Son günlerde her köşede
bir-kaç Cumhurbaşkanı, Başbakan ataması yazısı okuyoruz. Kimine göre içeriden
alınan bilgiler, kimine göre kulislerde konuşulanlar, kimine göre dışarıdan
alınan istihbaratın değerlenmesi falan filan.
Bizim böyle imkânlarımız
yok. Fakirhanede elimize değen gazete, medya haberleri, televizyon yorumları,
ara sıra internetten faydalanma dışında kaynağımız da yok.
Yok, ama bir komplo da biz
atalım istedik. Hazır moda olmuşken, bizim neyimiz eksik, başımız mı kel bir
tahmin de biz yapalım istedik.
Bu piyasadaki kahir
ekseriyete göre Cumhurbaşkanlığı çantada keklik. Hem de birinci turda %50
aşılarak seçilecek. O kadar kesin konuşuyorlar yani, muhalefet ne düşünüyor,
halk kimi istiyor, seçmen davranışı bir-kaç ay içinde değişir mi diye düşünen
yok, onlar kararlarını vermişler.
Makamın iki savaşçısı
vardı, mevcut Cumhurbaşkanı’nı Abdullah Gül’ün “Bugünkü şartlarda gelecekle ilgili siyaset planım yok” demecini
verene kadar. Geriye bir Başbakan Tayyip Erdoğan kaldı ve şimdilik rakipsiz.
Eee.. Çıngar da bu noktada
kopuyor. Başbakan, Cumhurbaşkanlığı’na çıkarsa yerini kim dolduracak. Gerçi,
Erdoğan “yetkilerimi kullanırım,
terleyen bir Cumhurbaşkanı olurum” diyerek, asıl isteğinin ‘Başkanlık’
olduğunu, hatta Başkanlık, Başbakanlık ve AKP Genel Başkanlığı görevlerini
yapacak nasıl bir tipe yerini teslim edeceğini açıklamış olmasına rağmen,
onlarca ağızın sulandığını tahmin etmek hiçte zor değil.
Fikrini söylemiyor,
geleceği düzenliyor mübarek.
Mehmet Ali Şahin “benim öyle bir düşüncem, isteğim yok ama”
diyerek başladığı cümlesini, “kabinedeki
dört Başbakan Yardımcısı’nın” Başbakanlığa
getirilebileceği sinyalini vermişti. Bakmayın öyle söylediğine, ilk sulanmış
ağzı onda gördük. Yutkunmalarını unutmayacağız.
Erdoğan çıktı yukarı
diyelim, ne olacak? Cumhurbaşkanı olarak hükümete bir Başbakan atayacak, tabii
ki milletvekili olması şartı var. Öyleyse, M. Ali Şahin önerisi pek ala muteber
bir seçimdir. Hem kimse de incinmez. Nasılsa, sadece 10 aylık geçici bir süre
için. Bu arada, AKP’nin düzenlenmesi, çıkartılacak kanunlar, propaganda dönemi…
Hayli yapılacak iş var. Emanetçi demeyeceğim, bizatihi kendisi işleri evirip
çevirecek, öyle dedi ya!.
Önemli olan Haziran 2015 ve
sonrası. Asıl yapılacaklar ve yapılmak istenenler o tarihe ayarlı. Büyük güç
öyle istiyor! Özenle yetiştirilip, devletin hemen her kademesinde stajını
tamamlayan önemli bir isim, prens olarak koltuğuna oturmaya hazırlanmakta.
Başında bulunduğu kurumda çok başarılı işler yaptı, verilen planları olduğu
gibi uyguladı. Gerçi, Ankara’dan yola çıkan bir-kaç kamyonu kazasız-belasız
yurt dışına çıkaramadı lakin PKK görüşmeleri, Oslo müzakereleri, Kuzey Irak
Kürtleri ve Türkiye Kürtleri arası stratejik birliktelik, Suriye muhalefetinin
silahlandırılması ve dizaynı gibi çok önemli projeleri yürüttü. Artık,
bulunduğu makam kesmiyor kendilerini. Yükselmek, her insanda olduğu gibi onda
da durdurulamaz bir emel. Varmak istediği yer ise Erdoğan’ın boşaltacağı
koltuğu doldurmak!
2015 yılının bir an evvel
gelmesi, seçim sathına girilmesini dört gözle bekliyor. Memuriyetinden istifa
edip öncelikle milletvekili adayı olacak. Elbette seçilebilecek bir sırayı ona
tahsis edecekler. Seçimlerin hemen akabinde AKP kongreye gidecek ve Genel
Başkanlığa getirilecek.
Böylece, bütün isteklerine
kavuşmuş olacak. Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan, mecburen onu Başbakan olarak
atayacak. Tekrar edelim, büyük güç öyle istiyor olabilir.
Anlattıklarımız bir
fantaziden ibarettir. Siz böyle anlayın. İsteyen de sanki bu bilgileri birinci
ağızdan dinlemişte anlatıyor şeklinde anlayabilir. Nasıl mı, nereden mi
biliyorum? Söyler misiniz, bir-kaç istihbarat kitabı okuyarak ve bir okula
istihbarat konulu bir yüksek lisans tezi yazarak istihbarat Müsteşarı nasıl
olunuyor? İşte nasıl olunuyorsa, öyle olacak, itirazı olan varsa yazabilir.
Tabii ki, bütün bunlar
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı, kendi ifadesiyle ‘başkan’ olması durumunda. Bize
göre, yukarı çıkması hayal olduğuna göre bütün bunlarda olmayacak demektir.
Ancak… Ancak, 2015
seçimlerinden sonra Erdoğan AKP Genel Başkanlığından da geriye çekilecektir. Çünkü
hem ABD hem de AB artık, Erdoğan’ı partner olarak görmek istemiyor. Yukarıda
bahsettiğimiz zat-ı muhterem AKP genel başkanlık koltuğuna oturacak ve daha iyi
günler yaşayacağız. Dedik ya, büyük güç böyle istiyor.
Yani, iyi şeyler olacak!...
Tuncay Altunezen :
YanıtlaSilFidan-İngiltere ilişkisini bilmek lazım. Bu konuda da gerekli desteği aldı ise, bence de olur. Hem Kürt, hem Türk düşmanı hem İslamcı.
Ömer Sağlam:
YanıtlaSilMuhalefetin uzlaşmaz tutumu yüzünden, bu adamlardan birisi yine cumhurbaşkanı olacaktır Mahmut Bey; bu konuda hiç endişeniz olmasın...