20 Haziran 2012 Çarşamba

Romantizm Suçlaması ve Tasavvuf


Sahtecilik savunulmaya başlanıldığında, zevk alınması gereken tüm değerler alt üst oluyor. Cehaletini de bilinen doğruların ters yüz edilmesiyle savuşturuyor bir anlamda.

Adeta hakaret etme hürriyetine sahip olunarak, sıranın ‘romantizm ve tasavvuf’ olmadığını bildiriyor. Aklınca bizi ‘romantizm’ ile suçluyor.

Batı kaynaklı romantizm sözünün ömrü şurada toplasan yüz elli yıl etmez. Daha genç, tazecik, lügatlere yazıldığı günden beri mürekkebi kurumadı henüz… Üzerinde yüzlerce fikir adamı tartışma yaptı, binlerce yazarın ‘roman’ adı altında yazdığı kitaplar rafları dolduruyor, buna rağmen kelime ve serencamı daha tasavvuf kelimesinin T’si kadar bile arşivlere bilgi, hatıra, kitap, bilim… Bırakmamıştır. Olsun, biz suçlanmayı, aşağılanmayı göğüsleyebiliriz.

Konu hakkında onlarca yazımız bulunduğunu arşive girip bakmasını rica ettiğimiz de bile, kendisinin eli boş olmadığını yine küçümseyerek bize söylemesi dayanılır gibi değildi. Kırılmadım. Kırgın değilim. Hep en iyisini sen bilirsin. Sen en büyüksün. Bir bakışta Allah ayetlerinin manasına vakıf olur, bir görüşte cümle anlamları hıfz edersin. Biz bunlardan uzağız. Anlamayız. Hakk’lısınız. Ayrıca, sizin bilginiz mutlaktır. Sizin kabulleriniz ilahidir, bizim bilgimiz ise kısır, sade ve hatta bayat.

“Hayalcilik” manasını yükleyerek konuştu besbelli, Bu Victor Hugo’yada bir bindirme idi bence. Düş gücünün hayata geçirilmesi olarak tanımlasak bile romantizmi, bizim hiçbir yazımızda, mesajımızda “kuralsızlık” savunuculuğu yaptığımız kanıtlanamaz. Kaldı ki, biz “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” inanışında olduğumuzu defalarca belirtmiştik. Romantik kuşakların ebedi kıblesi Byron bile bu suçlamadan nasibini almıştı. Hayatın acımasızlığını dile getirmek sadece romantizm ile anlatılabilir miydi? Veya Namık Kemal İntibah’ı yazdığı için suçlu mu addedilecekti?

Bütün söylenilenlerden geçtim. “İnsan” özüdür düşünce binamızın.

“Beşeriyet” elbisesini soyunamamış olanlara da saygılıyız, ama haddimizi biliriz.

Koca Yunus’un sözleri anlatır muradımızı.

Sözü bilen kişinin,
Yüzünü ak ede bir söz.
Sözü pişirip diyenin,
İşini sağ ede bir söz.

Söz ola kese savaşı,
Söz ola kestire başı,
Söz ola ağulu aşı,
Yağ ile bal ede bir söz…


2 yorum:

  1. taş kaldırıldıgında ağırdır.....

    durduğuyerde okkasını toprak bılır...

    insan deyıl..............

    reyyan...............

    YanıtlaSil
  2. Harun Meral :
    Kınayanların kınamasına aldırmadan.
    Çok bilenlerin değil, bildiği ile amel edenlerin daha muteber olduğuna inananlardanız.
    Hayal ile, ruh dünyasındaki depremleri, içimizdeki gel gitleri ayıramayanları ayırmak lazım

    YanıtlaSil

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...