Cumhurbaşkanı Ahmet N.
Sezer’in Başkanlığında yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında önemli
büyüklükteki krizin fitili ateşlenmişti. Anayasa kitapçığının fırlatılması
fitili ateşleyen tetikleme olarak hatırlarımızdadır.
Şimdi bu krizi üretenin ‘SİSTEM’
olduğunu söylemek, altın oyuncaklarıyla oynayan çocuğu, üç kuruşluk bir şeker
parçasıyla kandırıp, altını şekerle değiştirmeye benzer.
Sistem bazı parçalarından
arıza yapabilir. Bu mümkündür ve hep karşılaşılan bir sonuçtur. Ancak, tamiratı
çok kolay olup, bozulan parçanın değiştirilmesi günümüz mühendisliğinde basit
bir eylemdir.
Yüzlerce Üniversite açmak
değil iş; iş odur ki, makinenin (sistemin)
arızalı parçasının tespiti ve tamiri için gerekli önerilerin yapılmasıdır. Kitapsız,
hocasız üniversitelerin bolluğunda, her okul amaan diğeri yapsın bana ne,
ağrımaz başım diyebilmektedir.
Evet,
Suç sistemde değil, sistemi
olduğu gibi, ilmi ve Hakkani verilerle çalıştırmamaktadır.
Ancak;
Mahallenin çocukları gibi,
altından yapılı oyuncağını, üç kuruşluk şeker parçasına değiştirmek isteyen
heveslileri gördükçe;
Neden demokrasimizin
ilerlemediğinin sebeplerinin, muhalefet yapılanmasında olduğu anlaşılmaktadır.
Sistem gözden
geçirilmelidir, doğrudur.
Lakin sistemi toplan
değiştirmek, lüzumsuzluktur. Mevcut siyasi korelasyonla da bunun mümkün
olmadığı gün gibi ortadadır.
Deriz, vesselam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder