Millet, Darbeye inandırılırsa;
Yolsuzluklar kapanacak ve
en önemlisi mağduriyete yatılacak.
Mağduriyet, 11 yıllık
iktidarlarının en önemli tutamağı. Belediyeler, Cumhurbaşkanlığı ve Genel
Seçimlerde darbe ve darbeciler gündemde tutularak yaratılacak mağduriyet algısı
kullanılarak yeniden iktidarda kalmanın yolları aranıyor.
Aksi halde, bir başka
partinin (hangisi olursa olsun) iktidar olması halinde vay geldi başıma!
Artık, kırk satır mı
dersiniz, kırk katır mı?
Koro halinde, darbe –
darbeci söylemi ve yaratılacak mağduriyet edebiyatı. Gönüllü askerleri de bu
minval üzere hücuma geçmiş durumdalar. Hakk’ını da verelim, canla-başla
çalışıyorlar.
ATV-Sabah’ı alabilmek için
oluşturulmak istenen şu havuz hakkında Akif Beki, “Siyasi iktidara yakın bir vakfa yardım edilmesini rüşvet” diye
eleştirenlere verip veriştiriyor. Başbakan’ın oğlunun vakfı. İşadamlarından,
Belediyelerden, devlete ait bazı kurumlardan aktarılan çok değerli arsalar.
Acaba diyorum, ‘karkas et ticareti’ yapan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan
o vakfı kurmuş olsaydı bugünkü mal varlığına ve gücüne erişebilir miydi? Sen bu
soruya cevap ver Sayın Beki, erişebilir miydi? Cevabınız mutlak surette
hayırdır, o halde TÜRGEV’e verilen arsalar, paralar rüşvettir, nüfuz
ticaretinin bir başka nevidir. Boşuna çabalamayın durduk yere günaha
girersiniz.
Eski Yunan’da güç kaynağı “para” ve “aile”
olarak ayrılırdı. Siz gücünüzü ne paranızdan, ne de ailenizden alıyorsunuz.
Sizin güç kaynağınız, bir daha gelmenizin hayalini bile kuramayacağınız
devlettir. Devletten alıyorsunuz, devletin gücünü, arsasını, parasını,
imkânlarını kullanıyorsunuz. Eski Yunan’ın filozofları kadar bile
olamıyorsunuz, onların aklına devlet hiç gelmemiş.
Havuzda para toplayan
edepsizin ağzından çıkanı kulağı duymuyor. Bunlar mı, Türkiye’nin büyük iş
adamları? Bunlarla iş mi yapıyorsunuz? Yazık, yazık. Bu küfür asla
unutulmayacak ve o soyadı Cengiz olan zat-ı muhtereme milletin A’sına koymak
nasılmış gösterilecek. Gün ola harman ola. İlginçtir, yandaş yazarların
hiçbirisinden bu küfre ne bir eleştiri geldi, ne de ayıplama. Şu Mekke Projesi
nedir Allah Aşkına anlatıverin lütfen. Neler yaptınız Mekke’de? İşleri orada mı
paylaştınız, paraları orada mı bölüştünüz, hangi ihalenin kime verileceğini
orada mı ayarladınız? Anlatıverin de meraktan kurtulalım bari. “Mekke projesinde kararlaştırdığımız gibi” nedir
bu kararlar?
Başbakan’ın “ne havuzu ya…” diye
başladığı savunma cümlesi var ya, acıdım, üzüldüm. Bir başbakan bu duruma
düşmemeliydi, düşürülmemeliydi.
Bütün bu olanlar, ancak
darbe ve darbeciler söylemiyle unutturulabilir. Yeniden mağduriyet
yaratılabilirse ve genel seçimler alınabilirse, her şey unutturulur aksi halde,
yüce divanlar, mahkemeler, soruşturmalar…
Bence Tayyip Bey doğru
yolda. Lakin darbe ile ilgili olarak bir soruşturma bile açılmadı, binlerce
polis, savcı, hâkimin yeri değiştirilmesine rağmen, darbeci olarak, paralel
devletin adamı olarak bir kişinin bile sorgusuna başvurulmadı. Bakalım bu işin
altından nasıl kalkacak, hangi belgeleri sunacak, bekliyoruz.
Burada muhalefete büyük iş
düşüyor, yolsuzlukları unutturmamak onların işi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder