Kaleminiz var olsun Hocam.
‘Kendi düşen ağlamaz’ diye bir sözümüz vardır. Lakin
kuruların yanında yaşların da yanacağı vakitlerdeyiz. Sebep olanlar, malı
götürdüler. Onların, gidecekleri çok yerleri var.
Buralarda kalıp, bir şeyler
yapmak, yine bağımsızlık ve hürriyet için, kısaca devletleri için canları pahasına
savunmaya ve gerekirse kavgaya tutuşacaklar.
Düşman, çok cepheden
saldırıyor. Terör örgütü bu cephelerden sadece birisi.
Şimdi, Güneyimizde, Sünni
IŞİD (güya Arap) devleti ile Barzani’nin uzantısı Yahudi Kürt devletinin
kurulması neredeyse tamamlandı. Bu aşamada anlamadığım şey şudur: Neden, Ayn-el
Arab denen bölgede yaşayan Kürtleri elediler, hemen tamamını Türkiye’ye sürerek
oraları Barzani kuvvetlerine peşkeş çektiler?
****
Durup dururken ne istediler
Suriye’den? Hala, yok halkna eziyet ediyormuş, yok öldürüyormuş gibi lafları
sıralıyorlar. Bunlar kafa karıştırmaktan başka işe yaramıyor.
****
Sıranın Türkiye’ye
geldiğini galiba bizi yönetenler anlamış vaziyetteler. Ama bir türlü
uslanamıyorlar ve inatlarının kurbanları olarak hala oturdukları kucaktan
kalkmak niyetinde değiller.
Çok yakın geçmiş verilen
kararların nasılda değiştirildiğini gösteriyor.
Yönetimi dolduranların ‘devlet’,
özellikle Türkiye Cumhuriyeti Devleti gibi bir dertleri yok. Onlar, iki rekat
namaz kılabilecekleri kadar bir zaman için, seccadelerini serebilecekleri bir
yerleri olsun kafi görüyorlar. Tabi, bu durum saf ve temiz Müslümanları
kandırmanın yoludur. Aralık 2013’teki yolsuzluk olaylarında, malı nasıl da
götürdükleri anlaşılmış olmalıdır. Bu itibarla devlet, onlar için önlerinde
settir. Bu devleti dönüştürmek ve beyinlerinin derinliklerinde bulunan 90
yıllık (olmayan) zulmün intikamını almak tek hedefleridir. Bu
düşüncelerle beyinleri yıkanmıştır, silinmesi ve temizlenmesi mümkün değildir.
Şimdi yaptıkları
yanlışlardan dönmenin tek çaresi, Tayyip Bey’i suçlamaktır. Nitekim bunların
örneklerini: Ekonomi Bakanı’nın söylemlerinden, yandaş tesmiye edilen yazarların
satır aralarına sıkıştırdıkları şikâyete varan cümlelerden anlıyoruz.
Millet, terörün
hortlatılmasından mutazarrırdır. Lakin sesini çıkaramıyor. Çünkü tamamı
bankalara, finans kuruluşlarına, gayr-ı menkul şirketlerine, otomobil satan
firmalara borçlandırılmış vaziyettedir. Seslerini çıkartırlarsa veya
desteklerini çekerlerse, bir anda borç batağında boğulacaklarını biliyorlar.
Bu duruma bilinçli olarak
getirilmişlerdir. Küreselleşme niyetindeki idarenin, getirdiği, dayatılmış bir
bilinçli son.
Maalesef, hıyarı gören
halk, bir tutam tuzla yağmaya koşuşturmuşlar ve cacık yapmak isterlerken
cacıklaşmışlardır.
Söz uzar gider, dertler
bitmez.
Var olunuz. Kaleminiz sağ
olsun.
Saygılarımla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder