Tamam kardeşim,
Anladım.
Seni ilgilendirmiyor,
paralar, kutular, makaralar, çakaralar, federasyonlar, parçalanmalar, milletin
A’sına küfredenler, rahmeti gazabını geçenler, hamd makamlarının en yükseğinde
hamd edenler, ..ötünün gılı olanlar, hazineden siyasi menfaat uğruna kömür, makarna
getirenler… Seni ilgilendirmiyor. Keyfî olarak değiştirilen kanunlarla ilgin
yok. Ege denizindeki kaybedilen adalar, kayalıklar seni ırgalamıyor, Musul’da
rehin alınan Türkler, işkence altında öldürülen Türkmenler seni titretmiyor,
durmaksızın hakaret eden siyasiler de seni ilgilendirmiyor. Küfür
derecesindeki, şirke bulaşan efelenmelerden de etkilenmiyorsun. 13 yıl evvel,
karkas et ticareti yapan birisinin, 12 yıl sonra evleri, havuzlu villaları,
gemi filosu, mücevher satan mağazaları, alış veriş merkezi denen büyük
marketlerinin olması da ilgi alanının dışında.
Seni sadece, sana sunulan
imkânlar, verilen makamlar, makarnalar, kömürler, bağlanan maaşlar
ilgilendiriyor. Devlet kesesinden bolca verilen tavizler, senin aklını başından
almış. Sen, düşünme yeteneğini kaybetmiş, ne yaptığını bilmez haldesin. Seninle
konuşulmaz bile.
Sen bilirsin.
Artık benden bu kadar.
Ne halin varsa gör.
Son gülen iyi güler.
Biliyorum şimdiden sonra
günlerce ukala konuşmacılar, analizciler televizyonlarda, yalakalık kokan
analizler geliştirecekler. İçinde bulunduğumuz durumu analiz edebilecek bir
sosyolog, psikolog bulunamaz, yoktur. Sonuçlara anlam verebilecek bir babayiğit
olamaz. Söylenilecek her şey yanlıştır, böyle biline.
Cehalete oy verilmiştir.
Saldırana oy verilmiştir. Hakaret kazanmıştır. Alaycı aday kazanmıştır.
Memleketimizin çevresi
ateşler içinde, komşularımızı ateşe atan zihniyet ve projeleri kazanmıştır.
Akıl durmuştur burada.
Burada söz biter.
Şu parti başarısızdı, sebep
şu isimlerdendi, filan mugalataya girmek anlamsızdır. Hiçbir mana ifade etmez.
Kişi kendini sigaya çeker ve başarısız olduğu durumları analiz eder kendisi
gereğini yapar. Bu bizi ilgilendirmez. İlgi sahamız; bir milletin aklı, nasıl
olurda böylesine satın alınabilir, nasıl olabilir de böylesine kandırılabilir.
Çözülecek nokta burasıdır.
Bir sözümüz de, sosyal medya
sayfalarında atıp tutan aslanlara olsun. Siz ne diye mücadele ediyorsunuz?
Amacınız nedir? Ne yapmak istiyorsunuz?
Konya, Çorum, Çankırı,
Erzurum, Elazığ, Malatya, İstanbul.. ve benzeri illerde yaşayan aslanlar. Ya,
size ne oluyor? Madem AKP’lisiniz, doğruca AKP’de siyaset yapın, sizden farklı
düşünen gruplar, kesimler, toplumlar içine ajanvari girerek onların inançları,
maneviyatları üzerinde oynamaya hakkınız olmasa gerek. Görünüşünüz ile,
laflarınız, içiniz ile dışınız ne kadar farklı!. Çok tiksindiricisiniz.
Alınan yenilgi değil,
kazananın, kazanma sebebi sizlersiniz. Durduğunuz yerdeki iradenizi
koyamadınız. Ayak direyemediniz. Sizi de kandırdılar. Güya İslami olduğuna
inandığınız, bir takım laflarla kandırıldınız. Büyük bir günaha, vebale
girdiniz. Sözünüzde duramadınız. Yenilen de kazanan da sizin ihmalinizden,
sizin inadınızdan bu sonucu yaşamıştır. Artık, yerinizi seçtiniz. Bir daha
bizim bulunacağımız toplulukları kirletmeyin bari. Sizin savsaklamanız,
bölücülüğe pirim kazandırmıştır. Elbette hepinizi tanıyoruz, gözlerinizden ve
sözlerinizden. Yerinizde sizlere başarılar dilerim.
Biz içimize dönelim:
1. Adayları millet tespit
etmelidir önerimizi daha önce yazmıştık.
2. Seçim çalışmaları ertesi
gün başlar.
3. Erken bir baskın seçime
derhal hazırlanınız.
4. Oy verenler için,
hırsızlık, bölücülük, vatan toprağının kaybedilmesi, esir edilen Türkler,
savaşın kapıya dayanması, borçların bini aşması hiç önemli değilmiş, artık bu
anlaşılmış olmalıdır.
5. Halklar diyenler
kazandığına göre, duyumsamayan, anlamayan bir topluluğa sahibiz.
Düşmanlaştırıcılar, mezhepçiler, kışkırtıcılar kazanmıştır. Gelecek planlarında
bunlara dikkat edilmelidir.
6. Sokaklardan çektirilen
Ülkücülerin, ellerine bilgisayar verilememiştir. Kitap verilememiştir. Kalem
verilememiştir. Siyaset okulunun ne yaptığı ülkücüler tarafından
bilinmemektedir. Adı geçen okuldan mezun olduğu anlaşılan bir zatın mesajlarının
değerlendirilmesinden anlaşıldı ki, dinciler gibi, AKPliler gibi konuşup,
yazmaktadır. Nasıl bir yanlış yapıldığı bulunmalıdır.
7. Kaybedilen
Cumhurbaşkanlığı seçimleri için kafa yormaya gerek yok. Sebep bellidir. Bir
tarafta devlet gücü dâhil, edebi bir kenara koymuş bir güruh, diğer tarafta
edepli davranan bir toplum. Bilinir ki, edepsizlik daima bir adım öndedir.
Şimdi yapılması gereken
şudur: Ülkücü teşkilatlar kurultayı. Bu kurultayda, 2015 yılında yapılması
gereken, ancak erkene alınması da muhtemel olan seçimlerde başarılı olmak için
alınması gereken kararlar acilen üretilmelidir.
Diğerleri, başkaları ne
yaparsa yapsın. Ülkücüler olarak, derhal yollara düşülmeli, dağlara taşlara,
Ülkü yazılmalıdır.
Sokaklar Ülkücü’ye hasret.
Artık, siyaset sokağa taşınmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder