29 Temmuz 2015 Çarşamba

Ne de Çok Davetçi (Tebliğci) Var!.


Bu dünyanın en zor işi, Allah’a davettir.

İki yönlü düşünerek cevaplandırılabilir.

1. Davet edenin, abdestine, namazına, orucuna, yazdıklarına-çizdiklerine bakarsınız, söylediklerinin doğruluğunu düşünür ve peşine takılırsınız.

Yandınız.

2. Ezberlerinizin peşine düşer ve bildiklerinizin doğruluğunu iddia ederek, sıradan, herhangi bir makamı, mevkii, parası-pulu olmayan bir garibin söylediklerine aldırış etmezsiniz, davetini görmezsiniz, duymazsınız.

Yandınız.

Durmaksızın işi gücü davet olanın, bilgisizliğine hükmedin.

Çünkü Ehl-i Hak Muhammedî, düşünür, taşınır, basireti ile görür ve ilmi ile davetini yapar. Zaten, bu davet reddedilemez. Üzerinde düşünülür. Kabul edilir veya edilmez. Burada, davet edene karşı bir sorumluluk yüklenemez. Çünkü seni tanımıştır, sen seni tanıyana bir anlam veremediğinden ve An’ı değerlendiremediğinden, daveti reddettin. Olay budur. Teklif edenin ise görevi sadece tebliğdir. Ortada herhangi bir suç yoktur.

Muhammedî’lik adına, fakat Muhammed’i tanımadan, durmaksızın konuşan ise, ne seni tanır, ne de hangi durumda olduğunu bilir. O sadece konuşur. Aslında ne konuştuğunun bile farkında değildir. Bir takım kitaplardan okuyarak öğrendiğini sandığı veya bazı zatların sözlerini tekrar ederek seni avlamaya çalışır. Sözleri zahiren, doğruymuş gibi görünür. Dinleyen o sözlerin manasını da tam olarak idrak edemediğinden ve itiraz da etmeye cür’et edemediğinden, saçı sakalı, sarığı, cübbesi filan da gözleri kararttığından araya kaynar gider. Avcı, başarmış ve bir kişiyi daha şeytani yola sevk etmiştir.

Aslında avcı kelimesiyle anlattığımız kişi, şeytani bir çalışma yaptığının bile farkında değildir. Zaten en kötüsü de burasıdır. Memleketimizin şeyhler, dervişler, müritler, bilhassa sakallılar, birbirine hacılar diye seslenenler dünyasına evrilmesini biraz düşünmenizi isterim. Atatürk’ün tedbirlerinden sonra bu duruma nasıl gelindi?

Kendini bilmeyenlerin, Rablerini tanımayanların, Allah’ı bilemeyenlerin davetleri ve bu davetlere uymaları sonucu yaşananları, atom bombaları, hidrojen bombaları asla yapamaz.

Ne olur, sırf ağzından ilahi kelamlar, ayetler, hadisler çıkıyor diye, sarığı, cübbesi yerinde diye sakın ola ki kimsenin davetine filan icabet etmeyin. Kelamın çıktığı ağzın sahibini tanımak çok zor iştir. Milyonlar kere dinleyin ve milyarlar kere düşünün öyle karar verin.

Hayatınızı, dostlarınızı, eşinizi, ayalinizi, itibarınız, sevginizi… Kaybedersiniz.

En kötüsü:

Allah’a ulaşan yolları kapatırsınız.

Allah, kötülerin önünü kessin. Basiretimizi artırsın.

Amin…


1 yorum:

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...