Yeniçağ yazarı Arslan Tekin
10.07.2016 tarihli köşe yazısını şu cümle ile bitiriyordu:
“Cemaatler ve tarikatlar masaya yatırılmalı ve teşrih edilmelidir.”
(Arslan TEKİN)
Yazıyı okur okumaz,
facebook sayfamda aşağıdaki yorumu yapmıştım:
“Gerek yok.
‘Cemaat’ (ler) denilen
siyasi yapılar, bozulmuş ve düzeltilmesi imkânsız ‘tarikat’ yapılanmasının yeni
bir adla toplumu kandırma yönteminden başkası değil.
Kaldı ki, tamamının
oluşumunda bir yabancı istihbarat servisinin el izi var. Başkalarının aklı ile vücut
bulan bu yapılar hakkında, yapılması gereken; hükumetin bugünlerde bir cemaat
aleyhinde savaş açtığı cephenin genişletilmesinden başkası olamaz.
Hepsinin mali yapısı, para
toplama yöntemleri, toplanan paraların makbuzları, harcamaları, faturaları tek
tek incelendiğinde, karşımıza yeniden büyük bir soygunun çıkması muhtemeldir.
Manevi kelamlar, kelimeler,
sözler, cümleler kullanılarak yapılan, (din) adı altındaki siyasi manevraların
tamamı, sakıttır, yalandır, kandırmacadır. Tez elden tamamının kapatılmasıyla
toplum huzura kavuşacaktır. Huzurun bulunmadığı toplumlarda anarşi hâkim olur.
Anarşi beyinleri aşındırır, hücreleri öldürür. Beyini zayıflamış bir toplumdan
da, hayır-hah işler beklemek beyhudedir.”
***
Bu yorumdan tam Beş gün
sonradır ki, o meşum kalkışma yaşandı. Görülüyor ki masaya yatırmaya filan
gerek yok. Masaya, tanımadığın, bilmediğin bir konuyu yatırırsın ve üzerinde
tartışırsın. Bunların bilinmeyen tarafları mı var ki, üzerinde tartışalım?
15 Temmuz yaşanmasına
karşılık hala olduğumuz yerde duruyoruz. Hala, cemaat yapılanmaları hakkında,
dişe dokunur bir çalışma yapılmadı. Yapılma niyeti de yok. Hala, para toplamaya
devam ediyorlar, hala yalan yanlış dini bilgileri halkın dimağına yayıyorlar. Ne
Maliye’den ekonomik denetimler, ne Diyanet ve İlahiyatlardan dini denetimler
yapılamadı.
Tez elden tamamının mal
varlığına el konularak, tamamı kapatılmalı ve faaliyet yapmalarına mani
olunmalıdır.
Hala ders alınamadıysa, siz
daha nasıl bir kalkışma bekliyorsunuz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder