10 Aralık 2014 tarihinde
ABD’nin adana 2. Konsolos’u James Michael Saxton Ruiz ve beraberindeki heyet,
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki gelişmelerle ilgili olarak, Genç İşadamları
Derneği başkanı Hakan Akbal’ı ziyaret ederler. Dernek başkanı ve yönetim kurulu
üyeleriyle uzun bir toplantı yaparlar. Ne hikmetse görüşme basına kapalı olarak
yapılır. Basına kapalı görüşmeler, tehlikeli konuların gündeme taşınması
talimatının verilebileceği toplantılardır. Oysa bu gibi toplantılardan,
devletin ve özellikle dış işlerinin haberinin olması ve görüşmelerin kayıt
altına alınması gereken toplantılardır. Masum hatır sorma toplantıları bile
olsa!. Alıştığımız ve bildiğimiz üzere, ABD Konsolus’u tıpkı CIA ajanı gibi
davranmakta ve yükseklerde oluşturulan emperyalist politikaların uygulanmasında
istasyon görevi yapmaktadırlar.
Söz konusu toplantıdan 26
gün sonra düzenlenen basın toplantısında, dernek başkanı Hakan Akbal, bir kanun
hükmünde kararname çıkartılarak:
“Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt illeri Osmanlı’da
olduğu gibi Diyarbakır vilayeti olarak tanımlanabilir, Diyarbakır vilayetinin
yönetim merkezi de Diyarbakır ili olabilir” dedi.
Bu önerilerini de, hazır kurulmuş bulunan ‘Kalkınma Ajnsları’nın sınırlarına dayandırdıklarını
da ilave ediyor.
Arslan Bulut çok sık yazdı
itiraz da edilmedi, cevap veren de olmadı, “CFR’nin gönderdiği gizli memorandum ile kurulan AKP”, verilen
görevleri istenildiği verimlilikte yerine getirmeye devam ediyor. Tayyip Bey’in
yerine daha iyisini yapabilecek birisini buluncaya kadar da bu görevlendirme
devam edeceğe benziyor. “Bugün
üniter Türkiye’yi bölmek ve israilist Kürdistan’ı kurmak adına ciddi adımlar
atmaktadır. Bu adımların kaynağı sistemdir. (sistem: dünyayı yöneten derin güç.
Yani, CFR, Bilderberg, Trilateral ve bunların altında yer alan irili ufaklı
örgütler ve bunların yönetici olan her milletten gelen ancak milliyet
farklılığına önem vermeyen, adeta paraya tapan, İbrani asıllı yapı, şeytanın
kralları.) (Tevfik Bir, www.tevfikbir.com)
12 Eylül 1980 tarihinde
Türkiye’de bir ABD darbesi yapıldı. Bu darbenin gerçek yöneticileri ise “gerçekte Pentagon ve CIA’dır. Kenan Evren
çıkardığı kanun kuvvetinde kararname ile Türkiye’nin 12 eyalete bölünmesini
istemiştir. Fakat onanmasını seçimlerden sonra iktidara gelecek partiye
bırakmıştır. Özal iktidarı ise ‘Halkın infialini kazanırız’ gerekçesiyle, bu kararnameyi
onaylamamış ve ‘şimdilik’ kaydıyla rafa kaldırmıştır.
Günümüz iktidarı ise ‘AB Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı imzalamış,
Kalkınma Ajansları ile Türkiye’yi bölgelere ayırmış, devletin valilerini bu
çalışmaların başkanı olarak atamıştır. Türkiye Başkanlık sistemine doğru hızla
ilerlemektedir.” (Figen Özen, 21.03.2012, İlk Kurşun)
Şu artık iyice anlaşılmış
olmalıdır. Terör örgütüne karşı duran ordu kuvvetlerinin kışlasına çekilmesi,
komutanlıkların Valilerden talep ettikleri operasyona izin taleplerinin geri
çevrilmesi veya hiç cevap verilmemesi, PKK terör örgütü elemanlarının il ve
ilçelerde rahat hareket etmelerini sağlamış, silahlanarak ve eğitimleri
yaptırılarak adeta ordusunu kurmalarına fırsat verilmiştir. Yol kontrolleri, öz
savunma birliklerinin kurulması, okulların açılması, vergi toplanması, askere
adam alınması askere gitmek istemeyenlerden, bedelinin tahsil edilmesi gibi
olaylardan da anlaşılmaktadır ki, PKK artık bir devlet kurmuştur. Çünkü
davranışları devlet davranışını anlatmaktadır. Bütün bu olaylar karşısında
devletimiz suskundur. Hatta ne yapılması gerektiğini bile bilememektedir. Eğer
biliyor da, yapılmıyorsa bunun adı ihanete varır.
Ergenekon, Balyoz, Casusluk
gibi uydurma suçlamalarla orduya yapılan saldırıların sebebi şimdi daha iyi
anlaşılıyor. Bir tarafın, kandırıldık, saflığımıza geldi gibi avamî laflarla
kurtulması mümkün değildir.
Şimdi, federe devletin
nasıl kurulması gerektiğini 25-30 üyeli bir sivil görünümlü derneğe
söyletiyorlar. Başkanı sıfatıyla da konuşan kişi, ekranlara çıkartılarak güya
ödüllendiriliyor. Sanki kendi araştırmaları ve düşünceleri sonuçta vardıkları
kararları açıklar gibi. Sen, değil sosyolojik bir konu hakkında karar vermek,
öneri getirmek, bir satır bile konuşacak ehliyette değilsin aslanım.
Seni, gizli toplantılarda
Amerikalı ajanlar iğfal edip, ortaya salıyorlar, hepsi bu. Yani mührünü basına
kapalı oturumlarda vurmuşlar.
Özerklik veya
federasyonlaşma taleplerinin sonu, bölünmeye gidecektir. “Ameliyat yaptırmam” efelenmesiyle
zaman tüketen idareciler, söyler misiniz, siz neyin, kimin ameliyatından
bahsediyorsunuz? Hasta, yoğun bakımda, siz çay-kahve derdindesiniz. Bu nasıl
idareciliktir, bu nasıl Türk idareciliğidir?
Sevgi Poyraz Damla :
YanıtlaSilUmarım akkıllanırlar amma.
Hale Baysal :
YanıtlaSilTürk idareciler ???
Levent Özkan :
YanıtlaSilAZ KALDI SABREDEN DERVİŞ MURADINA ERMİŞ BİZ TÜRK'LER TEK BİR DEVLET TEK MİLLET VE DE TEK DİL ANLAYIŞINDAYIZ AKSİSİNİ İÇERDEN DIŞARDAN İSPAT ETMEYE KALKIŞANLARIN ENSESİNDEDİR NEFESİMİZ