Birleşemediniz. Kayıp,
Türkiye Hanesine yazılacak. Henüz vakit geçmiş değil. Birleşmek de ille de
milletvekili sıralarına adamlarını yazdırmak değil. Güç birliği denenmelidir. Birlikten
kuvvet doğar atalar sözü, fiilen uygulamaya geçirilmelidir.
Problemi anlaşılabilir bir
şekilde tanımlayabiliyorsanız, çözümü bulur ve sizden uzak durmayı tercih eden
taraflara güzel ve anlaşılabilir bir Türkçe ile anlatabilirseniz, anlayışla
karşılanacak ve güç birliğine yakın olduklarını göreceksiniz. Bir siyasi
partinin seçim kazanması meselesi değildir içinde bulunulan durum. Çok daha
derinlerde biriken problemlerin çözümü eğer bugünden yapılmazsa ileride hiç
kimsenin siyaset yapma imkânı da kalmayabilecektir. Gidiş, bu yöne doğrudur. Hal
böyle olunca, kimse milletvekili seçilemeyeceği için güç birliğinden uzak
duracaktır diye bir düşünceye kapılmak tehlikeli bir karanlık kuyudur. Bu düşünceden
uzak durmak ve ne olursa olsun, küçük gibi görünen siyasi partilere ve sivil
toplum kuruluşlarına müracaat edilerek destekleri istenilmelidir. Bu görüşmelerde
tavizler istenmesi muhtemeldir. Vatan, devlet, millet aleyhinde olmayan
taleplere evet demenin hiçbir zararı olmayacaktır.
Tüm anketler de ve
yorumcuların dillerinde olan şudur: 7 Haziran seçimlerine göre fazla bir
değişiklik yoktur. Seçmenler pozisyonlarını muhafaza etmekteler. Birinci parti
sıfatını halen taşıyan iktidar mensupları ise, alamadıkları 1 (Bir) oyun peşine
düşmüşler ve ellerinden geleni yapmaktalar. Devlet kesesinden yaptırılan
mitinglerle işe başladılar. Tarafsızlığını yitiren Cumhurbaşkanı, bir siyasi
partinin genel başkanı ve il başkanı ile birlikte sahne alarak, iktidar
partisine oy istiyor. Diğer partiler sanki ne yapacaklarını şaşırmış
durumdalar. Oysa ilk yapılması gereken, birleşerek alan daraltma taktiği
uygulanmalıdır. Rakibin siyaset yapma alanının daraltılması demek, oy alma
ihtimali olan halk kesimlerini onlardan evvel kendi siyasi çizgine çekmek
demektir. Bu da görüşerek, konuşarak, taleplerinin dinlenilerek olabilecek bir
iştir.
Terör can almaya devam
ediyor, dış politikada yerlerde sürünüyoruz, Suriye’de aranan çözüm için bir
araya gelen Rusya, ABD ve İran üçlüsünün yanına bile sokulamadık. Hani, Ortadoğu’da
bir yıldız olacaktı Türkiye, model olacaktı? Olmadı, olamazdı. Yaparlar mı diye
hiç sorulmadı. Dış politika da yokuz. İşçinin, memurun gelirlerine göre alım gücü
günden güne düşüyor. İnsanımız borçla yaşamaya çalışıyor. Kredi kartlarını
ödeyemediklerinden icrai takibe intikal edilenlerin sayısı her gün artıyor. Cüzdanlarındaki
birden fazla kredi kartlarını ‘takla attırarak’ yaşamaya çalışıyor insanımız. Aradaki
bir banka kısa bir süreliğine kredilerini kapatsa zincir kırılacak, takip
oranları tavan yapacak. Fabrikalar ve ticaret erbabı önünü göremediğinden orta
ve uzun vadeli kararlar alamıyorlar. Yeni yatırımlar yapılacağı yerde, mevcut
kapasitede kısıtlamalara giderek, işçi, memur, mühendis kadrolarını işten
çıkarıyorlar. Böylece işsizler ordusu gün be gün artıyor. Küçük aile
işletmelerinde yapılan hayvancılık sıfırlandı. Köylü, ihtiyacı olan iki
yumurtayı bile ‘satın alma’ yoluna gidiyor, tabi para bulabilirse. Ev ihtiyacı
olan basit üretimleri bile yapamıyor, çünkü köy nüfusunun iş yapabilecek
yetenekteki gençleri şehre göç ettirildi. Oralarda işsiz, güçsüz, parasız,
pulsuz zaman geçiriyorlar.
Anlatılan sosyal durum
dikkate alındığında, muhalefet partilerinin kazanmaması ihtimali çok zayıf gibi
görünüyor. Bu anlatılanlar iktidar için hiç de iç açıcı veriler değil.
“Aklını işletmeyenler üstüne pislik”
yağacağını buyurur Allah C.C.
Herkesin kabul ettiği gibi,
‘tehlikeli bir badiren’ geçmekteyiz. Bu badire ancak, ‘BİRLEŞİLEREK’ atlatılır.
Son ana kadar birleşmenin yollarını tıkamadan, aramaktan bıkmadan talepler,
teklifler götürülmelidir. El elden üstündür derler. Birlikten kuvvet doğar
derler. Aklını işletmekten korkanların, çekinenlerin, yardımcı akıllara
ihtiyacı vardır. Millet geleceği için yardım talep etmekten çekinilmemelidir. “Halka hizmet, Hakk’a hizmettir” kelamı
gereğince, kurtuluşa birleşerek gitmek gerekiyorsa, bu yol denenmelidir.
Çünkü tahmincilerin ortaya
koyduğu sonuçlara göre 7 Haziran seçimlerine benzer bir sonuç bekleniyor. Bunu ters
yüz edip, tüm tahmincilerin yanılmalarına sebep olunmak için, birleşerek, ‘üst
akıl’ların yaptığı planlar bozulmalıdır.
Hem sağda hem de solda
birleşmenin, güç birliği yapmanın önünü tıkayanları tarih affetmeyecektir.
Abdullah Alagöz ;
YanıtlaSilKaygısı olmayanın birleşme niyeti de olmaz. Hiçbir mesaj maalesef yerini bulamıyor.Gözler kapalı, kulaklar sağır, vicdanlar kararmış.