13 Eylül 2015 Pazar

Reenkarnasyon İkilemi


Reenkarnasyon tartışmaları yeniden mi başlıyor? Sorusunu sormadan edemedim. Sıklıkla gündeme getirilir ve insanları farklı konulara eğilmesini sağlamak üzere, örneklerle desteklenir ve inanç sistemleri üzerinde tesirlerini kuvvetlendirmek üzere, tartışma alanlarına isminblin önünde ağır sıfatlar bulunan kişiler de dâhil edilir. Ya unutturulmak istenen bir olaylar zinciri vardır, ya da insanlara dayatılacak yeni bir konu bulmuşlardır. Zihinleri esir almanın yoludur, tartışmanın yurt sathına çekilmesi çalışmaları. Ne kadar çok insan dâhil edilir, ne kadar çok insan tartıştırılırsa olayı kızıştıranlar o kadar başarılı olacaklardır.

Yıllar evvel, güya Türkiye’nin Hatay ili çevresinde rastlanılan, evvelce ölmüş (dünyadaki hayat süresini tamamlamış) kişilerin yeniden bir bedene girerek, hayatını devam ettirdiği örnekleri hemen bütün gazetelerin sayfalarında görülmüştü.

‘Proof.’ İsimli bir dizi film varmış, hangi TV’de yayınlanıyor bilmiyorum. Yazılan-çizilenlerden anlıyoruz ki, oğlu ölen bir bilim adamının, reenkarnasyon araştırmalarına katılması ve hastaneye yatırılan kalbinden hasta bir çocuğun kendi çocuğu olduğu ve başka bir bedenle yeniden dünyaya geldiği, gariptir ki, oğlunun yaptığı hareketler, hatalar, alışkanlıkların filan bu çocukta da aynen olduğu… Yani çocuğunun reenkarne olarak (başka bir bedenle) dünyaya yeniden geldiği konusu üzerinde dönüp dolaşan bir film. Tabi, izleyiciyi ‘şok eden, şaşırtan, düşündüren olayların yaşandığı’ sahnelerin de ustaca işlendiğini dikkate alırsak, üzerinde çalışılmış, paralar harcanmış önemli bir yapım olarak değerlendirebiliriz. Bu kadar emek, para harcanan bir yapımın da önemli bir amaca hizmet etmek politikasının olduğunu düşünmeliyiz. Yani, şeytani tasavvur!.

Konu hakkında elimizde yeterli kaynak var. Reenkarnasyon inancının tarihi ve gelişimi hakkında çok eser yazılmıştır. Meraklıları kolayca bulabilir.

Reenkarnasyona inanların, inanma sebeplerine baktığımızda açıkça şunu görürüz: 1. Söylenileni anlayamama. 2. Eksik veya yanlış bilgiyle yapılan değerlendirme hataları. 3. İnandığı ve kabul ettiği bir kişinin sözlerinin doğruluğunu sorgulamadan kabul etme alışkanlığı. 4. Tarihten gelen inançların değiştirilememesi.

Hulul veya tenasüh olarak adlandırılan hadise, bir şeyin bir şeye girmesi sonucu oluşur. Mesela, bir bardağa suyu dolduralım. Su giren, bardak girilen olur. Burada iki varlıktan bahis vardır, nitekim ne bardak, ne de su diyebiliriz. Ancak tarif babında bir bardak su diyebiliyoruz. Bu örnekte iki vücuttan bahsedilir, su ve bardak söz konusudur.

Âlemler, Cenab-ı Hakk’ın zuhur mahallidir. Zuhuratta ise iki varlıktan değil, ancak Tek (Ahat), Bir (Vahit) varlıktan bahsedilebilir. İhlas Suresi’nin bize öğrettiği de budur.

“Nihayet onlardan birine ölüm geldiğinde dedi ki: ‘Rabbim beni (dünya yaşamına) geri döndür.”

“Tâ ki uygulamadığım şeylerde (iman üzere yaşamda, kuvveden fiile çıkaramadıklarımda) sonsuz geleceğime yararlı çalışmalar yapayım!.. Hayır, (geri dönüş asla mümkün değil!) öyle bir şey söyler ki geçerliliği yoktur (sistemde yeri yoktur)! Arkalarında yeniden bâ’s olunacakları sürece kadar, bir berzah (boyutsal farklılık) vardır (geri dönemezler)”.  (Mu’minun Suresi/99, 100)

Yaşar Nuri Öztürk’ün mealinde ise aynı ayetler şöyle anlamlandırılmıştır:

“Sonunda onlardan birine ölüm geldiğinde şöyle der: ‘Rabbim, beni geri döndürün:

“Döndürün ki, o arkada bıraktığım yerde iyi bir iş yapayım. ‘Hayır, bir kelime ki bu, o söyler onu. Ötelerinde, dirilecekleri güne kadar bir berzah vardır.”

Yani ayet-i kerime ile sabittir ki, “geri döndürülme” kesinlikle yoktur, mümkün değildir. Ölüm tadıldıktan sonra, o âlemdeki ortamda yaşamaya uygun olan bir elbise ile (oraya uyumu sağlayacak vücut diyebiliriz) ‘Berzah’ âleminde beklemek vardır. Geldiğimiz noktada ‘ölüm, kabir, berzah’ konularında çalışmalara bakılabilir.

Nasıl oluyor da reenkarnasyon fikrine hem de Müslüman olduğunu söyleyenler arasında inanlar çıkabiliyor? “‘Şeytan’ adıyla bilinen Cinler, insanları kandırmak için her kılığa bürünüp kendilerini uzaylı, evliya ve hatta peygamber diye tanıtarak; önce birini kendilerine tabî kılarlar, sonra da ona inanan binlerce saf iyi niyetli insanı!

Oluşturdukları en önemli itikadi sapma, reenkarnasyon fikridir… cin tabanlı, hemen her bilgi kaynağında bu görülür.! (Ahmed Hulusi, Ankara Gazetesi, 25 Haziran 2012)

İnsanın tekâmülünün gerekli olduğu ve tekâmülün de ancak gidiş gelişlerle mümkün olabileceği düşüncelerinden kaynaklı bir kabuldür reenkarnasyon. Bu düşünceyi de kuvvetlendirmek üzere, Hz. Mevlâna’nın “Maden olarak öldüm, nebat olarak geldim, nebat olarak öldüm, hayvan olarak geldim, hayvan olarak öldüm insan olarak geldim” anlamındaki kelamını örnek vererek güçlendirmek isterler. Her mertebe yükselişini ölüm ve doğum olarak anlatmıştır Mevlâna. Yoksa ölmek dirilmek, ölmek dirilmek anlamında değildir. Bir ömür içinde yükselen her mertebe, bir evvelkinin ölümü demektir. Kısır anlayışlarla, dehanın dillendirdiği hakikatler anlaşılamaz, bilakis unutulmasına sebep olur.

Dünyada misafiriz. Bu saraya bir kere kabul edildik. Padişahın, yapılmasını istedikleri var. Ancak, ilk girişten itibaren yapılabilecek bir eğitim ve sınav süresidir. Başaran, sınıfını geçer, başaramayan ise sonucuna katlanır. Bir daha o saraya gelebilmek ve eksik bırakılanların tamamlanması istekleri mümkün değildir.

Gelişimi başka zamanlara terk etmeyi bırakarak, gün bu gün deyip, ebedi âlemdeki huzur için neler yapılması istenmişse bir an evvel başlanılmalıdır.

Dünyaya dönüş hayali, şeytanın vehimlerinden başka bir şey değildir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...