“(Allâh) aklını değerlendirmeyenlerde (düşünsel) pislik meydana getirir!” (Yunus/100)
Kur’an’ı Kerim meallerinde
aklını kullanmayanlar için yapılan tarifte, ‘değerlendirme’, ‘kullanma’, ‘işletme’ gibi farklı olarak ağılanabilecek kelimeler,
yazarlarca tercih edilmiş olsa da, aynı anlamı bulmak mümkün olacaktır. Cümlenin
devamında, ‘uğursuzluk’, ‘pislik’
bırakır, yükler gibi kelimelerle yapılan tanım sebebiyle, kelime ve kavramların
aynı mana için kullanılmış olduğu anlaşılır. Kısaca akıl - pislik bağlamı,
kullanılmayan, işletilmeyen akılların sahiplerine doğru bizi götürür. Sen de
bir akıl var mı? Öyleyse işletmek, kullanmak mecburiyetindesin, başka yolu yok.
Aksi halde pisliklerin yağmasını bekle.
Düşüncede sınırlama kabul
edilemez. Düşünenin serbestiyeti Halk Edici tarafından bağışlanmıştır. Düşüneni
sınırlamaya kalkmak, Akl-ı Külle savaş açmakla eş değer bir davranış olacaktır
ki, o zaman Allah rakip olarak seçilmiş olur. Dünyada problem, düşünmekte
değil, düşüncenin açıklanmasında yaşanmaktadır. İster çözüme, isterse de
çözdürmemeye yönelik olsun, her düşüncenin açıklanmasında, her iki taraf içinde
yarar vardır. Olumlular ile hayatın şekillendirilmesi ve Hakk’a seyahat
sağlanırken, olumsuzlar ile de, eksi bilgilerin değeri ile yırtılan, çürüyen
alanların tamiri mümkün olabilecektir.
Çünkü çürümenin sebepleri, olumsuz fikirlerle anlaşılabilecektir.
Öyleyse her düşünce eseri değerlidir diyebiliriz. Âlemde gelişme, farklılaşma,
güzelleşme an be an devam ederken, bir yandan da bozulmanın, yıkılmanın, yok
olmanın devam ettiğini görmek lazımdır.
Düşünce açıklamalarında her
ne kadar problemler çıkıyorsa da, düşünenin özgürlüğü kadar, düşüncesini de
açıklama özgürlüğü tanınmalıdır ki, karşılıklı anlaşılabilme sağlansın. Bir
tarafın fikri içinde, kendinde kaldığı sürece karşı taraf hiçbir şey anlayamayacağından
bir mutabakattan bahsedilemez. Şiddete, teröre bulaşmayan fikir açıklamaları
mazurdur. Onlardan istifade edilebilmelidir.
Akla müracaat etmeyen
hiçbir çözüm, hayırlı sonuç doğurmaz. Duygularla hareket etmek, bir noktadan
sonra anlaşılmayan ve bulunamayan yola düşüldüğünün anlaşılmasıyla, gafletten
uyanılsa bile yaşanan felaketten alınan zararların telafisi kısa zamanda
giderilemeyecektir. Böylesi durumlar yaşanmamalıdır.
Akla müracaat, danışmayı
öne çıkarır. Olabildiğince geniş meşveret meclisinin sunacağı özel dokümanlar,
belki de karar vericinin hiç aklına gelmeyen bir noktayı izah edecek ve bu
sebeple önemli bir badire atlatılabilecektir.
Başka ne diyebiliriz?
Milletimizin hakkında
hayırlısını ihsan etsin.
Allah Bes, Baki Heves.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder