“Güç Birliği” Ne Kazandırır?

Duydum ki, Doğu Perinçek’in genel başkanı olduğu Vatan Partisi ile CHP, 1 Kasım seçimlerinde ‘güç birliği’ yapılmak üzere çalışmalara başlamışlar. Bu hayırlı bir gelişmedir. Birleşme, bir olma niyetiyle bir araya gelenleri alkışlamalıyız. Asla eleştirmemeli ve köstek olmamalıyız.

Aynı amaçla MHP’nin de bir hareket içinde olmasını gönül arzu ediyor. Bağımsız Türkiye Partisi ve Genel Başkanı Prof. Haydar Baş, Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, Büyük Birlik Partisi genel Başkanı Mustafa Destici, HEPAR genel Başkanı Osman Pamukoğlu ve ismini hatırlayamadığım ve sağ da olduğunu söyleyen, milli olduğunu söyleyen kimler, hangi kuruluşlar varsa bir araya gelerek güç birliği yapmalıdır ve bu bir görevdir ve bir mecburiyettir. Bu birlikten, hiç kimse bir şart ileri sürmemelidir. Tüm tercihi MHP’ye bırakmalıdır. Bu seçimlerde amaç milletvekili kazanmak değil, oyların bir araya toplanmasını sağlamaktır. Mümkünse Saadet Partisi ‘de bu birliğe dahil edilmelidir.

‘Güç Birliği’ yalnızca oyların birleşmesini değil, fikirlerin de birleşmesini anlatmalıdır. Ortak alınacak kararlarla en doğrunun bulunacağından hiç kuşkumuz yoktur. Ve bu harekete MHP yetkilendireceği bir görevliyle derhal başlamalı, “ben büyük partiyim onlar bana gelsin” gibi anlamsız bir kibre bürünmemeli ve adı geçen partilerden mümkün olan en çabuk zaman için randevu alınmalıdır.

Uzun uzun tartışacak kadar zaman yoktur. Derhal hazırlanacak teklifle partilere gidilmeli ve açık ve seçik olarak teklif anlatılmalıdır.

Üzümün çöpü, armudun sapı ile uğraşacak zamanlar değil bu zamanlar.

Herkesin, ‘İÇ Savaşa’ doğru sürüklendiğimizi söylediği bu zamanlarda…

Bir kere de doğru bir iş yapın.

7 Haziran seçimleri ve alınan sonuçları unutmayalım. Birleşmenin önünü tıkayanlar kimler olursa, bundan böyle tarihteki siyasi çöplükte yerlerini ayarlasınlar.

Çünkü aksi bir durumda bir daha seçim yüzü göremeyeceklerdir. İstikamet, hanedanlığa doğru…

Milletvekillerinin, “ne kadar oy alırsak alalım seni Başkan yapacağız” çığırtkanlığını unutmayalım.

Artık yeter diyelim!...