İktidar elemanlarının içine
düştükleri sıkıntı bizi pek ilgilendirmiyor.
Lakin ülkenin içine düşürüldüğü
sıkıntılı durum, uykularımızı kaçırıyor.
Sorulmayacak mı?
Dikkatinizi çekenlere “küfürler”
ediyordunuz, “okumaları yok” diyordunuz, “muhalefet sıkıntısı var” diyordunuz daha pek çok
yakıştırılmış laflarla aşağılamaya çalışıyordunuz hatırlayınız… Hem de bu lafları
entelektüel birikiminizi vurgulayarak anlatıp, onların cahilliklerini
vurguluyordunuz.
‘Tekrar Seçim’ diyerek, sizlere oy vermeyenleri yine
aşağılama moduna geçerek, menfaatinizi okşadığı sıralarda sarıldığınız ‘milli irade’
borazanlığını da unuttunuz.
Saray sofralarına topladığınız,
âlimlikleri kendiliğinden menkul garibanların resimlerini yayarak, kendinize
bir paye edinme telaşındasınız. Kurtarmayacağını bile bile…
Yine, saray köşesine
serdiğiniz seccadelerin üzerinde İmamete geçerek, arkanızdaki yarım safa
kıldırdığınız namazın resimlerini yayınlatmanız bile, artık uyanmak vaktini
yaşayan milleti kandıramayacak. Çuvalınızda sermayeniz de kalmadı. Yapacaklarınızın
sonuna geldiniz.
Sonuna geldiniz, ama
yapılacak olanların listesinde delikler var. Beceremediğiniz ve hala
ulaşamadığınız BOP stratejisindeki beceriksizliğiniz de, emir verenler
tarafından sorgulanacaktır elbette. Burası bizi ilgilendirmez. Eşeği süren,
osuruğuna katlanır derler.
Evet, gerçekten içine
yuvarladığınız necaset çukurundaki haliniz bizi hiç ilgilendirmiyor.
Lakin,
Pislik içine yuvarladığınız
memleket,
Düşündürüyor bizi!..
7 Haziran seçimleri
sonunda, partiniz kenara çekilseydi ve muhalefet görevine razı olsaydı ve hatta
bu hali gönüllü olarak kabullenseydi…
Şimdi,
Çok değişik, çok güzel
günler yaşıyor olurduk.
Anlatamadık bir türlü…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder