6 Ocak 2013 Pazar

Kâr/Zarar Hesabına Göz Attınız mı?



Adettendir, dönem sonlarında bilanço çıkartılır. Bilançoya dayalı olarak da kâr/zarar tablosu. İşlerini iyi yapan iş adamları, kar/zarar tablolarını sürekli olarak çıkartırlar, onların her talep ettikleri anda yeni bir dönem başlamıştır. Yani dönem sonunu kısaltmışlardır. Normal şartlarda her üç aylık dönemde çıkartılan tablolara göre işletmenin gidişatı hakkında kararlar verilir. Yapılması gereken yatırımlar, yeni satış kanallarının bulunması, eski kanalların kapatılması, yeni bayiliklerin verilmesi, bayilerden bir kısmının iptal edilmesi… Gibi. Tekrar söyleyelim, bu işlemleri iyi işadamları yaparlar. Diğerleri için sözümüz yoktur, onlarınki nasıl olsa olur anlayışıyla gider, araştırma-geliştirme çalışmaları olmadığı gibi, kar/zarar nedir, satış nasıl olmalıdır, üretimde teknolojiye dayalı gelişmeler ve çıkartmalar olmalı mıdır gibi soruları olmaz. Bildiğim bildik, çaldığım düdük iddiasındadırlar. Bunlar için sözümüz yoktur. Aynı örneği hayatın her safhası için düşünebiliriz. Mesela siyaset ve oyuncuları içinde aynı mantığı yürütebiliriz. Kimisi vardır, hangi yörelere ulaşamadık, hangi hizmetlerde kusurumuz vardır, hangi hizmetlerimiz ve sohbetlerimiz nerede nasıl etki bıraktı, hangi konuşmalarımız yanlıştı, bu yanlışları düzeltmek için neler yapılabilir.. gibi düşünerek yeni politikalar tespit edip uygulamaya geçerken, bazıları ise, yaptığı ve uyguladığı politikaların hatasız, kusursuz, biricik olduğuna inanır ve devam eder. Bunların hiçbir dertleri yoktur. Nasılsa politika arenasında kendilerine bir yer bulabilmişler, öylede olsa gider, böyle de olsa gider hesabındadırlar. Bizim bu tipler içinde söyleyecek sözümüz yoktur.

Söz; çalışana, düşünene, akıl edene, fikir kabul edene, derdi olana bir şeyler söyler de ondan.

Aslında, “az gittim, uz gittim, dere tepe düz gittim, bir de dönüm ardıma baktım ki, gide gide bir arpa boyu yol gittim” der, masallarımız. Bir hakikatin masalımsı, edebi dille anlatımıdır. İstediğin kadar bilanço çıkart, kâr/zarar tablosu çıkart, istediğin kadar incele, istediğin kadar yeni politikalar tespit et, (örgütlenmiş ‘küresel’ dünya hayatı içinde, karmaşık algoritmalı, karışık düzenli sosyo-ekonomik kurallar ve ahlaki yapı içerisinde), ‘olacak neyse o olmaktadır’. Bizden istenen, doğru yol üzere olmak, iyilik, güzellik, birlik-beraberlik üzere, halis niyetle yolda olmaktır. Bizim kontrol edeceğimiz ise, yolumuzun doğru olup olmadığı ve o yolda bizim duruşumuzun istenen düzende olup olmadığıdır. Kontrol edilecek olan kendimiz, kontrol edecek olan ise yine kendimizdir. Dikkat edilirse üzerinde durulan ‘İnsan’dır.

İnsan olma yolunda, hakikati anlatan, atalardan bir öğüt; “Faydalı ilmi öğren, zararlı ilimden uzak dur, talip olma”. İlmin zararlısı nasıl olur? Olur mu? Olur.

Bir çocuk düşünelim, mektebe gidiyor. Orada, zanaat öğrenir, sanat talim eder, matematik, fizik, kimya, tarih, edebiyat… Öğrenir. Mezuniyetinden sonra da, bu öğrendikleri ile dükkân, atölye açar, zanaatını, sanatını uygulamaya geçer, öğrendiği ilimlerle yeni buluşlar, yeni gelişmeler yapar, bildiklerini başkalarına anlatır, dolaylı olarak kendi de gelişir. Böyle olmuyor da, mezun olduğu okuldan, başladığı gibi çıkıyorsa, heba olmuş, kaybolmuş yılları gerisinde bırakmıştır diyebiliriz. Orada öğrendikleri her ne ise kendisine yüktür. Hiçbir işe yaramamaktadır. Üstelik lüzumsuz bilgilerle beyni dolmuş ve bir türlü bu pislikleri temizleyememektedir. Buyurun size faydasız ilim. Bir milletin geleceğinin karartılmasıdır bu durum. “Dua ederiz, Allah bizleri bu durumdan korusun. Yönetenlerimize, karar verenlerimize akıl-fikir ve basiret versin. Onların doğru kararlar almasına yardım etsin.”

Evet, asıl olan kar/zarar cetvelimizin her daim önümüzde olmasıdır ki, göz atabilelim. Bir başkasının sigaya çekmesi yerine, kendimizi sigaya çeken kendimiz olalım. Bir liste düzenleyip, “yüksek ahlak bildiriminin” (Kur’an’ı Kerim)  isteyip de bizlerin yapamadıkları nelerdir, yaptıkları nelerdir? Karşılıklı puantaj yoluyla kârda mıyız, zararda mı? Sonuçları görebiliyor muyuz? Hesaplar denk midir? Toplama-çıkartmalarda hatalar var mıdır? Ayrıntılı olarak incelemek gerekmektedir. Hatalı, düzgün durumlar listelenmeli, her birine not verilmelidir. Bakalım hangisi ağır basacak?

Soracak olursanız.

Bendeniz, sınıfta kaldı.

Bu bir yeni yıl yazısı olacaktı güya!

“Yeni yıl ve takip eden günlerde, yolumuzun Hakikat, ilmimizin İnsan, gönlümüzün Taht olması dileklerimle…”

Yardımcımız daima Allah’tır.

3 yorum:

  1. Harun Meral.

    ""Evet, asıl olan kar/zarar cetvelimizin her daim önümüzde olmasıdır ki, göz atabilelim. Bir başkasının sigaya çekmesi yerine, kendimizi sigaya çeken kendimiz olalım. Bir liste düzenleyip, “yüksek ahlak bildiriminin” (Kur’an’ı Kerim) isteyip de bizlerin yapamadıkları nelerdir, yaptıkları nelerdir? Karşılıklı puantaj yoluyla kârda mıyız, zararda mı? Sonuçları görebiliyor muyuz? Hesaplar denk midir? Toplama-çıkartmalarda hatalar var mıdır? Ayrıntılı olarak incelemek gerekmektedir. Hatalı, düzgün durumlar listelenmeli, her birine not verilmelidir. Bakalım hangisi ağır basacak?""

    Mahmut Emin ağabey, ben bu soru kaşısında sınıfta kaldığımı net olarak söyleyebilirim

    YanıtlaSil
  2. Nidai Seven:

    Güzel bir yazı. emeğinize sağlık. Bireysel nefisler öne çıkmadan her şey Kur'ana uyar.Başka türlü Kar-Zarar hesabı çıkarılamaz.

    YanıtlaSil
  3. Ali Yüceveli :

    Veriler, kayıtlar hep sahte olunca net olarak kar mı zarar mı belli değil

    YanıtlaSil

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...