9 Aralık 2011 Cuma

Demokrasi Güzellemesi

 “Blog’lara yapılan yorumlar ve sosyal medyada yazılan bize ait demokrasi cümlelerinden alınmıştır…”

-Demokrasiler, devasa parlamento binaları ve bitmek tükenmek bilmeyen toplantılarıyla ünlüdür. Sanki önemli bir şey üretiyorlarmış havası ile dünya insanlığının gözlerini boyarlar. Asıl başarıları ise, maalesef insanların buna inanmasıdır, inandırılmasıdır. İnandırılma işleminde en büyük silah, insanların aç bırakılması, hak ettiğinin yarısının bile verilmemesidir.

-Demokrasi mi dediniz?

Anlamadım o da ne? Artık, Küresel Liberal Sermaye güçlerinin oyun alanından ibaret olan demokrasi yerine, yeni bir sistemin gerektiğini düşünenlerdenim. Bunun adı ‘şimdilik’ önemli değil. Maksat dünyanın idaresini ele almak isteyen bu faşist yapının deşifre edilmesidir. Sonra sahibi olduklarını düşündükleri güçlerinden onları ari kılarak, kurdukları korku imparatorluğunu başlarına yıkmak hedeflerimiz olmalıdır.

Bu hedefe Türk olarak ve Türk başbuğlar etrafında toparlanılarak varılacaktır.

-… Bu kadar demokrasi yanlısı olduğunu bilmiyordum. Bukalemun gibi bulunduğu ortamların rengine uyum sağlayan demokrasi dedikleri yönetim şekli, bugünlerde yeni dünya düzenini yine kendisine uydurarak, İtalya ve Yunanistan’da teknokratlar idarecilerini, Arap Ülkelerinde yalancı baharları, Türkiye’de özelleştirme dayatmalarını, Suriye ve İran’da savaş çığlıklarını hep gündemde ve taze tutmaktadır. Demokrasilerde bu çetelerin yapmak istediklerini kolaylaştırmak üzere yeniden ve yeniden dizayn edilmektedir.

Sözü uzatmaya lüzum yok.

Demokrasi yerine, milli ve tamamen kendi zihinlerimizden yeşererek, vücut bulmuş yeni bir yönetim sistemi bulunmalı ve milletimize sunulmalıdır. İddialı bir şekilde şunu söylemek mümkündür ki; dünya insanlığı Türk’ün liderliğinde bir yeni sistem beklemektedir. İtirazı olan okurlara şunu söyleyebilirim: 7 bin yıllık devlet geleneği, Selçuklu ve Osmanlı gibi muhteşem imparatorluk ve imparatorluk küllerinden doğan modern Türkiye Cumhuriyeti gibi tecrübeler, yeni bir düzen, yeni bir yönetim şekli bulmaya kâfidir.

-Arap Birliği’nde Babacan konuşmuş; Suriye'nin temsili demokrasiye geçmiş, toprak bütünlüğünü koruyan ve siyasi istikrar sahibi bir ülke haline gelmesinin en büyük isteğimizdir.”

İyi de senin Arap Birliği dediğin topluluk içinde 22 Arap Ülkesi var. Onlardan hangisi bu senin söylediğin demokrat yönetime sahip ki? Neden Suriye, Niye Suriye? Önce bunu açıklamalısın.

-Başbakan’ın gazete patronları ve genel yayın yönetmenleriyle yaptığı toplantıya, Yeniçağ, Ortadoğu, Cumhuriyet, Sözcü, Aydınlık ve Birgün gazeteleri davet edilmedi.

Bulunduğumuz yerin ve yaptığımız demokrasi eleştirilerinin ne kadar doğru olduğunu gösteren ilginç bir örnektir. “İleri demokratlara” demokrasi dersi verilmelidir, bunu da ancak toplantıya davet edilemeyenler başaracaklardır.

-Demokrasi: artık, küresel çetelerin istedikleri gibi at oynattıkları kötü bir yönetim şekli olarak duruyor.

-“Artık demokrasiler otokrat bir kafanın ürünü olan parlamentoları seçiyorlar ve onları bir onay mekanizmasına döndürerek otokrasiyi demokrasinin koltuğuna oturtuyorlar. Anayasaları onlar yapıyor, yasaları onlar düzenliyor, bağımsız yargıçları onlar seçiyor, ülkelerin yer altı ve yer üstü kaynaklarını babalar gibi satıyorlar. “buna demokrasi mi denir?” diyenleri ise ya açlığa terk ediyorlar ya ağızlarına mühür vuruyorlar ya da hapishane duvarları arasına gönderiyorlar.” (Kurtul Altuğ)

-Köpekleşmek, köpeklere has bir davranış değildir. Onlar, tabii olarak davranırlar. Görevlerini yaparlar. Köpek görünümünde olmayanlarda zuhur eden hastalıklı bir haldir köpekleşme.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...