Ciğerleri alev
alev yanan şehitlerin ana- baba ve yakınlarına yaptığı konuşmaya bakın. Sanki
söver gibi!..
“Hani şu kredi kartları falan diyorsunuz ya, bunları almayın. Bunlardan ödediğiniz paralar, sadece bir bankayı vereceğim, isim vermiyorum, 600 trilyon bir yılda geliri, faizin dışında. Bunun yanında Ziraat, Halk, Vakıf üçünün bu yandan toplam gelir 600 trilyon. Oynanan oyunun ne kadar büyük olduğunu görüyor musunuz? Kim ödüyor bu parayı? Zengin değil, benim fakir, fukara kardeşim. Allah selamet versin, bayılıyor da ‘bir tane kredi kartı elime alayım’diye, onunla sanki hava atıyor.” (*)
“Hani şu kredi kartları falan diyorsunuz ya, bunları almayın. Bunlardan ödediğiniz paralar, sadece bir bankayı vereceğim, isim vermiyorum, 600 trilyon bir yılda geliri, faizin dışında. Bunun yanında Ziraat, Halk, Vakıf üçünün bu yandan toplam gelir 600 trilyon. Oynanan oyunun ne kadar büyük olduğunu görüyor musunuz? Kim ödüyor bu parayı? Zengin değil, benim fakir, fukara kardeşim. Allah selamet versin, bayılıyor da ‘bir tane kredi kartı elime alayım’diye, onunla sanki hava atıyor.” (*)
Konuşmanın kim tarafından
yapıldığı belli.
Kredi kartı almayın diyor.
Şöyle soralım o halde.
Bu kredi kartları, kaldırımda,
çarşıda-pazarda peynir ekmek gibi satılıyorken neredeydiniz? Ne yapıyordunuz?
Gaz bitti değil mi?
Ağababaların mama göndermiyor
artık değil mi? riski gördün değil mi?
Kısık sesimizle yaptığımız
uyarılarımızı aydın danışmanların size ulaştırmadı değil mi?
Memleket evladının önemli bir
bölümünü borçlandırdıktan sonra, evine bir dilim ekmeği zar-zor götürür duruma
düşürdükten sonra, yaptığın bu uyarının ne hayrı vardır Sayın Başbakan?
Bir devletin, öz kaynağı
vatandaşlarından sağlayabildiği değerler bütünüdür.
Borçlandırılmış, malına mülküne
hacizler gönderilmiş vatandaşlardan ne alabilecek, hangi vergiyi salabileceksin
değil mi?
Günaydın diyoruz.
Yalnız, Başbakanlık makamı
ağlama, zırlama, dert dökme makamı değildir. Oturduğun koltukta arkanda
sayıları kanunlar çıkarmaya kâfi miktarda milletvekili var. Yaralı insanların
huzurunda, onların ne dediğini bile anlamaya mecali olmayan insanların
huzurunda anlamsız, lüzumsuz konuları gündeme getireceğine;
Var git, kanun çıkarta görelim
yiğitliğini.
Deniz bitmiş, kara görünmüş.
Varacağın yerde mutluluklar
dilerim.
(*) Ahmet Takan, 18 Ocak tarihli
yazısından alınmıştır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder