Yukarıdan uçan herhangi bir
helikoptere mi ateş açıldı, komutanların taşındığının bilindiği helikoptere
bilerek mi ateş açıldı?
Güldürmeyin beni.
O helikopterin uçtuğu
sahada her gün birkaç uçuş yapılmaktadır. Ki, gözetleme, keşif uçuşlarıdır
bunlar. Ne oldu da yüksek komutanların bulunduğu helikopteri belki düşürmek
maksadıyla değil ama görevlerine mani olmak ve kendilerinin hala oralarda
olduğunun belirtilmesini teminen ateş açılıyor. Bu ne manaya gelir? Kim ve
nasıl yapmıştır?
Bize yutturulan şudur. Oralarda
konuşlanmış bulunan bir kısım PKK teröristleri ateş açtılar. Haydi, canım
sende.
O helikopterin içinde yüksek
komutanların olduğu biliniyordu.
Helikopterin tam da o
sırada oradan geçeceği de biliniyordu.
Dört el ateş, canımızı
almaya hedeflenmiştir.
Bunun çözüm sürecinin
sabote edilmesi ile filan ilgisi yoktur.
Hedef Türk Ordusunun kıymetli
subaylarıdır.
Hedef ordudur.
Hedef Türk’tür.
Geri kalanı laf salatası.
Kim yaptı? Silahı ateşleyen
elbette PKK’lı teröristler.
Emri ve istihbaratı veren ise, bize
dostluk gösterisini her fırsatta belirten, PKK’nın düşman olmaktan çıkarılması
için var gücüyle çalışan, stratejik sıfatıyla ortaklığımızın pekiştirildiği ve
düşmanlık gösterimi söz konusu olduğunda ise, askerimizin başına çuval geçirmek
dâhil, PKK’lı teröristlere silah, yiyecek lojistik desteği dâhil yapmayacağı
olmayan ve emrinden bir an bile çıkmadığımız ortağımızdır.
Dikkatimizi, yok çözüm
süreci imiş, yok Taksim’miş, yok mitinglermiş gibi konulara teksif ettiğimiz
sırada Ordumuzun güzide komutanlarına yapılan saldırı, yapacaklarınız henüz bitmedi,
verdiğiniz sözleri yerine getirin uyarısından başka ne olabilir?
Nitekim Başbakan, Samsun
mitinginde birkaç haftadır ağzına almadığı çözüm süreci safsatasına yeniden
döndü.
Kandil ve BDP yetkililerinin
de tehditlerinin etkili olduğunu belirtmeliyiz.
Tehditlere ve komplolara
boyun eğdikçe, enseye şaplak vuran eksik olmayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder