Muhalefet;
Beğenmediklerimiz değil;
İlmimize göre, aklımıza
göre yanlış gördüklerimiz, yanlış olduklarını zannettiklerimiz. Şöyle de
söyleyebiliriz; yeni bir düşünce, bilinmeyen bir fikir, oluşmamış ama üzerinde
çalışılan bir sistem. Geliştirildikçe ortaya dökülen, açıklanan düşünceler
toplamı.
Rahatsızlık vericidir.
Aklımızı kurcalar, zekâya zarar verir.
Öyleyse söylenmelidir.
Anlatılmalıdır. Yazılmalıdır.
Cesaret, muhalifin kanıdır.
Kansız vücut nasıl felç halinde ise, cesaretin bulunmadığı muhalif, özgürlüğün
bulunmadığı muhalif felçli gibidir. Elini kaldırmak istemesine rağmen organizma
izin ermez.
Öyleyse, muhalifine fırsat
verilmeyen, kuruluşlarda bir felç hali vardır diyebiliriz.
Bu iki türlü
olabilmektedir. İlkinde, muhalif tabiatlı kişi ne söylerse, ne yazarsa
söylememiş, yazmamış gibi görülür. Yok sayılır. İkinci de ise söylemesine de
yazmasına da fırsat ve imkân verilmez. Her ikisi de diğerinden tehlikelidir.
Tehlike önce, yok sayan ya da fırsat vermeyen kuruluşun temel direklerinin
çatırdamasıyla ortaya çıkar. Bu durumu kendi eliyle sağlamıştır. Kimsenin
günahı yoktur.
Düşünen kişi, düşüncelerini
bir sistem dâhilinde açıklamak mecburiyetinde hisseder kendini. Evvela,
düşüncelerini bir kuruluşa muhalefet olması bakımından değil, sadece kendisine
ait düşüncelerin başkaları tarafından da okunup, dinlenip anlaşılmasını
istemesindendir çabası.
Oysa düşünceler
açıklandıkça görülür ki, başkalarının düşünceleri ile kuruluşların felsefeleri
ile çelişmeler, karşıtlıklar baş göstermektedir. Taraftar topladıkça, okuyanı,
takip edeni arttıkça kendisine düşman da toplamaya başlar. Fikirlerine karşı
gelişen fikirlerde söylenilmeye, yazılmaya başlanır. Aslında bu durum doğan
cömertlik ortamından dolayı rahmettir. Cennetidir. Kimi gafiller bunu
anlayamaz. İşte rahmeti anlayamayan gafiller fikir ortamından, düşünen
beyinleri iteklerler, yalnızlaştırırlar ve mekân sadece kendilerine tahsisli
hale gelir. Böylece kısırlaştırılmış ortamda tek seslilik raci olur. Tek
seslilik ise düşünüp bir taş koymak isteyen diğerlerinin hürriyetini
kısıtlamaktan başka bir şey değildir. Kendisiyle sulh kuramamış bir zavallının
hodgamlık, nekeslik halidir. Bu durum ise, cezadır. Cehennemidir.
Haziran ayında
karşılaştığım ve takip ettiğim bir tartışma üzerine, bunları söylemek ihtiyacı
hissettim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder