1 Eylül 2014 Pazartesi

BOP Unutturulmaya Çalışılıyor


11 olmalı, evet On Bir ayrı sahnede, gerdan kırarak “BOP Eş Başkanlığını, bu görevin kendisine verildiğini” açıklamıştı, dikkat!. Görevi veren başkaları, yabancılar, bir Türk Başbakanı’na bir yabancı devlet ricali görev veriyor!. Şimdi bütün çabaları, BOP Eş Başkanlığını unutturmak. Öyle güçlü medya kuruluşları var ki, başarılı oluyorlar. Beyin yıkama, tam zıddı konuyu işleme faaliyetleri topluca yapılınca, gazete, televizyon ve radyoları aracılığıyla dinleyiciler, zehirli bilgi bombardımanı altında, mecburen maruz kalıyorlar. Nereyi açsalar aynı ağızların hücumları!.

Afrika’nın Kuzeyinden başlayarak, tüm Arap ülkelerini sarsan, sözde ‘Arap Baharı’ yaygaralarıyla, karışıklığın içine itilen İslam Ülkeleri, düşünme yetisini yitirmiş idarecileri vasıtasıyla birbirini kırmaya, kardeşi kardeşe kırdırtmaya devam ediyorlar. Bu olayların planlayıcısı ve uygulayıcısı BOP Başkanlığıdır, yazık ki, bizim Başbakanımız da bu projede Eş Başkanlık makamında oturuyor.

Hiç kuşkunuz olmasın, Mısır darbesi (burada iki darbeden bahsedilmeli, 1.Mübarek’in 2.Mursi’nin devrilmesi), Suriye’nin muhalif adı altındaki örgütlerce kan deryasına çevrilmesi, Irak’ın parçalanmak üzere Şii, Sünni, Kürt taraftarlarca bombalı saldırılara hedef olması, PKK üzerindeki çok tehlikeli ve derin oyunların çözüm adı altında dayatılması, Irak ve Suriye’de etkili olan IŞİD terör örgütünün, saldırılarını Türkler üzerine yöneltmesi, Musul’da meydana gelen olaylar, Kerkük, Telafer ve Tuzhurmatı’nın IŞİD militanlarının saldırıları altında kalması, evlerini, köylerini terk eden Türkmenlerin çöl ortasında ölümle burun buruna kalması… bunların tamamı BOP projesinin gereğidir.

Büyük Ortadoğu Projesini, bu projeye dâhil olan devletlerin aracılığı ile götüren ABD, Ilımlı İslam projesinden vaz geçtiğini, aslında Mısır’da yaptığı darbe ile göstermiş, özellikle Müslüman Kardeşler örgütü üzerinde derin operasyonlar yapmıştı, örgüt elemanlarının çoğunu tutuklayıp yargılamışlar ve ağır cezalara çarptırılmışlardı. Suudi Arabistan’nın, İhvan-ı Müslimin örgütünü terör örgütleri listesine alması ise Ilımlı İslam projesinin kesin olarak sonu olmuştur. Hatırladınız mı, Ilımlı İslam ilk olarak nerede uygulanmaya başlanmıştı? Mısır Darbesine niye yüksek sesle bağırdıklarını da anlamışsınızdır umarım. Namlu kime dönük?

Bir de şu hususu hatırlatmada yarar var: kişi korkularını kendi yaratırmış derler. Bizimkiler de elleriyle büyüttükleri, Sünni kardeşleri IŞİD militanlarının silahlarının bir gün kendilerine döneceğini hesap edemediler. Arslan Bulut’un dünkü yazısından şu satırları okuyalım: “CHP Aydın milletvekili Bülent Tezcan, Adana’da durdurulan TIR’larla, Suriye’de terör örgütleri EL-Kaide ve IŞİD’e silah taşıdığının, resmi arama tutanağıyla ortaya çıktığını söyledi ve TIR’ların ne taşıdığına dair ayrıntılı bilgiler verdi. Haberi Anadolu Ajansı yayınladı ama, konuyla ilgili hiçbir anlamı kalmayan, mahkeme kararıyla alınmış bir yayın yasağı var! Yani TIR’lar da neler olduğunu halkın bilmemesi isteniyor!” (22.07.2014, Yeniçağ) ve Bulut, şu soruyu sorar: “Suriye’ye sevk edilen silahlarla IŞİD ne yaptı?” Cevabı da kendisi verir ama acıtıcı bir cevap: “Musul’u işgal etti, bugüne kadar 2 bin kişiyi öldürdü, bunların yarısı Türkmen… Ama bu olaylar Türkiye basınında İsrail’in Gazze’ye saldırısı kadar yer almadı”.

Niye yer almadı sorusunu da biz soralım, cevabı iç politikaya dairdir.

-Çünkü BOP Eş Başkanı olduğu unutturulmak isteniyor. Çünkü evlatlarının İsrail’le ticaret yapması, oralara petrol taşıması gözlerden ırak tutulmak isteniyor, çünkü Yahudi cesaret madalyası boynunda asılı duruyor, çünkü İsrail’in OECD ve NATO’ya üyelikleri için Türkiye vetosunu kaldırdılar, çünkü Güney Doğu sınırımızda İsrail’e kilometre karelerce toprak kiralamak istemişlerdi…

Bu yüzden İsrail ile dostluklarının açık edilmemesi için yüksek sesle bağırıyorlar. Biliyorlar ki, bu ülkede en fazla bağıran Hakk’lıdır.

Ama yemezler, millet gözünü açtı artık.

****

Cuma namazı çıkışında soru soran gazetecilere Ekmeleddin İhsanoğlu: “Mabetlerin gölgesinde siyaset yapılmaz. İbadetle siyasetin yeri ayrı.” Demiş.

Biz nasıl öğrenmiştik?

Kameralar eşliğinde Cuma Namazına gidilir, polisler Başbakanımız gelecek diyerek camiye girenleri arama-taramadan geçirirler, çıkışta cemaat kalabalığının arasında resimler çektirilir, filimlere kayıt yaptırılır, cami fona alınarak gazetecilere demeçler verilirdi.

Namuslu ilim adamı, siyaseti siyaset yerinde, ibadeti de ibadet yerinde yapacak. Böyle olursa, dinciler ve dini siyaset yararına kullanan düzenbazlar yenilecek.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...