“Ben ahlak söylemleriyle yaşamayan bir insan olarak son yıllarda
Türkiye’nin gittikçe muhafazakârlaşmasının ve aile değerlerinden konuşulmasının
artmasını izliyorum. Aynı zamanda görüyorum ki, bu söylemler yaygınlaştıkça
ahlaksızlık, ilkesizlik ve terbiyesizlik de artıyor.” (Serdar TURGUT)
Büyük bir vukufiyetle
yapılan bu tespite katılmamak mümkün mü? 13 yıldır muhafazakâr söylemlerle
yatıp-kalkıyoruz. Gazeteler, televizyonlar vaaz saatinde. Siyasiler cami
önlerinde, mezarlıklarda siyaset salvoları atıyorlar. Dinin tek göstergesi
haline gelmiş olan sakallılar, her köşe başını tutmuşlar, ahkâm kesiyorlar. Siyaset
meydanlarında Kur’an’ı Kerim siyaset metaı haline getirilirken, ayetler,
hadisler okumalar gırla gidiyor. Ya, Serdar Turgut’un söylediği gibi, bu
gösteriler arttıkça ‘ahlaksızlık,
ilkesizlik ve terbiyesizlik’ de yaygınlaşıyorsa! Nerede
kaldı sizin Müslümanlığınız?
Kuru softalık
gösterilerinden bıkmadınız mı daha. Bu gösteriler yalandır, insanların zihnini
bulandırmaya yöneliktir. Kandırmacadır. Bırakın toplumu, kendinizi daha ne
kadar kandıracaksınız?
Turgut, tevazu ile
söylemeye çalışsa da, gerçek bir ahlakın temsilcisi olarak karşımızda duruyor.
Yalan söylememeye çalışan birisi, durmaksızın Müslümanlığını öne çıkartan ve
fakat yalan söyleyen birisinden evladır. Ünlü sanatçımızın söylediği gibi, ‘yılandan korkmam, yalandan korktuğum
kadar’ deriz.
Sosyal doku yara almışsa, o
toprak çoraklaşmış demektir ve üretime imkân vermez. Diplomalı mezunlar çıkar
okullardan hiçbir işe yaramayan. Kuru bir Allah lafzı dudaklarda, vakitlerde
camilere koşturan, abdestsiz yere basmadığını söyleyen fakat terazisinin,
hesabının ucunu daima kendine çeviren sahtekârlar üretirsiniz. Çünkü toprağın
tabiatı ancak ona müsaittir. Siz gübresini, suyunu verdikçe, çapasını yapıp,
ayrık otlarını temizlemeye çalıştıkça olmayacak, olmadığını göreceksiniz.
Toprak size zehirli ürünler sunacaktır.
Yapılması gereken nedir?
Taa, en baştan başlamalı
işe, en baştan.
En baş neresi biliyor
musunuz?
Taa düğün gecesine kadar
gider bu en baş lafı. Oralara kadar gider ve başlangıcı orasıdır.
Ya çorak toprakla uğraşıp
duracaksınız, ya da toprağı işleyip, zararlı elemanları önceden uzaklaştırarak,
toprağı üretir hale getireceksiniz. Başka yolu yoktur. Kaynak İnsandır!.
Hele bir başlayın Besmele
ile, sonu gelir!..
****
Biz bu yazımızı yazıp
postaya hazırlarken Elazığ’dan gelen tecavüz haberiyle yıkıldık.
Anladım ki, bu toplumdan (Yaşar Nuri Öztürk ‘Kötülük Toplumu’ diyor) hiçbir şey olmaz.
Geniş çaplı bir felaket yaşanması,
Ve yeni baştan,
Söylediğimiz gibi yeni
baştan başlanılması iktiza edecektir.
Doğruyu, Allah bilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder