4 Eylül 2015 Cuma

İsrail, Sinirlioğlu, İmaj ve Ticaret!.


Meşhur internet fenomeni Fuat Avni 16 Haziran’da şunu yazmıştı: “Fidan ve Sinirlioğlu Türkiye’yi Suriye'ye sokmaya kararlı”. Fidan MİT, Sinirlioğlu Dış İşleri Bakanlığı Müsteşarı. Fenomene göre bu iki Müsteşar Türkiye’yi Savaşa zorluyorlarmış. Şöyle bir hafızamı yokluyorum da, 7 Haziran seçimlerinin iktidara vurduğu tokmağın tesiri öylesi bir rüyaya yatırdı ki, iktidar tarafının, derin uykudan uyanması Meclis Başkanlığı seçimlerinden sonra gerçekleşti. Konu üzerinde çok konuşulduğundan tekrarına gerek yok. Kısaca, Meclis Başkanlığı İktidar güçlerine hayat öpücüğü oldu. Neyse hatırlatmış olmakla konumuz haricine çıkmamak üzere bu mevzuyu noktalayarak yolumuza dönelim.

Devlet yönetmek zor iştir. Tüm dünyanın gözlerinin üstünde olduğu Türkiye’yi yönetmek ise daha zordur. Öyle bir coğrafya ki, yüzlerce devlete kabir olmuş, toprağında Yüz Binlerce şehit barındıran mübarek vatan. Bu vatanda ayakta durmak bile büyük beceri isteyen bir şey. Yalnız, yanlış anlaşılmaya mahal olmamak üzere şunu söylemeliyiz, ille de bu vatanda ayakta durmanın şartı, bu topraklarda gözü olanların emirlerine riayet değildir!..

Zaten, ülke yöneticileri birilerinin! Emrine riayet halinde iş yapma derekesine gelmişse bırakın o ülkede yaşamayı, ya kaçıp kurtulacaksınız, ya da namusun gerektirdiği davranışı gösterip kazma-kürek savaşacaksınız. Başkaca bir tercihiniz yoktur. Haa, şunu da söylemeliyiz ki, kaçanların kurtulduğunu söylemek safdilliktir.

28 Haziran mesajında F. Avni, “Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Ankara'nın en karanlık isimlerinden biri ve …’in son gözdesi.” Diyerek gelecek günler için önemli haberler vermişti. Tabii bizler anlaması zor, idraki dar insanlar olduğumuz için ne demek istediğini anlayamamıştık.

Şu bir gerçektir. Her savaşın altında, bir ticari hedef yatar.

Emperyal genişleyerek fethedilen ülkelerden vergi alma antlaşması, savaşta yenilen ülkeden savaş tazminatı istenmesi, bir ülkenin ticaret gemilerinin yenilen ülkeye rahatça girip çıkmasının sağlanması sözleşmesi… Her neyse tüm savaşlar bir noktada ekonomik çıkarların sağlamlaştırılmasına dönüktür. Bu manadan olmak üzere, karar vericiler belli ticari ilişkilerini geliştirmek üzere de bazı antlaşmalar içine girebilirler. Bunun örnekleri geçmişte dünyanın diğer bazı ülkelerinde de görülmüştür. Yine bu manadan olmak üzere şu haberi vermişti Fuat Avni: “Daha önce Tel Aviv Büyükelçiliği yapan Sinirlioğlu'nun İsrail'le özel bağları var. Sinirlioğlu İsrail'le ilişkileri yürüten tek isim.” Bu ilginç, ilginç olduğu kadar Türk Devlet yönetim sistemine de karşıtlıklar barındıran garip bir bilgiydi. Bilginin mim noktası şurasıdır: Sinirlioğlu İsrail'le ilişkileri yürüten tek isim.”

“Gemicik” filosu ile ünlenmiş bir ticari işletmenin ne hikmetse, durmaksızın işleri İsrail ile artmakta ve aynı zamanda da memleket içinde şiddetin dozacı yükselmekteyken, ne olduysa hükumet bileşiminde değişikliğe gidildi. Ne oldu dersiniz? Herkes biliyor, Sinirlioğlu Dış İşleri Bakanı yapıldı.

Kim bilir belki de, Müsteşar iken “Batı’da imajı düşen”lerin, konumunu sağlamlaştırmak için elinden geleni yapan ve İsrail ile ilişkileri olumlu düzeye getiren kişiyi ödüllendirmişlerdir. Nerden bilelim? Belki de bir devletin yok edilmesi, bir milletin perişan edilmesi karşılığında!..

Bir yandan, Mısır, Gazze, Filistin nutukları atarken gizlice düşmanın İsrail olduğunu bildirecek, kimsenin farkında olmadığı bir operasyon içinde İsrail ile kendine ait şirketlerin ticaretini artıracaksın! Bu korkunç bir aldatmacadır!. Nitekim İsrail Başbakanı Netenyahu’nun çok akın çalışma arkadaşının, “Seçim Hükümeti’nin Dış işleri Bakanı Sinirlioğlu’na övgüler yağdırdığı” şu sözleri ilginçtir: “İsrail, Türkiye’ye karşı derin bir yakınlık hissediyor. İki ülkenin çıkarları gittikçe örtüşür hale geldi. Sinirlioğlu ile aramızda iletişim sağladığımız kanallar var ve bu kanallar süreçte ilerleme sağlamak için gelecekte de kullanılacak.” (Yeniçağ, 03.09.2015)

İsmi herkesçe malum bir taşıma şirketinin İsrail ile ticari ilişkilerinin giderek artıyor olmasının sebepleri böylece anlaşılmış oluyor. Bu artışın kahramanının da Dış işleri Bakanı yapılarak ödüllendirilmesi yadırganacak bir gelişme değil. Tam da küreselci çetelerin mantığına uygun bir gelişme: “bize ne kadar hizmet edersen, o kadar ilerlersin!.”

Dış Politikada, maliyeti çok yüksek olan Suriye, Mısır ve Gazze üzerinden yapılan yanlışlardan sonra, zaten aralarında hiçbir problem olmayan İsrail ile farklı bir ilişki geliştiren politikalarımızın yeni bir yanlışa ve doğuracağı olumsuz sonuçlara sebep olmaması temennimizdir.

Canın sağ olsun arkadaş, canınız sağ olsun heyyy…

Umarım;

Sorgu sırası geldiğinde söyleyecek laflarınızı da hazırlamışsınızdır!...

Bizden söylemesi…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...