8 Ekim 2014 Çarşamba

Küçük Bir Analiz, Bir-İki Teklif


Yapılan ittifaklar, kendine ait olmadığını sandığı kitlelerden destek beklemek için kendini aşarak, diğer taraftan olduğuna şüphe duyulmayan kişileri aday yaparak, yine kendine ait olmadığını sandığı kitlelerden oy devşirmeye çalışmak… Olmadı. Onların oylarını almaya çıkarken, hazır oylarından da oldu. Hem MHP, hem de CHP içindir sözümüz, olmadı işte. Oysa Türk demokrasisi tarihinde, koalisyonlar tecrübeleri hariç, benzeri bir uzlaşma görülmemişti. Heba edilmiş olsa da, başarılı olamasa da denenmiş olması, demokratik tecrübe adına önemlidir. Özellikle CHP içinde, ‘sağa kaymak’ olarak adlandırılan eleştirilere sebep oldu. Bunu doğal karşılamak gerek, çünkü başarısızlığın sebeplerini aramak kurultayların işidir.  Benzer tartışmaların yapılabilmesi adına, seçimden sonra, 11 Ağustos tarihli yazımızda ‘Ülkücü Kuruluşlar Kurultayı toplanmalı’ önerisini getirmiştik. İstişarelerden doğru kararlar çıkar. Siyasete yön verir. Tabanın  -milletin- istek ve kabullerine dayanmayan siyasetlerde başarısızlık kaçınılmazdır. Bu sonuç da tecrübe edilmiştir.

Belirlenen ‘Çatı Adayı’ iki parti seçmenleri üzerinde de beklenen hayalleri, kurdurtamadı, 12 yıllık iktidarına rağmen, bolca eleştiri bulunmasına rağmen, yeni şeyler söyleyemedi, beklenen etkileşimi sağlayamadı her iki partinin seçmen tabanına. Cumhuriyeti kurmakla öğünen büyük bir geçmişe sahip CHP tabanı, yıllardır kurduğu hayallerinden vaz geçemedi, 45 yıllık siyasi mücadele hatırası olan MHP tabanı da, kurduğu öz hayallerinden sıyrılıp, yeni bir maceranın peşinden gitmeye katlanamadı. Böylece, siyasi tabana uzlaşmalarla, anlaşmalarla, tüzüklerle, disiplin kurullarıyla bazı hayallerin dayatılamayacağı da anlaşılmış oldu. Çünkü herkesin hayali kendi zevkidir kuralı burada da değişmedi. Her iki partinin tabanı da karakterlerine müdahaleyi kabul edemediler. Parti üst yönetimlerinin tabanı, karakterlerine göre tahlil ederek yönetmesinin kaçınılmaz olduğu bir kere daha anlaşılmış oldu. Onlara ya, eski hayallerinin üzerine minik ilaveler katarak, ya da dünyadaki ilmi ve sosyal gelişmelere göre ana hayallerden geçmeden, radikal değişimlere giderek meseleleri anlatmanın en iyi yol olacağı kabul edilmelidir.

Başarı için gözden ırak tutulmaması gereken ilk şart; her nereye seçilecekse bir aday, aday yapılmazdan evvel mutlak surette tabanın, olabildiğince geniş üyenin (aslında tüm seçmenin)  onayının alınması gerekir. İkinci gerekli şart ise; olabildiğince üyelerin ve oy verecek halkın maddi ve manevi seçim giderlerine katkı yapmasının, afiş asılması, bildiri dağıtılması gibi işleri bizatihi yapmalarının sağlanması. Bu noktada, Sakarya Savaşı’ndan evvel Atatürk’ün, ‘her evden bir çift çorap ve çamaşır’ verilmesi kanununun manası iyi anlaşılmalıdır. Bir çift çorapla savaşa katılan halk, manen de ordunun arkasında duracaktır, asıl burası önemlidir.

MHP’ye oy verenlerin veya Ülkücülerin tamamının filozof olmalarını beklemek yanlıştır. Her insanın bildiği en iyi iş neyse o kişiden istifade edilecek olan alan orasıdır. Marangoz ustasından, elbise dikmesini istemek ne kadar yanlış! Demek ki, kadronun bilgi, beceri ve yeteneklerine göre neleri yapabilecekleri belirlendikten sonra, onlardan ancak bildikleri işlerde bir sorumluluk alanı tanınmalı ve o alanda özgür bırakılmalıdır. Herkese yapabileceği bir işi vermek, emeğini harcayan kişinin yapacağı işin sonucunu da takibini gerekli kılar ve böylece iç denetim gerçekleşmiş olur. Burada unutulmaması gereken bir konu da şudur: üyelere veya taraftarlara tevdii edilen her işin takibi yapılmalı ve başarılı olduklarının tespiti halinde mutlaka ödüllendirilmelidir. Bir teşekkürün açamayacağı kapı yoktur. Bir Gönlün tamir edilmesinin 40 yıllık Hac’ca bedel olduğunu Yunus söylemiştir.

Eğitim sistemimizin ezber üzerine kurulu olduğu bilinmektedir. Bu itibarla sorgulama yapmayan nesiller yetişmiştir. Üyeleri ve özellikle Ülkücüleri sorgulayanlar olarak yetiştirilmesini sağlamak ve sorgulama yapmayanlara, karşı sorular sorularak katılımlarının sağlanması, tartışmalara iştirak ettirilmeleri geleceğin -medeniyetin- kurulmasında önem arz etmektedir.

Dikkat edilmişse, değerlendirme ve tekliflerimizin özü İnsandır.


Sevgiyle aşılmayacak dağ, geçilmeyecek yar yoktur.

1 yorum:


  1. İlhan Yalçın:

    "Tıpış, tıpış oy vereceksiniz" veya "Lider tartışılmaz" diyenler, tabanlarının tebaa olmadığını
    zaten biliyorlardı. Vazifelerini; RTE'nin seçilmesi için yapılması gereken ne ise onu yaptılar.

    Hocam,"MHP’ye oy verenlerin veya Ülkücülerin tamamının filozof olmalarını beklemek yanlıştır." başlayan ifadelerinizi anlayamadım. Daha doğrusu, konu ile bağlantısını kuramadım. İzah eder misiniz?

    YanıtlaSil

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...