile
ortaklık yapmaya başlayan MHP nerede? Ne yapıyor? Ne düşünüyor?
Biz şahsen MHP’den bu
çalışmalara, sert muhalefet yapmasını, TBMM’de ise denetim faaliyetlerini
eksiksiz yapmasını bekleriz. Bugüne kadar sessiz kalmalarına da bir anlam
veremiyoruz.
Federatif yönetim yapısının
alt çalışmaları yapılırken, belki yeniden bir ‘müzakere süreci’ başlatılması
için nabızlar yoklanırken, MHP’deki sessizliğe anlam veremiyoruz!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder