14 Kasım 2011 Pazartesi

Bir Başörtülü’nün Saçmalaması

Dondum kaldım. Gözlerime inanamadım. Kulaklarıma inanamadım. Okuduğum yazı gerçek miydi? Bu cümle sahiden yazılmış mıydı?

Bir dünya yaratıyor kendisine, o dünyasında mutlu, dertsiz yaşıyorken gerçek dünyaya ait bir sorunla karşılaşıyor..  ve basıyor yaygarayı. “İnsanların açlıktan dolayı öldüğü bir dünya, Rezzâk ismine sahip Allah’ın yarattığı dünya olabilir mi?” diyor mesela. Ne dersiniz bu feverana, “doğru söylüyorsun kızcağızım, bu dünya Allah’ın yarattığı bir dünya değildir, başka bir allahın yarattığı bir dünyadır!” mı demeliyiz?

Donup kalmama sebep neydi peki? Çünkü bu cümleyi yazan kızcağız başı örtülü, İslamcı davanın bir neferi olarak gazete köşelerinde yazıp duruyor. Bu insanlar kendilerinden ve gruplarından bahsederken Müslümanlar derler, onlar için kendileri Müslüman’dır, başkaları ise diğerleri içindedir. Onlar ve Müslümanlar çok sık kullandıkları tanımlamadır. Bu cümleyi diğerlerinden birisi söyleseydi bizimde gündeme getirmemize gerek kalmazdı. Olabilir, söyleyebilir der geçerdik.

Ne söylediğinin farkında değil, belki de söylediği cümle, söylemek istediği, anlatmak istediği cümle -mana- değil. Lakin bu zat-ı muhterem büyük büyük gruplarda, koca koca yazarlarla tartışmalara girmekte, yazıları âlemde elden ele dolaşmakta, özellikle kadınların başörtüleri ile ilgili tüm tartışmalara bilgilendirmelere davet edilmektedir. Anlatıldığı ve anlaşıldığı kadarıyla Allah’ı bilmektedir. Maneviyatı yaşamaktadır. Fakat sıkıştığı yerde O’na iftira edebilmekte, hakarete varan şirke girebilmektedir. Öyle bir durum ki, Allah insanları yaratmış, dünyaya salmış ama yiyeceklerini göndermemiş. Bu nasıl Allah inancı, bu nasıl manevi kişilik?

Söyleyecek söz bulamıyorum.

Allah akıl fikir versin, yolunuz açık olsun demekten başka bir şey gelmez elimden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...