26 Eylül 2011 Pazartesi

Küresel Çeteler, Bir İki Örnek

 Acımak diye bir duygu yok hayatlarında. Hiç umurlarında değil birilerinin açlıktan ölmesi, çocuğuna bir yudum su veremeyenler…

Bir ülke düşünün, halkının % 70’ten fazlasının günlük geliri 1 (bir) Dolar’ın altında. Bu ülkenin kralı birkaç gün önce doğum günü partisi için 1 Milyon Dolar harcamıştı. 12 karısı var ve bunlardan da 27 çocuk sahibi. Ülke nakit sıkıntısı çekmeye, nakit rezervlerinin bitmeye yakın olmasından dolayı borç arar, Afrika Kalkınma Bankası ve IMF’den borçlanamaz, çünkü borç verilmeye layık bir ülke değildir. Borç verilmeye layık değiller, fakat kral ve üst yöneticiler sefahat içinde hayatlarını sürdürürler. Halkın kemerleri sıkmaktan başka bir işleri olmadığı halde, büyük kral halktan yeniden fedakârlık yapmalarını ister, yeniden kemer sıkma politikaları devreye girer. Komşuları Güney Afrika, bu ülkeye 330 Milyon Dolar krediyi 5 yıl vadeli olmak üzere vermeyi kabul eder. Yapılan kabine toplantısında Kral “Güney Afrika’yı bize yardım yapmaya ben ikna ettim” diyerek, verilecek paranın 57 Milyon Dolarının kendisine verilmesini ister. Bu ülke, Güney Afrika’da küçük bir devlettir. Swaziland.

Bu haberi 29 Ağustos tarihli Milliyet Gazetesinden aldım. Aslında yorumsuz vermek en iyisi idi. Birkaç cümle ile şunları söyleyebiliriz.

Biz bu haberlere aşinayızdır. Komisyonsuz iş yapmazlar bu küresel şeytanlar. Bakmayın haberde küçük bir ülkenin kralına yüklenen kabahate. Bu suçun ortakları vardır mutlak. Bunlarda kesin kez küresel çetelerden başkaları değildir. Aslında, para ihtiyacını yaratan da, parayı bulan da, komisyonu isteyen de bu küresel çetelerden başkası olamaz. Anlayamadığım Gazete kulağına gelen haberi araştırmadan, sadece kabine toplantısına katılan falanca bakanların doğruladığı şeklindeki açıklamayla haber vermeleri, çetelerin aklanmasına çabalamaktan başka bir şey değildir. Kim onların bilgisi olmadan bu dünya üzerinde 330 Milyon Dolar’lık bir krediyi verecek, kim bu krediden onların haberi olmadan komisyon aparacak. İmkânsız bir şey.

Tam da küresel çetelerin oyunlarına örnek bir olaydır.

***

İsterseniz aynı gazetede, aynı sayfadaki şu habere eğilelim.

Hindistan’da Anna Hazare isimli bir aktivist. Bu zatı muhterem, Hindistan’daki yolsuzluklarla mücadele edilmesi, yolsuzlukların sonlandırılması için açlık grevine gider. Bu eylemi  onbinlerce Hint’li destekler. Parlamento 13 gün sağır kulak kesilir. 13 gün bekler… Sonunda 13. Gününde Anna Hazere’ye Parlamento’dan “kabul” cevabı gelir ve Hazere açlık grevini sonlandırır. Parlamentoda yapılan 9 saatlik bir toplantıdan sonra maliye Bakanı Hazere’nin önerilerini kabul ettiklerini, hayata geçirme konusunda prensipte anlaştıklarını açıkladı.

Yolsuzlukla mücadele için, “Yeni Gandi” lakabıyla anılan 74 yaşındaki Hazere’nin açlık grevine gitmesini mi bekliyorsunuz sayın parlamenterler?

Tabii ki, hayır. Onlar kendilerine emir veren küresel güçlerin istekleri dışına çıkamazlar. Onları bulundukları makamlara bu çeteler getirmişlerdir. Bu çeteler, paralarına para katmak için her yolu mubah sayarlar. Bu yüzden bir ülkenin yolsuzlukla mücadeleye girişmesini asla istemezler. Onlar, bütün kazançlarını ya yolsuz yollardan, ya çalmak çırpmaktan, ya halkı kandırmaktan kazanırlar. Onlar için tek düşünce, tek amaç halkın ve devletin elindeki paraları kendi ceplerine aktarmaktır. Halk fakirmiş, devlet zayıfmış hiç umurlarında değildir. Acıma duygularını kaybetmişlerdir.

***

Tesadüfünde böylesi, aynı gazete, aynı sayfada bir haber daha;

“Playboy” sıfatı ile maruf Kaddafi’nin oğlu Mutassım’ın, Hollanda’lı manken kız arkadaşı anlatıyor: “Onunla dünyanın en lüks yerlerine gittik, en pahalı otellerinde kaldık, çok pahalı hediyeler alıyordu, ona bir gün ne kadar harcadığını sordum. 2 milyon dolar dedi. Yılda mı dedim, hayır ayda diye cevapladı”.

Buyurun. Küresel çetelerin tuzağına düşmüş bir garip Müselman. Halkı açlıktan kırılırken, belki akrabaları bir yudum su bulamazken aylık 2 milyon doları Hollanda’lı kız arkadaşı için harca. Anlaşılıyor ki bu onun daimi alışkanlığı.

Hep böyledir. Küresel çetelerin ikna yönetimi ile saflarına çektikleri zavallılar, bir gün gelir onlar gibi olur giderler.

Haberler böyle; Çeteyi uzaklarda aramaya gerek yok.

Mide bulandıran haberler. Kusacağım geliyor. İğreniyorum.

***

Birkaç gün evvel, Güler Sabancı’ya ‘Küresel Vatandaşlık’ ödülünün Muhtar KENT tarafından verildiği haberini okumam üzerine bunları düşündüm.

1 yorum:

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...