Başbakan’ın ve kabineye
girecek bakanların kimliklerini tespit etme çalışmalarını çok sıkı, çok gizli
tuttular. Bir gösterinin planlanmış adımları gibi, sıra sıra satırlar birbirini
takip etti ve istenilen isimler üzerinde uzlaşıldı. Yaptıkları gösterişli bir
törenle Başbakan’ı açıkladılar, üzerinde günlerce ‘istişare’ dedikleri dikte
çalışmalarını yaparak. Açıkladıkları isim, ayyuka çıkmış ve herkes için aşikâr olan
ve günlerdir medyada tartışılan isimden başkası değildi. Bu çalışmalara ne
gerek vardı? Kongre üyelerini kandırmanın başka yolu var mı? İleri demokrasi
diyorlar bu oyuna!.
Kuzey Kore liderlerinin
yaptıkları kongrelerde de, sıralanmış üyeler, seyirciler, misafirler çıt
çıkarmadan, fikir açıklamadan, verilen emirleri ayniyle yerine getirir, alkış
zamanı alkış, ağlama zamanı ağlama birlik, beraberlik göz yaşartıcı disiplin
içindeki tek vücut hali, bir bedene doğru hayranlıklar ve resimlerdeki ihtişam
göz boyayıcılıktan ziyade, kendilerini kandırmanın yolu olarak eleştiriler
alırdı. Alırdı, lakin eleştirileri kimseler duymazdı. Ne de olsa her şeyi en
iyi kendileri bilirdi.
Uzun uzun kongre
konuşmalarından bahse gerek yok. Bildik sözler.
Ancak, yeni Başbakan Ahmet
Davutoğlu’nun üzerinde durduğu ve bendenizce ‘ilk pot’ olarak tanımlanan
‘restorasyon’ kelimesi var. Bizim bildiğimiz bu kelime tamir etmekten,
yenilemekten, eskisi gibi olmaktan bahseder. Her ne kadar Ak Parti öncesini
fetret devrine benzetmişse de, biz pek öyle anlamadık. Sanki kendinden öncesini
işaret ediyor gibiydi. Çünkü restorasyonla, tamiratla işe başlayacağını,
‘Davutoğlu Manifestosu’ olarak bildirdiğine göre bozuk giden bir şeyler var
demektir. Ya da fetret devrinden sonraki tamirat eylemlerine girişecektir. Ya
da, 12 yıl boyunca yapılamayan işlere, bozulan ve aksak işleyen devlet
yapısının tamiratlarına, bakım onarımlarına başlayacaktır.
Davutoğlu sanki koalisyon
hükümetinden devir almış gibi, 13 yıl evvelini eleştirerek, bürokraside restorasyona
gideceğini,
Dibe vuran ahlakı restore
edeceğini,
Ekonomi, kültür, sosyal
hayattaki restorasyonlar gibi işlere el atacağını,
Bildirmiştir.
Yani, tüm bozulmalar
koalisyon hükümeti zamanında olmuş!
Pes be ya… 12 yıldır ne
yapıyordunuz? Yoksa bizim anladığımız, doğru da, eleştiriler Tayyip Erdoğan’a
mı yapıldı? Yani, ‘12 yıl boyunca yattın, şimdi ben bunları
düzelteceğim’ mi diyor Davutoğlu?
Evet, biz de böyle olduğunu
biliyorduk. Bürokrasi yeteneksiz kişilerle doldurulmuştur, uyuşturucu kullanımı
pik yapmıştır, toplum ahlakı ne idüğü belirsiz bir sistem üzerine yeniden inşaa
edilmek istenmiştir, eğitim sistemi darmadağın edilmiştir, ekonomi hiçte yandaş
yazarların bildirdiği gibi değildir, borçlar milyonu aşmış, açıklar kapanamaz
boyutlara ulaşmıştır, 12 yıl boyunca yapılan bir-kaç salonun dışında kültürel
gelişime özen gösterilmemiştir, fakir fukaraya yapılan makarna-kömür dağıtımını
sosyal devlet gereği zannedilmiştir…
Bendeniz de böyle anlıyorum
efendim. Davutoğlu 12 yıl boyunca yapılan yıkımı tamir edeceğini manifestosu
ile beyan etmiştir. Bu kadar açıklıkla yapılan bir Tayyip Erdoğan eleştirisi
ilktir ve tarihe bırakılacak bir not olmalıdır.
Şunu da söylemeden
geçemeyeceğim.
13 rakamı uğursuzluk
sayılır, bu kez uğurlu geldi diyebiliriz.
Erdoğan, 13 yıl 13 gün
Genel Başkanlık yaptığı partisinden, Anayasa gereği ayrılmak zorunda kaldı.
Kongrede iki saat mikrofonu bırakmadı. İki saatlik konuşmasının içinde onlarca
hata, onlarca hakaret, onlarca ayırımcılık suçu işlendi. Yeni yola çıkarken yeni
düşmanlıklar ekti, küçümseyerek, alaya alarak eskimeye yüz tutmuş düşmanlıkları
tekrar diriltti. Halk oylamasıyla seçilen Cumhurbaşkanı’nın Yüksek Seçim Kurulu
Kararı tam 13 gün sonra Resmi Gazetede yayınlandı.
Taze Başbakan Davutoğlu bu
13 uğuruna inandığı içindir mi bilinmez, konuşması tam bir saat 13 dakika
sürdü. İlginç bir 13’e daha şöyle ulaşıldı. Kongreye katılması beklenen 1476
delegeden 88 kişi oy kullanmadı ve 6 delegenin de oyu geçersiz sayıldı.
Kullanılmayan ve geçersiz sayılan oyların mutlak değer toplamı da maalesef 13
etmektedir.
Ve Davutoğlu, iki adet
13’ün toplamından oluşan 26. Başbakan oldu.
Uğur ola…
13 kere maşallah…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder