11 olmalı, evet On Bir ayrı
sahnede, gerdan kırarak “BOP
Eş Başkanlığını, bu görevin kendisine verildiğini”
açıklamıştı, dikkat!. Görevi veren başkaları, yabancılar, bir Türk Başbakanı’na
bir yabancı devlet ricali görev veriyor!. Şimdi bütün çabaları, BOP Eş
Başkanlığını unutturmak. Öyle güçlü medya kuruluşları var ki, başarılı
oluyorlar. Beyin yıkama, tam zıddı konuyu işleme faaliyetleri topluca
yapılınca, gazete, televizyon ve radyoları aracılığıyla dinleyiciler, zehirli
bilgi bombardımanı altında, mecburen maruz kalıyorlar. Nereyi açsalar aynı
ağızların hücumları!.
Afrika’nın Kuzeyinden
başlayarak, tüm Arap ülkelerini sarsan, sözde ‘Arap Baharı’ yaygaralarıyla,
karışıklığın içine itilen İslam Ülkeleri, düşünme yetisini yitirmiş idarecileri
vasıtasıyla birbirini kırmaya, kardeşi kardeşe kırdırtmaya devam ediyorlar. Bu
olayların planlayıcısı ve uygulayıcısı BOP Başkanlığıdır, yazık ki, bizim
Başbakanımız da bu projede Eş Başkanlık makamında oturuyor.
Hiç kuşkunuz olmasın, Mısır
darbesi (burada iki darbeden bahsedilmeli, 1.Mübarek’in 2.Mursi’nin devrilmesi),
Suriye’nin muhalif adı altındaki örgütlerce kan deryasına çevrilmesi, Irak’ın parçalanmak
üzere Şii, Sünni, Kürt taraftarlarca bombalı saldırılara hedef olması, PKK
üzerindeki çok tehlikeli ve derin oyunların çözüm adı altında dayatılması, Irak
ve Suriye’de etkili olan IŞİD terör örgütünün, saldırılarını Türkler üzerine
yöneltmesi, Musul’da meydana gelen olaylar, Kerkük, Telafer ve Tuzhurmatı’nın
IŞİD militanlarının saldırıları altında kalması, evlerini, köylerini terk eden
Türkmenlerin çöl ortasında ölümle burun buruna kalması… bunların tamamı BOP
projesinin gereğidir.
Büyük Ortadoğu Projesini,
bu projeye dâhil olan devletlerin aracılığı ile götüren ABD, Ilımlı İslam
projesinden vaz geçtiğini, aslında Mısır’da yaptığı darbe ile göstermiş,
özellikle Müslüman Kardeşler örgütü üzerinde derin operasyonlar yapmıştı, örgüt
elemanlarının çoğunu tutuklayıp yargılamışlar ve ağır cezalara
çarptırılmışlardı. Suudi Arabistan’nın, İhvan-ı Müslimin örgütünü terör
örgütleri listesine alması ise Ilımlı İslam projesinin kesin olarak sonu
olmuştur. Hatırladınız mı, Ilımlı İslam ilk olarak nerede uygulanmaya
başlanmıştı? Mısır Darbesine niye yüksek sesle bağırdıklarını da
anlamışsınızdır umarım. Namlu kime dönük?
Bir de şu hususu
hatırlatmada yarar var: kişi korkularını kendi yaratırmış derler. Bizimkiler de
elleriyle büyüttükleri, Sünni kardeşleri IŞİD militanlarının silahlarının bir
gün kendilerine döneceğini hesap edemediler. Arslan Bulut’un dünkü yazısından
şu satırları okuyalım: “CHP
Aydın milletvekili Bülent Tezcan, Adana’da durdurulan TIR’larla, Suriye’de
terör örgütleri EL-Kaide ve IŞİD’e silah taşıdığının, resmi arama tutanağıyla
ortaya çıktığını söyledi ve TIR’ların ne taşıdığına dair ayrıntılı bilgiler
verdi. Haberi Anadolu Ajansı yayınladı ama, konuyla ilgili hiçbir anlamı
kalmayan, mahkeme kararıyla alınmış bir yayın yasağı var! Yani TIR’lar da neler
olduğunu halkın bilmemesi isteniyor!” (22.07.2014,
Yeniçağ) ve Bulut, şu soruyu sorar: “Suriye’ye
sevk edilen silahlarla IŞİD ne yaptı?” Cevabı da kendisi
verir ama acıtıcı bir cevap: “Musul’u
işgal etti, bugüne kadar 2 bin kişiyi öldürdü, bunların yarısı Türkmen… Ama bu
olaylar Türkiye basınında İsrail’in Gazze’ye saldırısı kadar yer almadı”.
Niye yer almadı sorusunu da
biz soralım, cevabı iç politikaya dairdir.
-Çünkü BOP Eş Başkanı
olduğu unutturulmak isteniyor. Çünkü evlatlarının İsrail’le ticaret yapması,
oralara petrol taşıması gözlerden ırak tutulmak isteniyor, çünkü Yahudi cesaret
madalyası boynunda asılı duruyor, çünkü İsrail’in OECD ve NATO’ya üyelikleri
için Türkiye vetosunu kaldırdılar, çünkü Güney Doğu sınırımızda İsrail’e
kilometre karelerce toprak kiralamak istemişlerdi…
Bu yüzden İsrail ile
dostluklarının açık edilmemesi için yüksek sesle bağırıyorlar. Biliyorlar ki,
bu ülkede en fazla bağıran Hakk’lıdır.
Ama yemezler, millet gözünü
açtı artık.
****
Cuma namazı çıkışında soru
soran gazetecilere Ekmeleddin İhsanoğlu: “Mabetlerin gölgesinde siyaset yapılmaz. İbadetle siyasetin yeri
ayrı.” Demiş.
Biz nasıl öğrenmiştik?
Kameralar eşliğinde Cuma
Namazına gidilir, polisler Başbakanımız gelecek diyerek camiye girenleri
arama-taramadan geçirirler, çıkışta cemaat kalabalığının arasında resimler
çektirilir, filimlere kayıt yaptırılır, cami fona alınarak gazetecilere
demeçler verilirdi.
Namuslu ilim adamı,
siyaseti siyaset yerinde, ibadeti de ibadet yerinde yapacak. Böyle olursa,
dinciler ve dini siyaset yararına kullanan düzenbazlar yenilecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder