Devletlerin para basması
egemenlik haklarının (en önemlilerindendir)
kullanılmasından kaynaklanır. Para basarak, ekonominin normal ve istenen
düzeyde seyretmesini sağlarlar. Piyasada para bollaştığı zamanlarda, bankaların
mevduat munzam karşılık oranlarında artışlar yapılarak, piyasaya döviz, tahvil
gibi araçları satarak (vergi-maliye politikalarını da devreye
sokarak) dolaşımdaki parayı küçültürler ve dengeye getirirler.
Tersi durumda ise, karşılık oranlarını düşürürler veya piyasadan tahvil, döviz
toplarlar, yine maliye politikalarını da devreye sokarlar. Yetmemesi durumunda
ise, para basarak rahatlamayı sağlarlar.
Bu politikalardan para
basarak piyasaya (dünyaya) arz eden en büyük devlet ABD’dir. Bir devletin
parasının arzını artırarak ekonomisini idare etmesi sistemi (belki de) sadece
ABD’de görülür. Sahip olduğu askeri ve ekonomik güç itibariyle kimseye hesap
verebilir bir pozisyonda görmez kendini. Dolayısıyla habire para basar ve sürer
dünyaya. Sürülen her para, dünyanın diğer insanlarının emeklerinin
sömürülmesidir. Çünkü basılan paranın, ne altın olarak, ne de ABD’de
üretilebilir maden olarak bir karşılığı yoktur veya karşılığının kat be kat
fazlasını basarak emperyal kuvvetini kullanır. Kullandığı, sömürdüğü devletler
ve milletler ise hemen dünyanın tamamıdır. Nakit genişlemesi, kontrolden
çıktığında, o paranın girdiği her ülkede felaketlere yol açması kaçınılmazdır. Çünkü
özellikle kalkınmakta olan ülkelerde sağlam para olarak görülen ve yatırım
aracı olarak değerlendirilen (ABD Dolar’ı) gözden düştüğü an ve dünya
spekülatörleri bu paradan kaçmaya başladığı an, ellerinde Dolar bulunduranlar
felakete sürüklenirler. Çünkü ellerindeki paranın karşılığı yoktur. Hatta bir
yönetim değişiminde yeni bir para birimine geçilerek, yeni paranın basılması ve
öncelikle kendi piyasasına sürülmesi çok zaman almayacaktır. Böyle bir durumda
ise, ellerinde Dolar bulunduranların vay haline!...
Bigpara.com sitesinde
ilginç bir haber analiz okudum. Dünyaca ünlü finans uzmanı Jim Rogers şunları
söylemiş:
“Parasal genişlemeye devam etmek yakında bir çöküşün gerçekleşmesine
neden olacak. Kimse ve hiçbir ülke bu parasal genişleme trendinden muaf değil.
Böylesi bir çöküş herkesi etkisi altına alacak. Olası bir çöküşün sonuçları
hepmizi için çok kötü olacak. Paranın giderek daha fazla basılması artık
insanların kâğıt parayı değersiz bularak uzaklaşmasına, bir değer olarak
görmemesine yol açacak. Eğer genişlemeci politikalara devam edilirse bu yılın
sonlarına doğru piyasalarda ciddi bir çöküş yaşanabilir.”
Diye konuştu.
Çözüm için şunları söylüyor
Rogers: “Artık iflas etmesi gereken
kurum, şirket ve ülkelerin (dikkat ülkelerin M.E.) iflas etmelerine izin verilmesi
gerektiğini belirterek, tarihte ilk kez bu kadar fazla likidite ile karşı
karşıyayız. Dünyanın en büyük ekonomisi eğer basmaya devam ediyorsa, bundan
kimse için kaçış yok. Bence FED artık para basmayı bırakması, tahvil alımını
durdurması ve iflas edeceklerin iflas etmesine müsaade etmesi gerekiyor.”
Bizim gibi ülkelerin Merkez
Bankaları güya bağımsızdır (Kemal Derviş’ten sonra bağımsız hale
getirildi), ancak para basamazlar, ya da basacakları
paralardan evvel bir yerlerden izin almaları icap eder. İzinsiz, bilgisiz para
basamayacakları için, paranın (kâğıt paranın) tek hâkimi sömürgeci güç kendi
parasını tüm dünya piyasalarına doldurmaktadır. Böylece, dünya insanlığının
emeğini, üretimini çok ucuz fiyatla kendi ülkesine aktarmaktadır.
Ki, kendilerinden olan ve
namuslu olduğu anlaşılan Rogers, bunun artık sona erdirilmesi gereğini gündeme
taşımaktadır.
Türk Ekonomi yönetimine de
burada işler düşmektedir.
Alacaklarımız ve
borçlarımız hakkında yeni bir yapılanmaya gidilerek, ya kendi paramız üzerinden
hesaplar yapılandırılmalı, ya da başka bir (mesela Çin parası, Japon Parası)
para birimi üzerinden yeniden yapılanmalıdır.
Doğru olan, tüm dış
satışlarımızı ve mümkünse dış alımlarımızda da Türk Lirası üzerinden işlem
yapılması zorlanmalıdır.
Parana güveniyorsan, korkma
istediğin savaşa girebilirsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder