“Ekmek için” Ekmeleddin.
Sloganı eleştiriliyormuş.
Hangi sloganı bulursanız bulun. Onlar yine aynı şekilde eleştirip, alaya alıp,
küçümseyeceklerdi.
Cehaletlerini ortaya
koyuyorlar. Bilmediklerini anlatıyorlar. Anlamadıklarını deklare ediyorlar.
‘Ek’mek, ne de güzel bir
fiildir oysa. Bilgiyi, disiplini, araştırmayı, üretmeyi, paylaştırmayı anlatır.
Ekim olmadan, doğumda
olmaz. Ekin olmadan hayatta olmaz. Ekmek olmadan ilerleme de olmaz.
Bunları nasıl anlatırsınız
cühela şürekasına. Mümkünü yok.
Bırakalım, bildikleri gibi
küçümsesinler, alaya alsınlar.
Son gülen iyi güler.
****
Yiğidim yola Samsun’dan
çıkmış.
Devir o devir değil, adam o
adam değil.
Zamanın yiğidi
Hacıbektaş’tan çıkar yola.
Açıkça,
Selefi ihanetin zirve
yaptığı zamanımızda,
Ehl-i Beyt taraftarı
olduğunu deklare eder.
Adam, doğru zamanda, doğru
yerde bulunan kişidir.
Adam ol adam!..
1919’da Samsuna
çıkıldığında, İstanbul, Karadeniz ve Samsun İngiliz işgali altındaydı. Bir
yandan işgalci kuvvetler, diğer yandan hükumet, Samsun’a çıkanları
sıkıştırıyorlardı. Ordu müfettişliği görevi kısa bir sürede bitirilmeliydi.
Havza’ya varılıp, halka ülkenin durumu, yabacı işgali anlatılınca,
anlatılanları idrak eden halk bütün gücüyle destek verdi. Gelişmeleri yakından
takip eden İstanbul Hükumeti, Mustafa Kemal’in ordudan tart edildiğini
bildirdi, aynı talimatta posta merkezlerinden telgraf çekmesinin yasaklandığı
emri de vardı. Elbette bunlar vız geldi, tırıs gitti. Yol istikametini
Erzurum’a çevirdi… ve bilinen olaylar gelişti.
Hangisi, hangi etmen senin
yoluna set vurdu Sayın Erdoğan, sana neyi yasakladılar? Ne yapmak istedin de
ayağına ket oldular? Sen neyin savaşını kimin kurtuluş savaşını yapacaksın?
Senin amacının gerçekleştirilmesi için Samsun’dan çıkışın yanlış. Sen yola ABD’den,
Siyonist lobilerinin durduğu yerden çıktın çünkü. Yola çıkarken boynuna takılan
‘Yahudi Cesaret Madalyası’ bir yüz karası olarak boynunda asılı duruyorken, sen
hangi kurtuluşa soyunuyorsun?
Zannedilmesin ki, AKP adayı
Atatürk’ün izinden gidiyor, tam tersi o kutlu izi silmek niyetindedir. 12 yıl
bolca örnek göstermiştir.
****
Bir de şu logo ve altına
yazdığın adından düşürdüğün yumuşak G meselesi var. Böylece;
Amerikanvari yaşama
tarzlarına, kelimeleri tamamlayan, sesleri belirleyen harfler de katıldı.
Yumuşak G, artık Başbakanımızın lügatinden çıkartıldı. Türk ve Türkçeyi
çağrıştıran ne varsa atmak rahatlatıyor galiba. Ha, dağlardan, taşlardan
‘Türk’ü siliniz, ha, soyadınızdaki yumuşak g’nin işaretini çıkartınız. Pek bir
farkı yok. Her ikisi de Türk’e ve Türk kültürüne karşılık ve düşmanlık
işaretidir.
Türk çorbasını, İngiliz
kaşığı ile yemek nasıl bir zevktir? Yumuşak G’nin işaretinin atılması, nasıl
bir Amerikanlılıktır? Kanınıza, canınıza işlemiş Amerikalı gibi yaşamak. Oralarda
mı duydunuz, ağızlarını doldura doldura, gere gere söylerler ya, ERDOGAN!
Şimdi siz yumuşak G’den
kurtuldunuz.
Bir şey söyleyeyim mi, şu
kahrolası yumuşak G’den biz de kurtulmak istiyoruz.
Rahmetli Necdet Sevinç’in deşifre
ettiği yumuşak G’lerinden. Yol göründü, düşüş başladı, gidişat Yüce Divan’a
doğru.
****
Yandaş ağızlar, güya
yapılan anketlere göre analizlerini geliştirirken, MHP’ye oy verenlerin
%20’sinin AKP adayına oy vereceklerini anlatıyorlar. %20 değil, bir kum
taneciği kadar bile destek bulamazsınız. O bahsettikleriniz zaten size oy
vermiş, kendilerini eski ülkücü kisvesiyle saklayan AKP yandaşlarıdır. O kesim
zaten 2002’den beri MHP’ye oy vermiyorlar. Bir zamanlar hasbelkader içinde
bulundukları topluluğu terk edeli yıllar olmuş. Artık onların ülkücü tesmiye
edilmeleri yanlıştır.
Yine de desteklenen adayı
beğenemeyip oy vermek istemeyenlere veya geçersiz oy kullanma kararında
olanlara, bir hatırlatma, çağrı yapabiliriz. Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu’nun 4.
Maddesinde seçilme şartı şöyle hükümlendirilmiş: “Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan
aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur…” Dikkat edilirse, “GEÇERLİ
OYLAR” denilmektedir. Geçersiz oy kullanmak ile sandığa gitmemenin arasında
bir fark yoktur, her ikisi de AKP adayını desteklemek anlamındadır. Böyle
davranmaktansa sandığa gidip, AKP’ye oy vermek bence evladır.
Türk demokrasi geçmişinde
görülmeyen veya nadiren yaşanan bir uzlaşma sağlanmıştır. Demokrasilerde
uzlaşmalar önemlidir. Bir araya gelmeleri hayal bile edilemeyen 6 siyasi parti,
bir konuda uzlaşmaya vardılar. Kuvvetli zamanlarında uzlaşmadan kaçanların
düşeceği bir tuzaktır bu durum. İstişare ile bulunan bir isim üzerinde
anlaşılmış ve ortak kararla aday yapılmıştır. Zaten, uzlaşma demokrasinin
temelidir.
Bu, büyük ve kutlu uzlaşı
heba edilmemelidir.
“Milletin kurtuluşu yine milletin kendisindedir”
anlayışıyla, fikir birliği edilerek etrafında toplanılan uzlaşı adayının
desteklenerek;
Yumuşak G’yi ve Rahmetli
Necdet Sevinç’in tanımladığı tüm yumuşak G’leri tarihin çöplüğüne atmalıyız.
Hayır, hayırla
başlanılandadır.
Ömer Sağlam :
YanıtlaSilAdamlar "Ekmek" mastar fiilini, sadece "Somun", yani çalmaya, çırpmaya, yürütüp götürmeye uygun yenilecek bir şey olarak algıladıkları için eleştiriyorlar Mahmut Bey. Israrla "Cumhurbaşkanı yürütmenin başıdır" diyorlar. "Cumhurbaşkanı, yollarla da, köprülerle de yakın ilgilenecek" diyorlar. Alışmışlar yürütmeye ve köprüyü geçene kadar ayıya dayı demeye. Kolay kolay bırakırlar mı sanıyorsunuz yürütme ve köprüden geçme işini...