Ümit Özdağ, birisi
hakkında dava açmış, haberini görünce şunları mırıldandım;
Değmez di, değmedi. Adı geçen T….. hastadır, hastalıklıdır. Ümitsiz vak’adır. Adaletin yapabileceği bir şey yoktur. Diyelim, hapis cezası verdi. Ne olacak? İyi mi olacak? Olamaz. Olmaazz…
Sonra bunlardan birisi
adı geçen olabilir, ya diğerleri? Diğerleri ne olacak? Milyon vagonlu, milyon
trenlere bindirseniz, göndermekle bitiremezsiniz. Bitiremezsiniz…
En iyisi,
Bunları okumamak, duymamak.
Yok. Farz etmek. Bunlar bu dilden anlar.
Sonra bunları, taa çocuklarında bu hale getirdiler. Bunlar da gönüllüydüler tabii.
Sokak aralarında, merdiven altlarında, kara sakallı, izbandut gibi cahil kişilerin ellerine eğitilsin diye terk edildiler.
Suç, bunların mı? Evet,
bunların suçu var, var da, analarının, babalarının, toplumun, hacıların,
hocaların, gazetelerin, televizyonların, radyoların, şairlerin, felsefecilerin,
tarihçilerin, öğretmenlerin, bakkal Mehmet amcanın, filozofların (ülkemizde yok
ya!)… suçu yok mu?.
Dava edilecekse, sıralananların tamamı dava edilmelidir.
Dava edilecekse, sıralananların tamamı dava edilmelidir.
Bunlar hasta.
Hayatındaki, FETÖ’cülük, İslamcılık, bir ara türkcülük, sonra AKP’cilik… gibi kıvırmalarını göz önüne alırsak;
Yerleri, mahkeme kapıları değil. Psikiyatr klinikleri olmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder