BOP – IŞİD arasındaki
ilişkiye dikkat çekmek için, Cumhurbaşkanı’nın konuşmalarına bakmak kâfidir.
Kobane denen (Ayn-el Arab)
mevkideki Kürtlerin tamamının Türkiye’ye kabul edildiğini söylemesi ne anlama
gelir? Orada sadece savaşan güçlerin kaldığını, bunların sayısının da sadece 2
bin civarında olduğunu söylemesi ne anlama gelir? ABD uçaklarının, IŞİD’i
etkisiz kılmak için boş arazileri bombalamasını eleştirmesi ne anlama gelir?
Sahi, bu kadar sorti yapılmasına rağmen, IŞİD militanlarından öldürülen kaç
kişidir? Tahminim o ki, hiçtir. Dünyanın en gelişmiş haberleşme tekniklerine
sahip Amerika’nın boş atış yapması, acaba birilerinin gözünü boyamaya yönelik
olmasın?
Musul Konsolosluğumuz
basıldığında, neden bir kere bile ateş edilmeden teslim olundu? Oysa tarih,
Musul’un alınması ve Türk topraklarına dâhil edilmesi yolunda çok önemli bir
fırsat sunmuştu. Değerlendiremedik. Hem Türk Topraklarının tecavüze uğraması,
hem de Irak’ta yaşayan Türklerin darmadağın edilmesine göz yumduk. Bu fırsat
bir daha ele geçmez. Değerlendiremeyenler ve bu vebalin altına girenler
düşünsün.
Irak ordusu Musul’u
boşaltmıştı. Tüm yabancılar, okullar, devlet daireleri tamamı Musul’u terk
etmişlerdi. Yalnızca Türk Konsolosluk çalışanları bulundukları yeri terk
etmemişlerdi. Hem de aileleriyle birlikte!. Neden? Neden aileler ve çocuklar
Türkiye’ye getirilmedi? Madem yiğitlik yapıp beklediler, neden özel harekâtçılar
bir tek bile ateş etmediler? Neden, teslim oldular? Irak ve Suriye’de göçe
zorlanan Türk aşiretlerine neden yardım olunamadı?
Dağınık bir haldeyiz, kimse
bahaneler aramasın. Kafa karışıklığı BOP’un üst makamlarına verilen sözlerden
kaynaklanıyor. Bitirilmesi gereken işler varılması gereken hedefler var gibi
duruyor. Barzani’yi bir söz mü verildi? Ayn-el Arab bölgesindeki Barzani ile
ilgisi olmayan Kürtlerin boşaltılarak, Barzanilere yeni toprakların sağlanması
mı hedeflendi? Türkiye’de, PKK ve türevlerinin yaptığı ayaklanmalar, neyin
nesiydi? Bir HDP eş başkanının sokaklara çıkın talimatıyla böyle bir ayaklanma
olamaz. 42 kişinin hayatına mal olan ayaklanma gösterisinin sonuçlarını
unutturmak için, 1 Kasım’da yapılan yürüyüşler ve gösteriler de ne idi? Hükumet
taraftarları, bu gösterilere karşı çıkıyormuş gibi yaparak gerçekte 1 Kasım
gösterilerini desteklediler mi? Çünkü önceki ayaklanma deneyinin unutturulması
gerekiyordu. Demek ki, can kaybına neden olunmadan da eylemler yapılabiliyormuş
düşüncesini zihinlere kazımak için!.
Evet, Kobani’de Barzani
yanlılarına yeni toprak sahibi olmaları için, IŞİD desteğinde ve ABD ve Türkiye
yardımlarıyla bir Kürt devletçiği kurulmak üzere. O bölgede yaşayan, Müslüman
Kürtleri de hazır temizlediler. Buyurun size taze/bakir topraklar.
Bir yandan da Esad
düşmanlığının durmaksızın dillendirilmesi!. Neden, nedendir?
Sahi Esad size ne yaptı?
Suriye problemi, ancak
Suriyelilerle çözülebilir. Rejimde bir değişiklik, idarede bir yenilenme
istiyorsanız bunun yolu takip ettiğiniz yol değildir.
Musul Konsolosluğu’ndaki
baskına el koymamak üzerinde önemle durulması gereken olaylardandır. Musul
Türkiye için öncelikli meseleydi. Öteden beri idare mevkiine oturan Türk
yöneticilerinin tamamı, Musul’un alınması için fırsat kollamışlardır. Bu arada
da, Musul, Telafer, Kerkük ve benzeri Türk illerinde yaşayan Türkleri de ihmal
etmemişler ve sürekli ilişkileri canlı tutmuşlardır, Irak ve ABD_AB
yönetimlerini tedirgin etmeden.
Şu ayaklanma denemesi de
sanmıyoruz ki, yalnızca Demirtaş’ın isteği ile olsun. İsmet İnönü’nün
hatıralarından bir paragraf alalım buraya: “…İngilizlerle münasebetlerimiz iyi gitmiyor. Gergin bir vaziyetteyiz.
Musul’u mütareke hükümlerine aykırı olarak işgal etmişlerdi. Geçen sene
Süleymaniye’yi bombardıman etmişler, bu yakınlarda da işgal eylemişlerdi. Biz
bu olayı protesto ettik. Nasturilerî kışkırtıyorlar, bundan dolayı hudut
sıkıntıları oluyor. Hülasa İstanbul’da görüşmeler başlamıştı ama, Musul
meselesi açıkta bulunuyor: İngilizlerle aramızdaki gerginlik ve münasebetlerimizin
düzelmesinde tereddüt uyandıran haller devam ediyor…” (ismet
İnönü, Hatıralar, Bilgi yayınevi, 1992) Bu sıralarda da, tahmin
edebileceğiniz gibi Şeyh Sait isyanı başlatılmış ve halen devam ediyordu.
Maksat, devlet gücünü zayıflatmak ve bakışları başka yönlere kanalize etmek.
42 vatandaşımızın öldüğü
olayları da böyle okumalıyız. Bu da bir ayaklanma tecrübesiydi ve istediklerini
aldılar.
Heey, yöneticiler. Çok
akıllısınız, lakin iz bırakıyorsunuz.
Fatih Serdar Akıncı:
YanıtlaSilİran'da bu konuda pek masum değil..bu açılım süreci ve Suriye olayları dahil hep bir izleri var İran yönetiminin...Esad'ı sıkıştıran ve bu hale getirende İran oldu yıllardır Rusya ve İran etkisinde olan Şam yönetimibir çıkış yolu olarak Türkiye'ye güvendi ama bizdende tokat yedi ve bütün ortadoğu bop projesi dahil Şam'da kilitlendi