Bir nevi dayanışma
platformu niteliğinde olan şahsi blog’umuzun, bugün bir misafiri var.
Değerli dostumuz Murat Alparslan
TEKOĞLU.
Dertli olup, derdini içinde
bizatihi yaşadığına uzaktan da olsa şahitliğimiz vardır. Meseleler üzerinde
yaptığı ince ve derin analizler, daima ufuk açıcı olmaktadır. Sözü uzatmayalım,
sıra Sayın TEKOĞLU’nun. Teşekkürlerimizle…
Buyurunuz:
***
10 maddelik eylem planında
elastiki ve içi boş hamasi nutukları bir tarafa bırakırsak, özellikle satır
arasına gizlenmek istenen 3 ifade dikkat çekiyor;
-
Yeni bir Kamu Düzeni oluşturulması.
-
Ulus-Devlet modelinin parçalayıcı bir unsur
gibi sunulması.
-
Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi.
Bu üç madde, açıklanan
eylem planının esasen terörle mücadele için değil, bölgede yeni bir yapısal
reform amacıyla yapılacağını ortaya koymaktadır.
Bu yapısal reform çok açık
v net federasyon/özerk yönetimini işaret etmektedir.
Bir Başbakan düşünün ki,
ulus-devlet sayesinde Başbakan olmuş ve ulus-devleti ‘parçalayıcı bir unsur’
olarak takdim ediyor!
Bu tamamen insanların zekâlarıyla
alay etmektir. Aptal yerine koymaktır.
Ulus-devlet modeli yani
ulus olmak bilakis parçalanmayı önler ve birleştirir.
Bu modelin karşıtı ‘ilkel
kabile’ sistemidir. Ulus-devleti istemeyenler bu ilkel kabileciliği savunur.
Görünün o ki, AKP terörle
mücadele ediyor algısı vererek iki (2) kitlenin desteğini hedeflemekte ve bunda
da başarılı olmaktadır.
1. Milliyetçi hassasiyete
sahip bilinçsiz MHP seçmeni.
2. Terörden bıkma noktasına
gelen ve maddi-manevi zarar göre HDP seçmeni.
7 Haziran’dan 1 Kasım’a,
4-5 ay süre zarfında terörü özellikle tırmandırma ve akabinde sert bir şekilde
bastırma politikası işe yaramış ve bu iki kitleden oy devşirilmiştir.
Şimdi de bu işe yarayan
politika artan dozda devam ettirilmektedir.
Maalesef şehit olan asker
ve polisler bu iğrenç tezgâh için bilerek ölüme yollanmıştır.
Daha önce, ‘TC için ölen
asker ve polis şehit olmaz’ diyenler, ‘şehitlere kelle’ yakıştırması yapanlar,
bugün şehitler üzerinden sömürücü siyaset yapmaktadır.
Gelişen olayların bu
çerçevede değerlendirilmesi doğru olacaktır.
‘Başkanlık’ adı altında,
padişahlığı elde etmek için milliyetçilerin duyguları istismar edilmekte ve
destekleri alınmak istenmektedir. Başkan olduktan sonra o milliyetçilerin
defterinin dürülmesi de zor olmayacaktır.
Tüm milliyetçiler,
özellikle MHP yönetimi bu hususta uyanık olmalı ve karşı tedbirlerle seçmenini
bilinçlendirerek bu tasalluttan korumalıdır.
Arka planında yatan niyeti
görmeden “AKP’ye terörle mücadelede destek oluruz” demek yetersiz ve safça bir
yaklaşım olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder