Bir kere, o 300 genç adamı
Türkiye’nin her tarafından, uyduruk bir derneğin organizasyonu ile bir araya
getirmek, gençlere bir hedef yüklemek, ne amaçla gittiklerinin bile farkında
olmadan, bombanın patlayacağı yere getirmek ve bombayı patlatmak...
Bu gençleri toplayan,
kandıran, seyahat ettiren ve bombayı patlatan aynı akıl.
Amaç, Türkiye’yi batağa
çekmek.
Nasılsa, analiz yeteneği
olmayan bir takım insanlar memleketi yönetiyorlar. Nasılsa her istediklerini
ama tehditle, ama baskıyla yaptırıyorlar.
IŞİD ve PKK’nın ortak
oldukları; bu patlamayla birlikte katledilen 32 gencin intikamını almak
bahanesiyle PKK’nın terör eylemlerini artırması, savunmasız insanları
katletmesi, iş makinelerini yakması, büyük şehirlerde korku salmasıyla
anlaşılmıştır. Zaten Kandil canisi Karayılan, bir hafta kadar önce İMC
televizyonunda yaptığı röportajında, Kobani’de kurulmakta olan Kürt koridorunun
Türkiye tarafından desteklenmesini, aksi halde militanların hareketlerinin
Türkiye’ye çevrilebileceğinin işaretlerini vermişti.
Suriye kuzeyindeki
yapılanma da IŞİD’in, PYD’nin hüküm sahasını genişlettiği ve yardımcı olduğu
muhakkaktır. Neymiş, ABD uçakları havadan IŞİD sürüsünün üzerine bomba
yağdırıyormuş, geri çekilen teröristlerin boşalttığı alanı kahraman Kürtler
dolduruyorlarmış. Ne güzel oyun, biz de yedik!
Emperyalizme askerlik nasıl
bir şeydir?
Ya, BOP ve eş başkanlığı
nasıl bir şeydir?
Yazı burada kaldı.
Ve sınırımızdaki askeri
karakola IŞİD saldırısı ve bir askerimizin şehadeti haberi yayıldı…
Bundan sonra ne yazılır?
Gençliğe Hitabeden şu
cümleler…
“…Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün
tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi
bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim
olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve
hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî
menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet,
fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi,
vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”
Fazla söze hacet var mı?
İlhan Yalçın ;
YanıtlaSilYine haklısınız Hocam: "Kelimelerin kifayetsiz" olduğu günler, durumlar...