Sosyal medyada yayınlanan
mesajlardan seçmeler yayınlanma tarihleriyle aşağıya alınmıştır:
04
Ocak 2016
Başkanlık
(saltanat-hanedan) hevesine kapılan Tayyip Erdoğan’ın Mekke’de ihrama girmesi
ve Kâbe’nin ziyareti sırasında ihramlı haliyle resimlerinin, videolarının
medyaya salınması ve gazeteci bozuntusunun cenazesinde eline mikrofon verilerek
Kur’an’ı Kerim okuması ve medya sayfalarında binlerce paylaşılması…
Kıyıda kenarda kalmış ve
kendini muhafazakâr olarak tanımlayan kişileri avlamak içindir. Ayrıca şunu da
belirtmeliyim ki, muhalif cephe Trilyon Lira harcasa bu görüntülerin tesirinin
Milyonda birini sağlayamazlar.
Dini ve dini kelime,
kavram, giysilerin kullanarak halka şirin ve sözde Müslüman görünmek telaşı,
pek yakında beklenen Başkanlık oylaması için ön çalışmalardır.
Buna nasıl tedbir alınır?
Ben bilmiyorum. Siyaset bir
çözüm bulmalı ve CB’nin konuşması ve TV’lerden görünmesi kesin olarak
sonlandırılmalıdır.
Aksi mi?
Yıkıma gidiyoruz…
***
11
Ocak 2016
Cumhurbaşkanı Ahmet N.
Sezer’in Başkanlığında yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında önemli
büyüklükteki krizin fitili ateşlenmişti. Anayasa kitapçığının fırlatılması
fitili ateşleyen tetikleme olarak hatırlarımızdadır.
Şimdi bu krizi üretenin
‘SİSTEM’ olduğunu söylemek, altın oyuncaklarıyla oynayan çocuğu, üç kuruşluk
bir şeker parçasıyla kandırıp, altını şekerle değiştirmeye benzer.
Sistem bazı parçalarından
arıza yapabilir. Bu mümkündür ve hep karşılaşılan bir sonuçtur. Ancak, tamiratı
çok kolay olup, bozulan parçanın değiştirilmesi günümüz mühendisliğinde basit
bir eylemdir.
Yüzlerce Üniversite açmak
değil iş; iş odur ki, makinenin (sistemin) arızalı parçasının tespiti ve tamiri
için gerekli önerilerin yapılmasıdır. Kitapsız, hocasız üniversitelerin bolluğunda,
her okul amaan diğeri yapsın bana ne, ağrımaz başım diyebilmektedir.
Evet,
Suç sistemde değil, sistemi
olduğu gibi, ilmi ve Hakkani verilerle çalıştırılmamaktadır.
Ancak;
Mahallenin çocukları gibi,
altından yapılı oyuncağını, üç kuruşluk şeker parçasına değiştirmek isteyen
heveslileri gördükçe,
Neden demokrasimizin
ilerlemediğinin sebeplerinin, muhalefet yapılanmasında olduğu anlaşılmaktadır.
Sistem gözden
geçirilmelidir, doğrudur.
Lakin sistemi toplan
değiştirmek, lüzumsuzluktur.
Deriz, vesselam.
***
10
Ocak 2016
“Bütün toplumsal kesimlerin, siyaset kurumundan yeni bir anayasa
beklediği”ni, anayasanın değiştirilmesini isteyenler
yüksek sesle anlatıyorlar.
Söyleyelim, palavradır:
Kimsenin umurunda filan
değil Anayasa değişimi. Millet, huzur, aş, iş, eğitim, can güvenliği, mal
emniyeti peşinde. Adam gibi yaşamak derdinde.
Tekrar söyleyelim:
Değişim isteyenlerin
kuyruğuna takılarak, anayasanın değiştirilmesi gerektiğini söylemek, emperyalizmin
hizmetine girmek demek olur. Anayasa yapmak başka iştir, memleketin bölünmesi,
milletin parçalanması, değerlerin tarumar edilmesini istemek başka bir iştir.
Aklınızı başınıza alınız.
Bunlarla değil anayasa
değiştirmek, kır bahçesinde bir bardak çay bile içilmez. Harami ile haram
yolunda oynaşmak, eğlenmek, vakit geçirmek… haramdır….
(NOT: İlgilisi anlar.)
***
06
Mart 2016
"Referandum söz konusu olursa MHP…”
Şeklinde bir açıklama
yaparsa siyasi lider,
Bunun manası,
Mutlaka referanduma gidilmelidir.
Demektir.
Bendeniz aksini
düşünüyorum.
Mevcut meclis yapısı
anayasa yapmaya elverişli değildir. Bu yapıdan milli bir anayasa çıkamaz.
Hem, ne demişti C.B.; “Önceden hazırladığımız anayasa taslağı
vardır. O gündeme getirilir. Referanduma sunulur. Halkımızın iradesi ne
söylerse eyvallah deriz.”
Bu taslak, bilindiği gibi
ABD’ye götürülüp onaylattırılmıştır. Bugüne kadar da söz konusu taslak millete
açıklanmamıştır. Her şey kapalı kapılar ardında gizlice yapılmıştır.
Bu anayasa taslağına evet
oyu vermek veya bu anayasa taslağının referanduma götürülmesi için katkı yapmak
hangi akla hizmet eder?...
***
02
Şubat 2017
Hazırlanan anayasa metninde
her ne kadar ‘Başkanlık’
kavramı yerine, ‘Cumhurbaşkanlığı’ kavramı kullanılmışsa da, bunun özellikle
‘ÜLKÜCÜLERİ’ kandırmaya yönelik olduğunu defalarca belirtmiştik.
Hala, Cumhurbaşkanlığı
sistemi diyenlere, Sayın C.B. dün cevap vermiş;
Kızının derneğinin
otobüsüne! Çıkarak orada bulunan gençlere:
“Yakında Başkanlığa
geçeceğiz, çok çalışın”
Demiş.
Biz söylemiyoruz, seçilmiş
cumhurbaşkanı söylüyor.
Hala mı, Cumhurbaşkanlığı
sistemi diyecekseniz?
Kandırmayalım, doğruları
söylemek zor da olsa, korkmayın, söyleyin.
Bir gün gelir,
kazanırsınız.
***
15
Şubat 2017
Mevcut anayasamız Madde 89 –“ Cumhurbaşkanı,
Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen kanunları onbeş gün içinde
yayımlar.”
Değiştirilen kanun
maddesinde ise şöyle geçiyor:
“Kanunları yayımlar.”
Süre belirtilmemiş. İster
yayınlar, ister bekletir anlamı var.
Ki, bu madde. Tek adamlığı
anlatır.
Meclis nasıl bir kanun
çıkartırsa çıkartsın, C.B. (Yani Başkan) bu maddeyi sümen altı ederek, meclis
iradesini yok sayabilecektir.
Buyurunuz…
***
19
Ocak 2016
Önündeki çukuru
göremiyorsan, var bir göz doktoruna danış.
Bir güzel muayene etsin,
aksaklığı anlatsın sana.
Kim bilir, basit bir ilaç
tavsiyesi ile görmeye başlarsın.
Bu kafa gözünün halidir.
Bir de iç göz ile
görebilmek var.
Göz önündeki isi, kiri,
pası temizlemelisin.
Aynanın yüzündeki tozu
sildikten sonra, âlemin parıldadığı gibi…
Hak aşikâr olanda,
Gam da gider, kasavette.
Şemseddin Sivasî (KS) şu
beyti tam bu sıraya göredir:
“Sür
çıkar ağyârı dilden tâ tecellî ede Hakk
Pâdişâh konmaz saraya, hâne
mamûr olmadan”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder