Rica
etmiştik, ‘hain kelimesini lügatten çıkaralım’ . Arzumuz dikkate
alınmadığı gibi, yeni yeni hain tanımlarıyla karşılaştık. Ufak tefek
eleştirilerimiz de olduğu için, biz de kripto paralelcilerin içinde yerimizi
almış bulunuyoruz. Doğru olmayan tanımlamalar iftiraya çıkar. İftiralar da,
geriye dönen ve sahibini vuran bumerang gibidir. Artık kendinizi, kendi
iftiranızdan korumaya çalışın. Bekleyin ve görün.
Ve bir
medeniyetin seslendiricisi olarak misyon adamaları sınıfında yer alan ve
kendini bu hedefe adamış, herhangi bir şey talep etmeme, yalnızca hizmet etmek
iştiyakıyla hareket eden ve sayıları bir elin parmakları sayısını geçmeyecek
kadar azınlık olan, gönüllülerin ‘kripto paralel’
gibi ne anlama geldiğini söyleyenin bile bilmediği suçlamaları, nasıl olsa
bertaraf edildiği gün ve sonunda kendisi de idrak edecek ki, bunlar iftiradır. Kimden,
kimlerden alıyorsunuz bu şeytan bulaşığı akılları? Hangi dillerle ve hangi
bilgilerle seslendiriyorsunuz, belgeleri nelerdir ve kimler için söylüyorsunuz.
Askıda kalan ve kime söylenildiği belli olmayan laflarınızı, nasıl
temizleyeceksiniz? Kırılan gönülleri nasıl tamir edeceksiniz? Ve yıllar yıllar
boyu, sizlere hizmet eden ve adını bile bilmediğiniz, gönüllü destekçilerinizi
nasıl kırdığınızın farkında mısınız?
Hâlbuki
yazımızda, ‘gerçek dostlar eleştirenler arasından çıkar, kim bilir’
demiştik. Ufacık bir eleştiriye bile tahammül gösteremeyenler, nasıl olacak da
80 Milyonluk Türkiye, 500 Milyonluk Türk dünyası, 1,5 Milyarlık İslam dünyasını
yönetecek? Bunun imkânsızlığı aşikârdır. Bu kafayla değil insan yönetimi,
Üç-Beş birimlik bir sürüyü bile yönetemeyeceklerini anlamış oldukları için midir
bu pervasızlık?
Şimdi
bir göreviniz var: kimdir bu kriptolar, belgeleri nelerdir, hangi çalışmaları
yaptılar da bu sınıfa girdiler, her eleştiren kripto mudur… sorularına cevap
vermek.
Yoksa
iftiralarınızla baş başa kalıp, içinizde kurtçuk oluşacak ve kurtçuklar
büyüdükçe, içinizden kemirdikçe yok oluşunuzu, bitişinizi acılar, ıstıraplar
içinde bizatihi yaşayacaksınız.
Ha,
Şu Üç
günlük dünya saadeti için değer mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder