28 Ağustos 2014 Perşembe

Halk Hareketleri Nasıl Tesir Eder


Brezilya’nın, futboldaki sefaletinin altında,

Dünya kupası karşılaşmaları için Brezilya devletinin harcadığı paralara karşı çıkan, sokakları dolduran, gaz bombalarına maruz kalan, masum insanların kahırları yatar.

Dünyada gelişen hadiselerin sebebi her zaman görüldüğü gibi, bir bakışta anlaşılacak gibi değildir, örneğimizde olduğu gibi, futbol sonucu her zaman futbol oyunuyla izah edilemez. Kim derdi ki, Brezilya futbol milli takımı, iki ayrı takımdan kalesinde on gol görecek!. Dünyadaki bütün futbol takımlarına oyuncu ihraç eden bir ülke olarak, bu rezil duruma düşmek nasıl oluyor? Belirtmeliyiz ki, Brezilya futbol takımı dünyadaki onurlu yerini korumaktadır, rezil olan takım ve oyuncuları değil, halka yaptığı saldırılar nedeniyle ülkenin yöneticileridir.

Anlam, anlayana söylenir.

Ne mutlu düşünen, Hakkı bulan ve Hakk’a riayet edenlere…

Siyaset meydanlarında bilenin de bilmeyenin de çok sık tekrarladığı Yunus’a ait bir dize şöyledir: “Yaratılanı severiz yaratandan ötürü”. Adeta siyasi kazanca meta edilmiş bu kelamın manası bilinse, içerdiği tehdit algılanır ve alelusul, âdet yerini bulsun kabilinden, kalabalıkların hoşuna gidecek türden, yığınlaşmışların bulunduğu yerlerde, hele hele siyasi oy devşirmek uğruna asla kullanılmazdı. İnsan kendine yalan söyler mi? Kelamları olur-olmaz yerlerde sık kullananlara bakınız, hem de nasıl söyler. Bilmediği, inanmadığı konuları uzun, uzun anlatanlar içinde aynı kanaati söyleyebiliriz.

‘İnsan, önemlidir. Çükü “Biz o emaneti, semalara, arza ve dağlara önerdik de, onu yüklenmekten kaçındılar; ve ondan korktular! Onu, insan yüklendi! Muhakkak ki o zâlim ve cahildir.” (Azhab/72) iç içe geçmiş âlemin izahıdır adeta. Emaneti kabul edenin, sonradan ret ve inkâr veya unutuşu ile zalim ve cahil oluşunun vurgulanması, verilen hazineden bihaber yaşama içinde olanların ifadesi olsa gerektir. Boşa geçen ömür, tanımı bu manayı anlatır. “Onu, insan yüklendi”. İşte, halk kalabalıkları içinde, o emaneti yüklenen bir kişi dahi olsa ne olur? Hiç düşündünüz mü? İlahi kelamları ters yüz edip, anlamını boşaltanları, sebepsiz yere, halk yığınlarının üzerine tazyikli su, biber gazı, gaz-ses bombası gibi silahları kullanmanın ne büyük felaketlere sebebiyet verebileceği hiç düşünülmez mi? Ya, o grubun içinde o emaneti yüklenen birisi varsa, neler olur?

Bu itibarla, halkı, Hakk görüp, işlemleri, uygulamaları, sosyal devlet gereklerini ona göre yerine getirilmelidir. Kelamlar ezbere söylenilmekle, papağanın tekrarı arasında bir fark olmaz.

İsmail Hakkı Bursevî, Kitabu’n-Netice adlı eserinde şu bilgileri verir: “İnsanın yüzü Rahman’ın aynasıdır. Ayn’ı ise Allah Teâlâ’nın esrarındandır. Çünkü ayn, âlem-i emirden, vücud âlem-i halktandır. Fakat birbirine çok kuvvetle bağlıdırlar. İnsanın iki gözü, Huda’nın nurundan ay ve güneş gibidir. Biri âlem-i zat, biri âlem-i sıfata remzdir. Cesedin maverasında ruh, ruhun ötesinde ayn, ayn’ın ötesinde sır vardır ki bütün mertebeleri bu ihata edici sır gizler.” (İsmail Hakkı Altuntaş, Niyazi Mısrî çalışmasından alınmıştır)

Bu anlatımın öznesi ve konusu insandır. Şöyle bir soru sorulabilir: Allah insanı niçin yaratmıştır? Soruya Kur’an şu cevabı verir: “Ben cinni ve insi yalnızca (Esmâ özelliklerini açığa çıkarmak suretiyle) kulluk etmeleri için yarattım!” (Zâriyat/56) Kulluk, bilmeyi gerektirir. O halde “bilinmeyi istedim” kelamıyla birlikte manası anlanmaya çalışılmalıdır. Ki, ariflere işaret etmektedir. Çünkü nefsini bilen, Rabbini bilir kelamı, arifi tarif eder.

Kim diyebilir ki, o halk kalabalığının içinde bir arif yoktur. Bir kısım softaların tekelinde midir Ariflik?

Dermân arardım derdime derdim bana dermân imiş,
Bürhan sorardım aslıma aslım bana bürhân imiş

Beyti ile başlayan muhteşem söyleşini şu beyitle bitirir Niyazî Mısrî:

İşit Niyazî’nin sözün bir nesne örtmez Hakk yüzün,
Hakk’dan ayân bir nesne yok gözsüzlere pinhân imiş.

Tekrar edelim:

“Hakk’dan ayân bir nesne yok”

Medeniyet, güzel ahlaktan neşet eder. Güzel ahlak, Hakk’ı müşahededen geçer. İlim, sanat çalışmaları, sosyal olguların yorumlanması, kanunların uygulanması, komşuluk, arkadaşlık ilişkileri sırasında Hakk gözetilir, riayet edilir ve saygıda kusur edilmezse, güzel ahlak tahakkuk eder ve dünyadaki huzur sağlanır.

Medeniyetin temeli budur.

İnsan!.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...