Günlerdir televizyondan
uzak, gazetelere bakmaya isteksiz bir tavrın içindeyim. Günlerdir, bir yandaşın
ne yazdığını merak bile etmiyorum. 32 gün süren Koalisyon çalışmalarının -görüşmeleri- başarısızlıkla
bittiğini ancak dün öğrenebildim. Meğer 32 gün boyunca yapılan keşif
çalışmalarından sonra, koalisyon kurma teklif bile edilmemiş. Terör azmış. Ekonomi
çökmüş. Dış politikada olanlar, küçük dilini ısırtıyor insana. Kuzey Irak’tan
gasp edilerek Türkiye üzerine salınan petrolün satılmasına aracılık edilerek,
günü kurtarmaya çalıştığımızın haberlerine bakıyorum. Ülkede kurulu büyük
fabrikalar üretimlerini 2014 yılına göre neredeyse yarısına düşürmüşler. Atıl kapasite
işçi, memur, mühendis gibi elemanların işten çıkarılmasını gerektiriyor. Sektör
ayakta durabilmenin yollarını, işçilik giderlerini düşürmekte buluyor. 7
Haziran seçimlerinin ortaya koyduğu sonuç bir türlü hazmedilemiyor. Halkın,
yanlış karar verdiği inancı, özellikle iktidar partisinin derin inancı. Hocaları
söylemişti evvela, sakallı hocaları. Bunun üzerine politika ürettiler. ‘Tekrar seçim’
bu yüzden gündemde taze tutuldu. Kendilerinin hazmedemediğini, halka rahatlıkla
hazmettirebileceklerini sanırlar.
Türk Lirası değerinde
muazzam düşüşe rağmen, ihracatta artışlar sağlanamaması ekonominin, ikna
yönünün de değiştiğini anlatıyor. Çin, büyük bir cesaretle parasının değerini
düşürüp, dünyanın tüm alıcılarını üzerine çekmek niyetinde. Böylece,
fiyatlardaki üstünlüğümüz de bir anda elimizden uçtu gitti. 13 yıldır
ekonominin başında bulunan kişinin ağzından bir tek kelime duymuyoruz. Nasıl bu
duruma gelindi? Para bolluğunda atıp tutmak kolaydı, haydi buyurun konuşun. Nedir
durum, nasıl oldu da bu hallere geldik? Halkın borçları ödenemez seviyelere
dayanmış. Artık borçlandırılarak ekonomiyi ayakta tutmanın imkânsızlığı konuşuluyor.
Ödeme sıkıntısına düşen halk, kredi kartlarını da yenileyemiyor. Takibe intikal
krediler, borç çevirme lüksünün de sonuna gelindiğini anlatıyor.
Seçim sonuçlarına göre bir
hükumetin kurulması mümkün olduğu halde ve aslında iki tarafta bunu istediği
halde, niçin kurulamıyor? Birileri kurulamasın mı istiyor? Birilerinin isteklerine
kurban mı gidiyoruz?
Yoksa;
Yoksa yönetilemez duruma
getirerek mi, hedeflerine varmayı planlıyorlar.
Yönetilemez durumu gösterip,
düşüncelerindeki sistemi mi dayatacaklar?
İlhan Yalçın :
YanıtlaSilSat ye-borçlan ye ekonomisi, satacak şey kalmayınca ve borç alınamayınca duvara toslayacak.Bu tostlama AKP'yi iktidardan uzaklaştırsa da derdin derinliği, iyileşmemizi uzun süre sağlamyacak. Hatta bu rezil AKP politikası matah bir şey imiş gibi saadet günleri şeklinde bu mankurtlarca anılacak...
Abdurrahman Biçer
YanıtlaSilKISA ve NET...
AKLIM KARIŞTI...
Anayasa'yı TAĞYİR ve TEBDİL ETMEK...
Hükumeti ISKAT ETMEK...
DİYE CEZASI ÇOK AĞIR BİR SUÇ VARDI...
ÖYLE DEĞİL Mİ?...
YOKSA BEN Mİ KARIŞTIRIYORUM?...
Bu filleri işlemek üzere TEŞEBBÜS ETMEK bile aynı derecede SUÇ teşkil etmiyor mu?...
O HALDE...
NEREDE YARGITAY BAŞ SAVCISI?...
ANAYASA nın İLK BEŞ MADDESİNE BAKSANA...
Bu suçları BEN işlediğimde çalışan CEZA HUKUKU; "Muktedir" işlediğinde Malibu'da tatile mi çıkıyor?...
NE DEMEKTİR...
"...İster kabul edin, isterse kabul etmeyin Türkiye'nin Yönetim Sistemi değişmiştir..."
NE OLDU ANAYASA'nın İLK 5 MADDESİ?...
AÇIKLAMA BEKLEMEK MİLLİ İRADENİN EN TABİİ HAKKI DEĞİL Mİ?...
Kemalettin Savruk :
YanıtlaSilGerek Dış politikada gerekse iç politikada 0 sorunun sonuçlarını izlemeye devam edin diyorlar.