Devletlerin dış
politikaları elbette halklarının menfaatleri doğrultusunda şekillenir.
Türkiye aleyhine yapılan
uygulamalarda kendi devletlerinin ve halkının menfaatlerini önde tutan dış
odaklar, önümüze serdikleri IŞİD, DHKPC, PKK gibi taşeron terör örgütleri
vasıtasıyla, bizleri havasız bırakıp istediklerini yaptırmak peşindedirler.
İçeride devşirilen yandaşları sayesinde de, özgürce kullandıkları devasa medya
organlarıyla milletin zihnini bulandırmayı başarmışlardır. Öylesi bir hal
yaşanmaktadır ki, devletin üst düzey idarecileri bile dün söylediklerini bugün
kendi sözleriyle yalanlamak durumunda kalmışlardır.
Boğazına kadar teröre
batırılmış bir Türkiye’den beklenen ilk taviz KIBRIS’tır.
Doğu Akdeniz hâkimiyeti,
AB, ABD ve ortaklarının hayallerini süslemektedir. Hatıralarımızda kazılı
bulunan, ‘Akdeniz, bir Türk gölüdür’ sözü
ve çağrışımları sözde ortaklarımızı çıldırtmaktadır. Kıbrıs bu yüzden istenen
ilk taviz olacaktır ve başarmak üzereler. Onların başarısı ise bizim yenilgimiz
olacaktır.
Kıbrıs’ta yeni seçilen ve
Birleşmiş Milletler ile Yunan tezlerine ram olmuş Cumhurbaşkanı’nın sürdürdüğü
‘çözüm’ (orada da çözüm deniyor!) görüşmeleri,
anlayabildiğim kadarıyla, Türkiye aleyhine gelişmektedir. İki devletli bir
federasyon konusu, Cumhurbaşkanı’nın da talep ettiği bir sonuçtur, sanırım
Türkiye yetkilileri de bu sonuç üzerinde mutabık görülüyorlar.
Bu ne demektir?
Orta ve uzun vadede, Kıbrıs
üzerinde hiç hakkının olmadığını şimdiden tescil etmektir. Ki, görüşmelerin ana
maddesi, Türkiye Garantörlüğünün sonlandırılmasıdır.
Görüşmelerin ana konusu
içinde, işgalci! Türk askerinin Kıbrıs’ı boşaltması da vardır. Zaten bu konu
seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın da propaganda malzemesiydi. Kıbrıslı soydaşlarımızın
beyinlerini nasıl tuzaklar içine çekmişler anlayabiliyoruz. İki önceki
Cumhurbaşkanı Talat ile şimdiki aynı meşreptendir. Talat’a bizimkilerin yaptığı
destek ve Rahmetli Denktaş’a yapılan terbiyesizlikleri de hatırladığımızda,
içimiz burkuluyor.
Türk Dış İşleri’nden
konuyla ilgili bilgi basına yansımıyor. Ne düşünüyorlar bilmiyoruz. Bizim
havuz, boyalı, mütareke, merkez isimleriyle sulandırılmış basınımız, halkı
oyalayıcı haber ve yorumların peşinde.
Uyarıyorum tüm yetkilileri
ve milletimi:
Yavaşça, elimizden kayıyor
Kıbrıs ve Doğu Akdeniz!...
İsmet Akçam :
YanıtlaSiley kıbrıs halkı oyuna gelme ve geçmişi unutma, 1963 ü ve 364 şehidi ne çabuk unuttun, talat ve akıncı fiki sizi ruma yunana esie eder akıllı olun bu hainlere güvenmeyin