19 Mart 2012 Pazartesi

Ha Bağımsızlık Ha İlhak

14 Aralık 2011 tarihli yazımızda ve sosyal medyadaki mesajlarımızda sık sık “Kıbrıs’ın tamamı olamasa da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenlik sınırları ile Türkiye’ye ilhakını” önermiştik. Aslında büyüyen Türkiye için, dış politikası güçlü bir Türkiye için, bir paket halindeki görüşümüzden bir parçasıydı.

50 yıldır, Kıbrıs problem olarak duruyor. Çözüme yaklaşıldığı vakitlerde ne yapıp edip çözümden (belki de çözüm istemeyen dış güçlerce) uzaklaşılmıştır. Çözümsüzlük Kıbrıs Politikasında kurtuluş olmuş gibidir. Çözümsüzlük dense de 74’ten beri sapasağlam ayakta kalabilmiş, görüşmelere bağımsız devlet yetkileriyle katılmış, dış politika hedeflerini kendisi belirleyerek Rumlarla başa baş, dişe diş müzakerelerini sürdürmüşlerdir. Rumların Ada’nın tamamında hâkimiyet tesis talepleri oldukça da çözüme hiçbir zaman ulaşılamayacaktır. İki devletli Kıbrıs AB taraflarınca da istenmemektedir. Ortak kurulması düşünülebilecek devlet ise 1974 öncesi tecrübelere göre tehlikelerle doludur. Kıbrıs‘ın Türkiye güvenliği açısından ehemmiyeti tartışılmaz. Bu itibarla Türkiye’nin Kıbrıs’tan elini çekmesini kimse isteyemez, hem bu karşılıklı anlaşmalar ve uluslar arası hukukla Türkiye’ye verilmiş bir görevdir.

AB’ye girebilmek adına önümüze sunulan her çözüm planına balık misali atlamanın da çözüm için bir katkı sağlamadığı Annan tecrübesi ile sabittir.

Mehmetçiğin ve Mücahitlerin uğraşları ve kanlarını göz ardı ederek, ekonomik krizle boğuşan ve dağılarak kendi egemenliklerinde yaşamanın planlarının da düşünüldüğü bir AB topluluğuna üye olmak uğruna, sıradan ve ne Türkiye ne de Kıbrıs Türklerine bir yarar sağlamayacak ‘çözüm’lere bel bağlamak ihanete eşdeğerdir. Asıl olan (hiç olmazsa) Kuzey Kıbrıs’ın Türk olmasıdır. Türk kalmasıdır.

Armağan Kuloğlu, 17 Ocak tarihli Yeniçağ’daki yazısında; “İlhak yerine bağımsızlığı teşvik etmemiz” in daha gerçekçi bir yaklaşım olacağını belirtiyor. “Türkiye dış politikada ağırlığı olan bir ülke olduğunu iddia ediyorsa Türk dış politikasının ağırlığını, başka konular yerine, kendisini doğrudan etkileyen KKTC’nin tanınmasını sağlayacak tarzda hissettirmesinin zamanın geldiği ve hatta geçtiği söylenebilir.”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşayan Türklerin rahat, huzur ve güven içinde hayatlarını idame ettirmeleri, kendi devletlerinde egemenliklerini sürdürmeleri, nasıl mümkün olabilecektir. Kaldı ki, öteden beri Türk askerinin işgalci olduğu (içimizdeki bazıları bile) özellikle AB’liler tarafından yüksek sesle dillendirilmekte iken, ayrıca Rumların Ada’nın tümünde egemen olmak isteklerini de düşünürsek; Türkleri sindirmek, hayatlarından bezdirmek ve vatanlarını terke zorlayacaklarını tahmin etmek zor olmasa gerektir.

Doğu Akdeniz’in güvenliği Türk’ün elinden çıkarsa, Akdeniz tamamıyla kan gölüne döner.

Kaldı ki, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak hayatiyetini devam ettirmesinin de sakıncası yoktur. Türk askerinin Ada’da kalması şartıyla.

Her halde biz;

Yine dünyaya nizamat verecek, azametli devleti ayakları üstüne kaldırabilmek için, en başta Kıbrıs’ın ilhakı tarafındayız.

11 yorum:

  1. Kıbrıs sorunu 1974 yılında çözülmüştür. Bundan sonrası teferruattır. Varılması gereken doğal sonuç KKTC nin TC ne, Rum Kesiminin de Yunanistan a bağlanmasıdır.

    Bunun dışında çözüm arayanlar, bilerek yada bilmeyerek, tüm Kıbrıs ın önce Rum Yönetimine ve daha sonra da Yunanistan a bağlanmasına hizmet ederler. Bu ise kan ve gözyaşı demektir.

    Mustafa Yalçın

    YanıtlaSil
  2. Saffet Görmüş:

    Kıbrıs, bizim gırtlağımızı sıkmak isteyen hain ellerin önünde bir çelik çerçeve veya muhafaza gibidir. Kıbrısı kaybetmek, gırtlağımızı teslim etmek demektir. Bedeli, ne olursa olsun,kıbrıs ilhak edilmelidir..

    YanıtlaSil
  3. Fiz Nar:

    KİMSE KENDİNİ KANDIRMASIN -BİZ KENDİMİZİ YÖNETMEKTEN ACİZİZ ŞU ANDA ,,

    YanıtlaSil
  4. İrfan Purtaş:

    katılıyorum tek çözüm ilhaktır...

    YanıtlaSil
  5. Atila Göray:
    Ama geç kalınmış
    Bir düşünce. ...Ama artık daha güçlü ve kendimizden emin olarak düşünmek lazım..İkinciside Türklerin Alevisi,Sunnisi gibi ayırımların rafa kaldırlması.Hatta unutulması
    Kavşak noktasındayız. Suriyede savaş olup.Türk askeri bir şekilde oraya girerse Türkiye üçe bölünür
    Kıbrıs önemlive stratejik.

    YanıtlaSil
  6. ‎Atila Göray Bey, "geç" kelimesi belki doğru ama bugüne kadar yapılan mücadelelr de (müzakereler..gibi) azımsanmaz. Artık Doğu akdeniz'in güvenli sular olması ve oralardan Türk iline saldırı.. gibi felaketlerin gelmemesi için İlhak akla geliyor. Türk askerinin işgalci tanımlaması biliyoruz içeride dahi söyleniyor. Bir çözüme kavuşması İlhakla olur kanısındayız...

    YanıtlaSil
  7. Emrah Bekci :

    Rahmetli Rauf DENKTAŞ'ın bir ara danışmanı ve ykın arkadaşı olan Engin KÖKLÜÇINAR Vakıfta verdiği konferansta, müzakerenin oyalama olduğunu sözlü ifade etmişti. Müzakere bencede oyalamdır...Fırsatı ele geçtimi...gereği bir an önce oldu bitti ile yapılmalı. İlhak önceden Sünnetti şimdi Farz.....:)

    YanıtlaSil
  8. İrfan Purtaş:

    Mahmut bey menderes dönemimde iki devlet olsun adada diye bir anlaşma okumuştum ne olduda olmadı ....

    YanıtlaSil
  9. İrfan Bey, O tarihte tek devlet vardı, iki devlet o günde istenmemişti sanırım. Rumların 60'lardan itibaren yaptıkları unutulmadı. Yine tek devlet diyorlar. Yani o günlere dönüş sinyalleri.. sanki bizimkiler de tek devlete rıza gösterecekler gibi bir durum kokuyor. Bu felaket olur. Öyle olursa biliyorsunuz Türk askerini de istemezler. Hatta belki, 74'ten sonra Ada'ya göç eden Türkleri de geri gönderebilirler.

    YanıtlaSil
  10. İrfan Purtaş :

    AKP bu riski göze alamaz Mahmud bey...

    YanıtlaSil
  11. Harun Meral:

    Kıbrıs sakal değildir.giderse geri gelmez. KIBRIS bizim nefes borumuzdur.

    Bütün diplomatik riskler göze alınarak fiili durum devam ettirilmeli, veya ortadoğu da bu kadar karışıklık varken el çabukluğu ile ilhak edilmelidir. Self determinasyon, burada devreye girmeli, bir referandumla Kıbrıs halkı Türkiyeyi tercih etmelidir.

    YanıtlaSil

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...