Tuğrul’un gidişi üzerine
sosyal medyada atıp tutanlar da var, gazete köşelerini bu konuya hasredenler
de.
Gerek yok, biz özetleyelim.
Tuğrul’un gidişi ile MHP 3
oy kaybetmiştir. Kendisi, karısı ve çocuğu…
Tuğrul’un gidişi ile MHP en
az 30.000 oy kazanmıştır.
Mesela ben bile bundan
böyle Tuğrul’suz bir listeye gönül rahatlığı ile oy veririm. Benim gibi düşünenlerin
sayısı da inanın Otuz Binden fazladır.
Özetle, kayıp 3, kazanç
30.000…
Keşke yıllar evvel, kardeşi
ile birlikte gitseymiş.
Zaten oraya yakışırdı. Ne
yalan söyleyeyim. MHP’ye hiç yakışmıyordu. Yakışmadı. Yakışamazdı.
Babasını anarak, ona paye
verildi. Tıpkı, Menderes, İnönü, Özal oğullarına verildiği gibi. Aklımızı
kullanmadan duyguların esiri olduk. Bunun altında belki, birleşme isteğinin
izleri vardır, böyleyse hoş görülebilir. Sırf soyadından dolayı verilen
payeler, bir gün gelir de yaşanan örneği gözlere soktuğunda, ne acılar
çekileceğini de varın siz hesaplayın.
Oldu,
Yapılacak bir şey yok.
Dövünmenin âlemi yok. Önümüze bakacağız. Öteden beri söylediğimiz MHP’nin baraj
altına çekilmek istenmesidir. Tüm çabaları bu yöndedir. HDP’ye giden Kürt
oylarını geri alamayacaklarını anladılar, bütün kuvvetlerini MHP’nin zayıf
noktalarına vurmaya başladılar. İki ay daha böyle gider…
Şunu kabul etmeliyiz.
Erdoğan İki Sıfır önde. 1.
Meclis Başkanlığı, 2. Erken seçimler ve Tuğrul.
Dar alanda hızlı oynayarak
bu farkı kapatabiliriz.
Bakınız Tuğrul ne diyor: “Ben MHP’li bir Bakan’ım. Bahçeli’de benim
genel başkanım. MHP’den kimse beni atamaz. MHP benim BABAMIN PARTİSİ…”
Bu sözler üzerinde benim
söz hakkım yoktur. Sıraya bakkallar, demirciler, marangozlar, aktarlar,
eczacılar, muslukçular, cepçiler, terziler, psikiyatrlar, felsefeciler,
sosyologlar… Katılmalı. Lafı onlara bırakıyorum.
“Babamın Partisi!”...
İzninizle sadece bir tek
kelime hakkımı kullanmak istiyorum:
YUFFFFF…….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder