Cevaplayamadığım bir
sorudur.
Liderler mi karizmatik,
yoksa biz mi öyle algılıyor ve öyle yaftalıyoruz?
Biraz da medyanın dayatması
ile parlatmak istedikleri kişilere (lider) ‘karizmatik’ sıfatını
allayıp-pulluyorlar, binlerce defa okuyoruz, dinliyoruz. Sonra da elbette
‘karizmatik’ olduğuna inanıyor ve bizde tekrar etmeye başlıyoruz.
Kimse karizmatik filan
olamaz. Bize yutturuyorlar sadece.
Tayyip Bey karizmatik mi
mesela?
Bağırmak, sinirlendiğini
göstermek, güya lafını esirgememek, hakarete hakaretle cevap vermek
gerektiğinde küfür etmek, sonra da “aldığım edep gereği söylemem, hakaret
etmem” diyerek, kendini sıyırmak. Kişiyi karizmatik yapıyorsa karizmatik
diyebiliriz.
Yalanla, iftirayla
gerçekleri saklamaya çalışmak karizmatik bir kişinin vasfı olabilir mi?
İlme, akla aykırı işler
yapmaya çalışmakla karizmanın ne gibi bir ilgisi olabilir?
“Dil” diyor, dil demedim.
Din dedim. Diye inat ediyor. Karizmatik olduğu için alkışlıyoruz.
“BOP eş başkanıyım” diyor,
ne dediğini anlamadan alkışlıyoruz.
“Libya’da NATO’nun ne işi
var” diyor, iki gün sonra küresel çetelerle birlikte kendisi de Libya’ya
giriyor, destekliyoruz.
Daha dün çocuklarını
okutacak parası olmadığından, arkadaşının bursu ile Amerika’ya gönderiyor
çocukları, bugün “gemicik”ler sahibi, şirketler sahibi oluyorlar, hiç üzerinde
durmuyoruz.
Galiba tüm bunlar
karizmadan kaynaklanıyor.
Propagandanın gücü.
Yarın partisi dağılacak,
bölünecek.
Bakalım, karizması toplu
halde tutmayı başarabilecek mi?
Ne karizmaymış baba…
Mayıs/2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder