30 Ocak 2013 Çarşamba

‘Elifi Görse Mertek Sanır’



Hangi konuya meyletsek üzerinde durmaya, cahillik çıkar karşımıza. Dostlarla muhabbet zevk verir bize, cahil karıştırınca konuyu azap. Dikkatli gözlerden kaçmaz, cüretkâr cahiller genellikle üniversite tahsillilerin arasından çıkmaktadır, pek çoğunun isminin önünde akademik unvanlar da var. Nasıl oluyorsa, hem çok şeyi biliyorlar, hem de bildiklerini sandıkları yalan-yanlış şeyleri ısrarla ortaya sürmekteler. Hani meşhur sözdür, “niye gülüyorsun, anlattığım senin hikâyen”. Lafın nereye varacağını da hesaplayamıyorlar. Hatta bir-kaç ay evvel bu konuda neler söylediğini de hatırlamaya zahmet etmiyor. Nasılsa sözleri dinleyenlerin, cahil olduklarını düşünürler herhalde. Böyle olmasa, biraz dikkat, biraz edep, biraz izan sahibi olmaya gayret ederler.

“Elifi görse mertek sanır” diye bir sözümüz vardır. Pek sık kullanılır, hem halk arasında, hem de yazar-çizer takımı arasında. Doğrusu bendeniz, doğru anlamıyla kullanıldığından şüpheliyim. Bilmeden, anlamadan kullanılan pek çok söz–vecize gibi.

Siyaset sahnesinde de boy göstermişti mertek, Başbakan Muhalefet liderini kastederek, “O elifi görse mertek sanır” demişti (14 Haziran 2012 gazeteler). Ogün not almışız, konu hakkında biraz laflamak iyi olur hesabıyla. Unutulmuş, araya başka konular girmiş besbelli.

‘Mertek’ kelimesine bakalım, hangi manalar yükleniyor:

“- Tahta ya da kütük anlamı var, - yapıda kullanılan dört köşe sırık, - ahşap çatılarda yükü taşıyan, yük taşıyan sırık anlamında, uzun boylu, uzun bacaklı kişi, kalın ağaç” (Ekşi Sözlük’ten)

İnternet ortamında da tartışılmış bu kelime, genellikle kalın ağaç, sırık manaları verilmiş, tavanlarda kullanılmışlığı anlatılmış, ‘kendi gözünde saban oku var, karşısındakinde saman çöpü arar’ diyen de olmuş, ‘kendinin büyük kusurlarını yok sayıp, başkasının küçük hatasını âleme duyuranlar’ biçiminde anlatanlar da olmuş, ‘cahil, okuması yazması yoktur ona mı danışıyorsun’ anlamını verende.

Söylenilenler, verilen manalar hep doğru. Herkes algıladığı kadarını konuşur. Kelimedeki mana, herkese farklı ağırlık ve yoğunlukta açılır, kendisinin talep ettiği kadar. Aynı cismi, aynı açıdan seyreden birden fazla kişi, o cisim hakkında çok farklı tanımlamalar yapacaktır. Yapılan açıklamaların tamamı doğrudur, açıklama yapanın algısı, yorumlama yetisi ve kelime (kavram) kapasitesine göre.

‘Göz’ün önünde, görüşünü önleyen bir varlık var, üzerinde durduğumuz sözde ‘mertek’ olarak kullanılmış. Çok yakında, taa gözün hemen önünde bulunduğundan görüş açısını tamamıyla o dolduruyor ve göz sadece ve daima onu görüyor (gördüğünü sanıyor).

“Kör” kelimesinin manası nedir? “Sağır” kime denir?

Görmemek, görememek manaları vardır ‘kör’de. Duymamak, duyamamak manaları muhtevidir ‘sağır’. Türkçemizde birde ‘âmâ’ ve ‘ahraz’ kelimeleri kullanılır. Ne güzeldir. Manaya iyice nüfuz etmiş bir milletin zevkidir bu kelimeler. ‘Kör’ ile ‘âmâ’yı, ‘sağır’ ile ‘ahrazı’ ayırır.

‘Kör’ ve ‘sağır’, Kur’an’î söylemdir.

Hakk’ı göremeyene ‘kör’, Hakk’ı duyamayana ‘sağır’ der.

Tam da Elifi mertek sananlardır bunlar. Hakikat’le aralarına kendileri girmiştir. Kendileri hakikate, Hakk’a perde olmuşlar, kendi görüşlerinin önünü kendileri kapatmıştır.

Arif Nihat Asya, ‘Naat’ında şöyle seslenir:

“Örümcek ne havada
Ne suda, ne yerdeydi
Hakk’ı göremeyen
Gözlerdeydi”

Zan ve şüphe, gözleri karartır, hırs görüşü öldürür.

Gerçek şaşılık, şüphe ile bakmak, zanlarla hareket etmektir. Zan ile bilmenin arasındaki farkı, fark edememek gerçek körlüktür. Vesveseye kapılma, vehimden uzak dur, vehmi doğru bilgi olarak kabul etme, doğrudan şaşma, doğru ol, doğru bil, doğru düşün… (Hz.Mevlâna)

“Nasıl bakarsan öyle görürsün” (Hz. Ali)

Bize düşen, göz önündeki mertekleri temizleyip, dünyaya, evrene, (Hakk’a) öyle bakmak, öyle duymaktır.

Merteği, başka yerlerde (başkalarında) aramayalım.

2 yorum:

  1. Harun Meral :

    Bir branşta ehil olupta, kendi anladığı konular haricinde hiçbir şey bilmeyenlerin, buna rağmen otorite kesildiklerini sıkça müşahade ediyoruz.
    Hani bir söz var ya " Aslında ben çok akıllı değilim, ama etrafakiler çok aptal olduğu için konuşuyorum" işte maalesef birileri herkesi aptal zannederek , kendi acziyetini koyar ortaya.

    YanıtlaSil
  2. Nidai Seven :

    Bilgi sahibi olmadan söz sahibi olan cahillerden Cenab-ı Allah bizi korusun.

    YanıtlaSil

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...