26 Kasım 2012 Pazartesi

Kuşdili Mektebi



Farklı dillerden konuşuyoruz. Aramızda senkronizasyon yok. Akortsuz orkestra aletleri gibiyiz. Biz ‘Lâ’ sesinde karar kılmışız. Siz, ‘Fî’ sesinde. Anlaşamıyoruz. Anlaşamayız. Okuduklarımız farklı, okuduklarımızdan anladıklarımız farklı. Aslında biz ‘ayrı dünyaların’ insanlarıyız. Biliyorum, arabesk bir söyleyiş oldu, ne yapalım ki, böyle. Ayrı dünyalar.

Dünyalar ayrı olunca, haberleşme ve anlaşmak üzere icat edilmiş lisanlarda da ayrılıklar oluyor. Anlaşabilmek için, ya ben senin dünyana geleceğim, ya da sen benim dünyama, başka bir yol yok.

Görüyorum ki, herkes kendi dünyasında mutlu bir hayat sürüyor. Bu mutlu hayatta hüküm kendisine ait. Başka birisinin, başka bir kabul sisteminin, başka bir fikir söyleminin tesiri altına girmek istemeksizin, kendi dünyasında, kendi hayalleriyle baş başa bir hayat sürmek isteği, doğrusu bilmem ki bu mudur?

Dorusu bu olsaydı, Peygamberler gelmezdi, dünyayı değiştiren yüce ruhlu erler gelmezdi. Dünyanın daima değişime ihtiyacı var. Çünkü “her an bir şanda olanın lütfu ile” ilim her an ilerlemekte, gelişmekte. İlme ayak uydurmak için, zorla da olsa bir başka fikrin, bir başka düşüncenin tesiri gerekiyor.

Dünya hayatında öğrendikleri insanın sınırlı. Sınırlı bilgiyle kavraması da sınırlı oluyor. Öyleyse, aklı sevginin emrine vererek, yenidünyalara açılmak, yeni yorumlara ulaşmak, bilinmeyenlere uzanmak bir vazifedir insan için.

Bilinmeyen değil aslında. Bilinen ve fakat bizim anlayamadığımız, algılayamadığımız.

İnsanlığın gereği; düşünmek, araştırmak ve soruşturmak yollarıyla, hedefi bularak kabuğunu terk edip, uçmak kelebeklerce özgür ve sonsuz. Bu aşamada binlerce cevaplanmamış zor sorular, hem kendi içinden kendine yüklediğin sorular, hem çevrenden sana doğru yöneltilen ve cevaplanmasını istedikleri çetin sorular. Kur’an’ı Kerim’den, Resullah’tan, ululardan, ilim adamlarından, sanatkârlardan, her ne öğrendinse derinine nüfuz edip, hakikatine ulaşmak. Öğrenmek; herkesten. Rab, öğreticilik eylemini tüm yaratıklarından, tüm insanlardan yapar. Her biri bir şeyler söyler, söyleyenin Hakk’ olduğunu idrak ederek, istenilen kıvama girmek. İçine dönmek. Görünür ki, sonunda…

“Süleyman kuşdilin bilir dediler / Süleyman var Süleyman’dan içerü” (Yunus)

Bir başkaymış dilleri şu bizim konuştuğumuzdan, anlaştığımızdan. Her bir kelimeyi şifrelemişler, her bir kelimeye derin manaları gizlemişler. Karacaoğlan da anlamaya çalışanlardan değil miydi? “Dilleri var bizim dile benzemez”. Mecazi anlatımlar ayrı bir oyun olmuş, bu oyun içinde bana da anlamak görevi düşmüş. “İman edenler ise ondan korku ile ürperirler ve bilirler ki o kesinlikle Hakk’tır.” (Şûrâ/18). Süleyman, Süleyman’dan dolayı kuşdilini bilir. Süleyman olup Süleyman’ı tanımak, Süleyman’la kuşdili anlaşmak…

Nitekim;

Ahmet Haşim de benzer bir anlatımla söylememiş miydi?

“Bu bir lisân-ı hafidir ki ruha dolmakta / Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta”

İnsanlığın peşinde olduğu hep bu ‘lisan-ı hafi’ olsa gerektir ki, anlayıp, bilip, tanıyabilsinler. İnsan olsunlar. O gizli ‘Lisan’ı öğrenmeden, anlamadan, manaya nasıl ulaşılır?

“O kendilerine hakikat bilgisi verdiklerimiz var ya, O’nu (Hz. Rasûlullâh’ı) kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar… Nefslerini hüsrana uğratanlar, işte onlar, iman etmezler.” (En’am/20)

Kuşdili Mektebi, duvarlar arasına sıkıştırılmış şu bildiğimiz mekteplerden değil. Duvarlarla, sınırlarla bağlı değil. Her mekânda, her an o mektepte tahsil edilir. Konuşulan dil lisan-ı hafidir, kuşdilidir.

Hayırlısıyla mektep arıyorum.

3 yorum:

  1. Mehmet Kınacı :

    Süleyman'a "Kuş dilini bilir" dediler...Bilmiyoruz.

    Bildiğine "iman" ediyoruz!!!

    YanıtlaSil
  2. Merhaba!
    şu link'e bir bakar mısınız? :-)
    http://www.frmtr.com/garip-olaylar/2221597-hayvanlarin-lisanini-bilen-adam.html
    Selamlar!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam Maksut,

      Teşekkürler,

      Ara sıra da olsa görünün,

      Seviniriz.

      Selamlar.

      Sil

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...