21 Aralık 2011 Çarşamba

28 Şubat ve Emeğin Hakkı


BİRİNCİ KONU

“Farkında mısınız bilmiyorum, son günlerde “28 Şubat defteri açılsın mı, açılmasın mı” diye bir tartışma var. “Açılsın” diyenler de var, “açılmasın” diyenler de.”

Bu cümle Ahmet Hakan’a ait.

Şunları da biz ilave edelim. 28 Şubat’ı arayanlar, bugünleri iyi incelesinler. Bugün olanları o günlere adapte etsinler. Aha size 28 Şubat.

28 Şubat’ın mazlumları, o günlere rahmet okutuyorlar.

Fakat 28 Şubat eleştirileri yapan, tasdikli yandaşlar, bu günlerdeki 28 Şubatları asla eleştirmiyorlar. Ne denir. Etme bulma dünyası. Bir dostum da şöyle dedi: “tekrar eden bir senaryo, hedef değişik, şimdi karşı bir 28 Şubat yaşanıyor gibi.” Evet böyle, 28 Şubat ızdırabını yaşayan İslâmcı gruplar, bugünü asla eleştiremiyorlar, asla baskıların faşizan boyutunu görmek istemiyorlar, nede olsa iktidarın imkanlarından istifade ediyorlar. Yazık.

“Sivil” kelimesi, özgür beyinleri anlatır, üniformayı değil. Bu kelime ile sadece asker üniformasını anlayan beyinlerle ne konuşulacak? Konuşsanız da anlaşamazsınız zaten. Beyin esir olduktan sonra, elbisesi ha haki, ha renkli ne fark eder?

İKİNCİ KONU

Taa İngiltere’lerden getirdiğimiz Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, asgari ücretle ilgili; “asgari ücret 1.000.- Tl.ya çıkarılsa Türkiye batar mı” sorusuna; "Asgari ücreti ödeyen devlet değil, asgari ücretli devlette çalışan da yoktur, benim bildiğim kadarıyla. Asgari ücret özel sektörün ödediği bir ücrettir. Özel sektörde siz eğer ücretleri verimlilikle ilişkilendirmezseniz belki Türkiye batmaz ama firmalar batar. Onun için rekabet etmek zorundayız" cevabını vermiş.

1. Bildiğim kadarıyla diyor, bilmesi gerekirdi.

2. Devlette asgari ücretle çalışan yoktur. Diyor.

3. ücretleri verimlilikle ilişkilendirmekten bahsediyor, fakat bunun özel sektörde olmasını istiyor. Yani devlette verilen ücretlerin verimlilikle ilişkilendirilmesine gerek yok(mu) demek istiyor?

4. firmalar batar demiş. Türkiye batmaz ama, demiş.

5. Rekabet etmek zorundayız demiş.

Ben cümleleri nerden mi hatırlıyorum. KÜRESEL ÇETELERİN DEVLETLERE TALİMAT OLARAK BİLDİRDİKLERİ UYGULAMALARDAN. Örnek: Sendikaları güçsüzleştirin, işçilik ücretini düşürün, Sigorta primlerini indirin, işçiye zam yapmayın, grev hakkını kaldırın, birden fazla sendikalara üye olmayı kolaylaştırın…

Sayın Bakan küresel güçlerin ağzıyla konuşuyor. Tehlikeli sular bunlar. Sosyal politikaları güçlü bir şekilde uyguladıkları iddiasında bulunanların Maliye Bakanı’ndan bu tür sözler duymak ne haldir? Şu soru hiç sorulmadı galiba; “Asgari ücret, ücret midir?”

Alın teri kurumadan bedeli verilmesi gereken yüce bir değerdir emek. İşçinin hakkı, kamunun hakkıdır, kamu hakkı Allah Hakkıdır, işçisi zeval içinde hiç bir millet varlığını koruyamaz. Adalet ölçüsünün en önemli mihenk taşıdır emeğin karşılığının bi-hakkın verilmesi. Nice hükümetler, nice devletler perişan hale gelip, yıkılmıştır, sırf işçilerinin emeğinin karşılığını ödemedikleri için.

Prof. Nadim Macit şöyle söylüyor iki gün önceki makalesinde: “Milletin hukukunu sağlamada zafiyet gösteren devlet, devlet olma vasfını yitirir. Devleti yönetme görevini üstlenen veya buna aday olan bir fikî ve siyasî hareketin amacı, milletin hukukunu korumak olmalıdır. Türk devlet tarihinde her şeye karşı müsamaha gösteren siyasi otorite, hukukun ihlaline/törenin bozulmasına hiç bir şekilde müsaade etmemiştir. Modernleşme sürecinde demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin zeminini ve şartlarını Türk Milliyetçileri oluşturmuştur.”

Bu açıklamadan da anlaşılmalıdır ki, milletin çok önemli bir kesimini (kahir ekseriyet) oluşturan işçilerin emeklerinin hakları, karşılıkları, kısaca ücretleri eksiksiz ödenmelidir. Bu konuda yok rekabetmiş, yok enflasyonmuş, yok özel sektör batarmış gibi bahanelere yer yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...