4 Nisan 2012 Çarşamba

Ümit, İman, Sevgi


Ay, buluttan battaniyesini usulca çekti üstüne, gözlerini kapattı.

Sürmeli bir karanlık çeğmelendi Ankara üstlerine doğru.

Buzlu kaldırımlarında şehrin, telaşlı insanlar düşmemek için olabildiğince dikkatle yürüyorlardı belediye otobüslerinin kümelendiği duraklar tarafı istikametince.

Küçülen ekmekler, paylaştıklarından değil, büyük adamların para üzerindeki oyunlarından ileri geliyordu. Her gittiklerinde bakkala, çarşıya, pazara harcayabilecekleri ile daha az miktarda alışveriş yapılabiliyordu. Ailenin geçimi günbegün sırtta kamburu artırıyor, yaşamak zorlaşıyordu.

Her biri bir bahaneye sığdırılan, yozlaşmış kabullerin kavgaları neticesinde, bitap düşen millet evlatları, önce beyinlerini, düşüncelerini, sonra imanlarını teslim eder olmuşlardı.

Yorgundular. Umutsuzdular. Yakın gelecekte çözüm de görünmüyordu.

***

Bakışlarındaki hüzün, gözlerinden girip kalbini dağlıyor hayatındaki binlerce fotoğrafın çerçevelerini kırıyordu.

Zafiyetin sebebi sevgi olamaz.

Sevgiyi nefsi hislerimizin sebebi gibi göstermek kendimizdeki acziyettir. Acziyetimiz, sevgimiz olamaz. Elbette ki, sevgi karşısında acizizdir. Savaş, zaten nefsaniyetinin sana açmış olduğu tüm cephelerde ve toptan olmaktadır. Kumandanlıkta burada belirlenecektir.

Kişi hayatında acımasız kareler verilir bazen. Gözünün hiçbir şeyi görmediği zamanlardır o anlar. Ne ağlamak, ne yalvarmak kâr eder.

Toparlanmak, birlenmek vaktidir artık.

Geçmişin hesabı da geçmişle geçip gitmiştir. İş o ki, eğer işlenmişse geçmişte hatalar, ortaya koyulup, üzerinde hesaplar - kitaplar yapılarak bir daha o hataları tekrarlamamak, bir daha o yanlışlara düşmemek için ince planlar yapılmalıydı. Makinenin bozulan parçaları bir başına da kalsan, oturup parmaklarınla, tırnaklarınla tamir edilmeliydi.

Yapılacak budur.

Derin nefes alıp, besmele ile başlayarak, taptaze bir hayata doğmak.

***

Sonra yorulmaların en zorlusu, en belalısı başlar.

Plan ayrıntılı olarak işlemeye koyulunca, her bir noktasına da güvenilir insanları bulup yerleştirmek ve yapılması gerekenleri tereyağından kıl çeker gibi yapıp bitirmek gerekir.

Vazife kutsaldır.

***

Güneş dağların ardından ılık ve sevimli yüzünü gösterdi.
Kaldırımlarında şehrin dolaşanlar, nereye bastıklarından emin, işlerine güçlerine koyuldular. Yüzlerde karşıyı mutlu eden bir gülümseme.

Huzur, bütün ülke sathını kapladı.

Herkes ne yapacağını, niye yapacağını biliyordu.

Bir Deli’nin çıkagelmesi ile kısa sürede işler yoluna girmişti.

Gözünde; şan, şöhret, ad, nam, ün… bulunanların kahraman olmaları muhaldir. Onun için bizim Adsız Kahramanlarımız muteberdir. İşte öyle, bir dere kıyısında, çöplükler içinde…

Derviş sabrında uçmağa varmak.

İstenendir.

1 yorum:

  1. '' Ne Eylerse Mevlam Güzel Eyler'' İnşallah. Kaleminize yüreğinize sağlık, sisli bir Ankara ruhaniyetinde Türkiye tasfiri. Saygılarımla. Emrah BEKCİ

    YanıtlaSil

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...